Yüzleşme

647 41 2
                                    

Korku bir insana ait en temel duygulardan biri ve aynı zamanda en öngörülemezi. Çünkü korkan bir insanın neler yapabileceğini kestiremezsiniz. Kendimin, tüm bana yaşattıklarına rağmen Erdem'in kollarına sığınmış olmamı kestiremeyişim gibi. Sadece bu da değil. Beni güvenli yere çekip gitmesine de izin vermeyişim de, bana bir şey olacak korkusundan değil ona bir şey olmasın diyeydi.

"Meleğim izin ver." Diye fısıldadı tekrar. Bu 3. Söyleyişiydi. "Hayır." Dedim panikle "istemiyorum." "Sandığın gibi değildir. Buraya öylece giremez." Dese de hızlıca başımı iki yana salladım. Hala göğsüne sımsıkı tutunuyordum. O sırada dışarıda sesler kesildi. Ve "nerede o?" sorusu yankılandı biraz önce terketmiş olduğumuz salonda.

Bu ses... "Baba." Ah şimdi yanmıştık. Ona attığım mesajı hatırlamak için tam da bu anı bulmuştum. Yerin dibine girmek istedim. Bin kere on bin kere yanmıştım.

Nasıl bulmuştu burayı? Erdem'le aynı anda birbirimize baktık. "Bana bırak tamam mı? Her şeyi ben anlatırım."
Bu sefer kafamı onu onaylamak için salladım. Zaten ben ne biliyordum ki ne anlatacaktım.
Beni göğsünden ayırdı ve elini avucuma kaydırdı. Salona doğru geçerken destek verircesine sıktı parmaklarımı. Her şey o kadar hızlı değişiyordu ki, kendimi akışına bırakmaktan başka çarem yokmuş gibi hissediyordum.

"Murat bey, Eylem hoşgeldiniz." Dedi Erdem tok sesiyle. Ben onun arkasından ayaklarımı sürüye sürüye geldiğim için henüz görememiştim onları. O durunca ben de sırtına çarpmamak için durdum. Babam hala konuşmuyordu. Sessizlik uzadıkça kafamı yerden kaldırdım ama babamın bakışları kenetlenmiş ellerimizdeydi. Sonra o da kaldırdı kafasını ve gözlerinde, görmeyi beklediğim kızgınlık yoktu. Daha çok hayal kırıklığı taşıyordu.
"Ben-"diye başlayacak oldum ama çıkmadı gerisi.

"Murat bey buyrun oturun ayakta kalmayın." Dedi Erdem koltukları göstererek.

"Oturmaya gelmedim. Bana hemen ne olduğunu açıklayın. Ne demek ben evliymişim." Dedi babam mesajımdan alıntı yaparak.
Erdem bir an bana baktı ve bakışlarımdan ne çıkardıysa boynunu kıtlatır gibi yaparak babama yöneldi.

"Şöyle geçelim Murat bey her şeyi anlatacağım." Diyerek koltuğa oturttu. O sırada yanıma gelen Eylem sessizce " Çıldırmış gibiydi. Ona bir şey olmasın diye buraya getirmek zorunda kaldım." Dedi. Tahmin edebiliyordum. Parmaklarım buz kesmiş halde babamın çaprazındaki tekli koltuğa oturan Erdem'in yanındaki diğer tekli koltuğa yerleştim yavaşça. Erdem'in anlatacaklarını merakla beklerken Eylem de babamın yanına geçti.

"Mayıs ayında..." diye başlarken Erdem, Eylem nefesini tuttu belli ki en baştan başlıyorduk. Bildiğim şeyleri antırken Erdem, babamın;

"Ne 1 milyon dolar mı?" Diye ayağa fırlamasıyla yerimde çakılı kaldım. Eylem de aynı anda kalkıp bir kaç adım geriye çekildi.

"Murat bey o zaman bilmiyordum ama o para torununuzun hayatını kurtarmak için alınmıştı benden."

Babam tekrar koltuğa oturduğunda "Ne, ne oldu ki?" Diye sordu transa girmiş gibi.  Bu sefer Eylem anlatmaya devam etti. Benim de düşüncelerim yeğenimin göğsündeki yeni yara izine kaydı. Miniğim çok şükür artık iyiydi. Eylem anlatmayı bitirdiğinde babam bi nebze sakinleşmişti.

"Ben Eylül'ü bulup onu Eylem sandığımda çok sinirliydim. Farketmem gerekirdi ama öfkemin gözümü kör etmesinden onun olmadığını fark edemedim." Dedi Eylem'i göstererek.

"Ee peki nikaha gelsek mi artık. Nasıl evlisiniz siz?" Dedi babam sabırsızca.

"Tamam da oraya geliyordum Murat bey müsade ederseniz." Erdem sabırla anlatırken sözünün kesilmesinden rahatsız olmuştu belli ki.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 04, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MASUMİYETİN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin