"Cumhurbaşkanı Kim Hyundae'nin küçük oğlu Kim Taehyung, yurt dışındaki eğitimini bitirdikten sonra ülkeye döndüğünden beri gündemden düşmüyor. Genç Kim'in Adalet bakanlığına getirilen abisinden sonra başka bir bakanlığa atanması beklenirken sessizliğini koruyan genç Kim, dün gece sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşım ile bu sessizliğini bozdu. Muhalif kesimlerce nepo baby olarak adlandırılan Kim Taehyung kendisine ithafen atılmış olan ve 'Okumak ve emek mi? Boş versenize, babanız sizin için satın alır.' yazan nefret tweetini 'Onun parası olduğundan emin değilim.' Diyerek yanıtladı. Bu olay sosyal medyada büyük etki uyandırırken bazı kesimler bir nefretçiyle alay ettiğini söyleyerek destek olurken bazıları ise bunun bir itiraf olduğunu söyleyerek tepki gösterdi."Jungkook önündeki masaya uzattığı bacaklarını indirip elindeki kumanda ile duvara montelenmiş küçük televizyona biraz daha ses verdi ancak stüdyodaki işlerine odaklanmasına engel olduğu bahanesiyle ona ters ters bakan Namjoon kumandayı ondan alıp yeniden sesi kıstı. Bu, Jungkook'un gözlerini devirmesine sebep olsa da bir şey demedi bu konuda. Şu an çok daha önemli bir mevzu vardı.
"Arsız piç." Diye homurdandı sunucu kadının sözleri aklında dolanırken. İki gündür uyumadığı için kızarmış olan gözlerini ovuşturdu dövmeli parmakları ile. "Bir çıkıp benim babam hırsızın teki demediği kalmış."
"Sence der mi böyle bir şey?" diye alaya aldı onu Namjoon. Siyasetten veya magazin dünyasından hiç hazzetmezdi ancak Jungkook bunlarla çok ilgili olduğundan zamanla o da alışmıştı günde birkaç milyon kez bu konuları konuşmaya. "Gerçi çıkıp söylese bile hala savunacak bir şey bulacak olan çok enayi var ama..."
"Yine de bu nepo bebeğin götü yemez onu. Babacığını üzmez."
"Çok da emin olma. Abisinin aksine asi bir tipe benziyor."
"Asi mi? Kıçımın asisi. Tuvalet eğitimi verdiğim halde evde boş bulduğu her yere işeyen Bam bile daha asidir." Dediğinde Namjoon'un kahkaha atmasına sebep oldu Jungkook. Oysaki şaka yapmaya çalışmamıştı. Gerçekten böyle düşündüğü için söylüyordu bunları.
"Tanımıyoruz." Dedi Namjoon gülüşü yavaş yavaş yüzünün terk ederken. "Belki de düşündüğünün tam tersi biridir."
"Aksine," dedi Jungkook dönen sandalyesinin tekerleklerini kaydırıp monitöre yaklaşırken. "Tam da düşündüğüm gibi biri.""Hükumetten nefret ettiğini biliyorum ama bu çocuğa ayrı bir uyuzsun sanki. Sal gitsin. Yurt dışında büyümüş şımarık neponun teki işte."
"Ben salarım da..." derken gözleri ile arkada oynayan televizyondaki haberi işaret etti. "Onlar beni salar mı bilmem."
Namjoon'un da gözleri oraya dönerken Kim Taehyung haberinin çoktan bittiğini ekrandaki yeni konunun yanındaki Jungkook olduğunu gördü. Güldü. Komik olduğu için değildi, aksine sinirleri bozuluyordu arkadaşının içine düştüğü durum ancak Jungkook'u baş koyduğu bu yoldan yıllardır döndürememişti, döndüremeyecekti de.
"Her şarkında adamlara sallamayı bırakırsan neden olmasın?" Demeden de edemedi. Jungkook'un hem en yakın arkadaşı hem de prodüktörü olarak yaptığı her işe sonsuz saygı ve hayranlık duyuyordu ancak başına büyük belalar almasından korkuyordu. Hoş, zaten alabileceği en büyük belayı almıştı ancak henüz kimse kirli oynamıyor, kartlarının tamamını açmıyordu. Bu da Namjoon'un en büyük tesellisiydi çünkü gün gelip de herkes kartlarını açtığında tehlike çanları Jungkook için çalacaktı, biliyordu.
"Ne olduğu belirsiz insanların özgürce müzik yapıyoruz adı altında sayın Cumhurbaşkanımıza ve partimize ettiği hakaretler ve iftiralar ile ilgili savcılık yapılması gereken her şeyi yapacaktır. Aziz milletimizin sevgisini kazanmış bizler, her daim vatanımız için çalışmaya devam edecek ve dış güçlerden destek alan birkaç bölücüye pabuç bırakmayacağız..."