Hard: Ne? Hayır.
Natasha: Öyleyse neden seni hissediyorum......
Bana doğru yaklaştı. İfadesizce bakıyordum.
Hard: Bak Baron taşıyıcısı benim tamam mı? Ama illa kaderinde falan olmıcam. O tür saçmalıklara inanmam ben.
Natasha: sana geleceğini söyliyim.........
Diz çökeceksin.Birden odaya silahlı birileri daldı. Birinde roket atar bile vardı.
Natasha: Şimdi.....Diz Çök!
Hard: hıhıhıhahahaha......Çok Beklersin!
Birden koşmaya başladım. Ama ne yapacağımı tam olarak bilmiyordum.
Birden Baron konuşmaya başladı."Kafamın içinde" Baron: Hemen odaklan! Odaklanki gücümü sana verebileyim! Böylece, insan hayal kapasitesinin sınırını bilmiyorum ama hayal ettiğin her şeyi yapmanı sağlayabilirim.
Pekala,sanırım odaklanmalıyım. Gözlerimi kapattım etrafımda yine o mavi sis oluştu. Birden ne yapmam gerektiğini biliyordum. Hemen önümde duran davara zıpladım ve duvarda koşmaya başladım. Silahlar ateşlenmeye çoktan başlamıştı. Tavana geldiğimde ise tavanda koşmaya başladım birden zaman çok ama çok yavaşladı. Etrafıma baktım. Her yerde kurşun vardı. Sanırım beni bir şey öldürecekti, bunu hissediyordum. Onu bulmaya çalışırken birden Natasha nın elindeki tabancayı fark ettim. Ve birden bir "çıt" sesi duydum. Ve gök gürlemesi. Roket fırlatılmıştı! Ne yapmalı? Ne yapmalı?! Hemen aklıma "Hayal ettiğin her şeyi yapabilirsin" dediği geldi. Odaklandım ve birden her yerden küçük küçük kan kırmızısı kristaller gelmeye başladı. O kristaller elimin içinde birleşiyorlardı, her yerime girmeye başladılar. Birden benim zırhım olmuşlardı. Ama hala istediğim her şeye sahip değildim. Sonra gözlerime iki tame kristal geldi. Kristallere baktığımda.....istediğim tüm bilgileri alıyordum. Sanki yapay zeka gibiydi kristaller. Eğer adama odaklanırsam orayı yakınlaştırıyordu. Hatta şuanki yerdem yüksekliğimi bile yamda gösteriyordu. Odaklandım birden zaman ilerlemeye başladı ve "BAAAM" roket bana çarpmıştı. Herkes et parçaları beklerken birden ben siyah dumanların içinden fırladım ve üstlerine zıpladım. Hepsini öldürdüm. Zırh yeniden kristaller olarak ayrıldı ve dünyanın her yerine geri döndü. Natasha şaşkın bit şekilde bakıyordu. Bana kızdığı belliydi. Böyle soylu bir tip hemen beni öldürmek isteyecektir. Bıçağımı çektim. Oda tam tabancadını bana doğrulttu bıçağı namlunun içine soktum. Öylece kala kaldı. Önüne geldim. Onu yakasından tuttum.
Hard: Ben.....artık kimsenin önünde eğilmeyeceğim!
Onun yakasını serbest bıraktım. Bana baktı. Tabancasına baktı. Ve gülümsedi.
Natasha: Pekala. Bende!
Birden bana saldırdı. Çok kolay hamlelerdi. Hepsinden kaçtım. Hala devam ediyordu. En sonunda onun kolunu tuttu ve ona kendi koluyla vurdum. Gıcık olmuştu.
Hard: Ne istiyorsun gene?!
Natasha: Seni yenerek sana layık bir eş olmak istiyorum tabiki.