8.

606 84 11
                                    

"Lan basbaya sarıldı diyorum ya!"

"Yanlış görmüşsündür."

"Ya hyung sarıldı sarıldı!"

"Jeonginim yapmaz."

"Of kafayı yiyeceğim! Daha benim dokunamadığım vücuda nasıl sarılabilir ya?!"

"Arkadaşça sarılmıştır Hyunjin."

"Arkadaşça falan değildi, kendi gözlerimle gördüm."

"Başka birisinin gözleriyle goremeyecegine göre?"

"Of hyung ne diyorsun ya?! O jeongin midir nedir söyle ona uzak dursun benim prensimden."

"Sacmalamayı kes ve odadan çık, ben senin gibi boş adam değilim işim gücüm var."

"Söyle ama tamam mı?"

"Hyunjin!"

"Ama-"

"Odadan çık, koskoca müdürü meşgul ediyorsun."

"Chan hyung, eğer o tilkiye benzeyen çocuk seungminime aşıksa o zaman bu kadar sakin kalamam."

"Kimse kimseye aşık falan degil, kendi kendine uydurma."

"O sarılmayı sende görseydin böyle konusmazdin."

"Biraz daha konuşmaya devam edersen, 12C nin dersine girmeyi unut."

"Of tamam, gidiyorum."

"Sonunda."

Hyunjin, müdürün odasından çıktıktan sonra merdivenlerden aşağı iniyordu. Karşısında kahkaha atarak yukarıya çıkan meşhur üçlüyü görünce duraksadı.

"Seungmin?"

Seungmin beklenmedik kişi karşısında tökezledi ve gülmeyi keserek hocasına baktı.

"Evet hocam?"

"Öğretmenler odasına gel, arabaya taşıttıracağım birkaç şey var."

"Ama zil çaldı, derse gitmek zorundayım."

"Dersiniz Minho hoca ile ve kendisi bugün yok."

"Ne? Neden yok?"

Jisung'un ani tepkisiyle gözler ona dönmüştü.

"Yani ders boş mu? Yaşasın, ders boş."

Sahte sevincinin herkes farkındaydı.

"Biraz rahatsızlandı, bu yüzden 2 günlük rapor aldı. Anlayacağın yarın da yok."

"Çok mu hasta?"

"Ne yapacaksın Jisung, bir tas çorba mı götüreceksin?"

"Yok hocam o yüzden sormadım, matematik dersleri boş geçeceği için mutlu oldum da."

"Hocan hastalanmış diyorum sen mutlu oluyorsun, gerçekten siz bu öğrenciler ne kadar düşüncesizsiniz."

"Öyle demek istemedi hocam."

Seungmin'in arkadaşını korumasıyla, Hyunjin ona tek kaşını kaldırarak baktı.

"Sen onun avukatı mısın Seungmin?"

"Hayır ama-"

"Uzatma, peşimden gel."

Hyunjin çocukların yanında ayrılıp aşağı inerken, digerleri şaşkınlıkla arkasindan bakakaldı.

"Bu niye bu kabar kaba ya?"

"Evet aq, sanki anasına küfür ettik."

"Onu bunu bosverin, Minho hoca hastaymış ya."

"Ben bunu size söylemedim mi? Dün bizdeydi ya balkonda oturduk hep beraber hava da baya soğuk olduğu için üşütmüş."

"Of salak felix, o çok çabuk üşütüyor. Niye balkona çıkarttınız onu?"

"Sen hayırdır ji?"

"Ne hayırdır?"

"Niye minho hocanı bu kadar düşünür oldun?"

"Ne alaka ya? Üzüldüm adama."

"Orasını anladık da niye bu kadar üzüldün?"

"Sanana seungmo ya, bir de hesap mı vereceğim?"

Jisung sinirle merdivenlerden çıkarken, arkadaşları arkasından gülüyordu.

"Ay lix, bu galiba senin dayına yanık."

"Galibası mı var? Baya baya yanık."

////

////

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🏩💕

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🏩💕

hocam deme lazım olur Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin