Bölüm 7:

519 39 17
                                    


Ağrıyan başımı tek elimle tuttum. İki tane ilaç içmiş olmama rağmen geçmemişti ve bu beni sinir ediyordu!


Hd: Astrid iyi olduğuna emin misin?


As: Sıcaktandır, abartmayalım.


Zaten yanımda duran telefonumu ve kulaklığımı aldım. Müzik dinlemek bazı insanların başını daha çok ağrıtır; benim ağrımı ise az da olsa azaltır. Listede şarkılara sırayla baktım. Seçtiğim şarkıyı açtım ve kulağıma Demi Lovato'nun sesi doldu.


Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım. Rahat olamadığım için sağa döndüm. Tekrar rahat olamadığım için bu sefer soluma döndüm. Derin bir nefes alıp verdikten sonra yüz üstü yatmaya başladım. Uyuyamıyorum ki, olmuyor!


Kulaklıklarımı ve telefonumu koltuğun üstüne bırakıp odama gittim. Yatağıma oturdum ve duvara bakmaya başladım. Burada ne yapacağım ki ben? Kafa gitti, yemin ediyorum kafa gitti.


Adımımı atmamla başım daha çok ağrıyınca daha yavaş adım atmaya başladım. Merdivenlerden indiğimde Südüklü'yü gördüm.


Sd: Hadi hazırlan, ilk önce senin için şey varya... Şey..


As: Rehabilitasyon?


Sd: Hastane de sen ona işte. Sonra da Hıçkıdık için hastaneye gidicez.


Gözlerimi devirip tekrar merdivenlerden çıkmaya başladım. Odama girip kapısını kapattıktan sonra dolabıma uzun süre baktım. Kot şortumu ve siyah üstünde 'AC/DC' yazan tişörtümü giydim. Aynanın karşısında çok hafif bir göz kalemi çektim ve parfüm sıktıktan sonra odamdan yine ağır adımlarla çıktım. Telefonumu cebime koyup siyah converse ayakkabılarımı da giyip çıktım. Zaten herkes arabalara yerleşmişti. Diğer araba Hıçkıdıklar kaza yaptıktan sonra tamire gitmiş ve eskisi kadar iyi olmuştu.


Hıçkıdık'ın yanına, arka koltuğa oturdum. Evet, Hıçkıdık o kazadan beri araba kullanmaktan korkuyor. Aslında ben olsam, ben de korkardım.


Hd: Astrid emniyet kemerini tak, dedi kolumu dürterek. İtiraz etmeden kemerimi taktım. Gülümsememe karşılık veren Hıçkıdık'ın elini tuttum. Korkuyordu. Dün eve geri dönerken diğer arabayla gelmiştik eve, o zaman da bu kadar heyecanlıydı.


Araba çalıştığında tuttuğum eli, elimi sıktı. Korkuyordu ki zaten bu kolay yenilebilecek bir korku değildi. Korku, beynimizin oyunuydu; ama korkmayı engelleyemiyorduk.


Rehabilitasyon merkezinin önüne geldiğimizde bir çok doktor ön bahçedeki banklardaydı. Hatta bazı -böyle demek istemesem de- hastalar dışarıdaydı. Bir kaç polis arabası da merkezin önünde duruyordu. Bina kapkaraydı.


Hıçkıdık'ın elini bırakıp arabadan indim. Şimdi korkma sırası bana gelmişti.


Hd: Biz konuşuruz, sen istersen gelme, dedi eliyle Claire'yi işaret ederek.


As: Tamam öküzcük, dedikten sonra adımlarımı başka yöne çevirdim. Birisinin bana seslenmesiyle arkama döndüm.

Hiccstrid 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin