O ahşap iki kişiyi taşır..🌹

1.4K 119 169
                                    

Mektubun son kısmında sesli bir nefes verdi Sadi. Gözünden süzülen tek damla yaş mektubu ıslatırken "Gitme Songül.. Gitme" diyebildi.

Adını koyamadığı hisler kafasını şekillendirirken kendini bir uçurumdan boşluğa düşüyormuş gibi hissetti. Hissiz, sevgisiz ve en önemlisi Songül'süzdü.

"Hani o ahşap bizi hep taşıyacaktı Songül" diye mırıldandı gülümseyerek. "Asıl ben okyanusun karanlık sularına gömüldüm şimdi."

Uzunca bir süre ne yapacağını bilmez bir vaziyette oturdu salonda. Tam göğüsünün ortasında bir yer acıyor, nefes almasına engel oluyordu. Yuvam dediği evin onu içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark etti. Songül'süz her şey ne kadar da eksikti.

Vücudu yüreğine dar gelmeye başlamıştı artık. Nefes almak hiç bu kadar can yakıcı olmamıştı Sadi için. Her iç çekişinde kalbi bir damla kan kaybediyor gibiydi. Üzerinde tonlarca ağırlık varmış gibi hissediyor, bacaklarında adım atacak derman bulamıyordu. Songül'ün gidişi  ile tüm dünya başına yıkılmıştı sanki.

Ağlamamıyordu. Göz kapakları ağlayamadığı için ağırlaşmıştı artık. Acıyı hiç bu kadar keskin hissetmemişti. Boğazını sıkan el yavaş yavaş hayat damarına yaklaşıyor onu ağır ağır  öldürüyordu. Hiç olmadığı kadar üşüyor hiç olmadığı kadar korkuyordu.

Kaybetme korkusunu defalarca yaşamış olmasına rağmen bu sefer daha farklı korkuyordu Sadi. Kalbi parça parça olmuş, ruhu bedenini çoktan terk etmişti. Songül'ün onu terk ettiğini düşündükçe güçlü kalmaya çalışan yanı yıkılıyordu.

"Bu iş böyle olmaz" dedi oturduğu yerden doğrulurken."Yarım kalamam. Sensiz kalamam Songül" dedikten sonra hızlıca girdi odasına. Üzerini değiştirip salona geri geldi ve Yaver'i aradı. Bir iki çalıştan sonra Yaver'in sesi duyuldu telefonun diğer ucundan. "Buyur ağam?"

"Yaver beni köşeden al" dedi Sadi sert bir ses tonuyla.

Sadi'nin yüksek çıkan sesi zaten tedirgin olan Yaver'i daha da tedirgin etmişti. "Ağam bir şey mi oldu?" diye sordu telaşlı bir ses tonuyla.

"Soru sorma Yaver beni köşeden al" diye kükredi Sadi. Yüksek çıkan sesi boş evde yankılanırken kalbindeki acı çoktan boğazına yerleşmişti.

Koşardım merdivenlerden inip sokağa attı nefessiz kalan bedenini. Emek apartmanının önünde durup gülümsedi usulca. Derin bir nefes çekti oksijensiz kalan ciğerlerine. Yuvam dediği eve uzaktan bakarken "Seni evine getireceğim Rose" dedi

Bir kaç dakika sonra Yaver sokağın köşesinde göründüğünde kaybettiği gücü yeniden bulmuş gibiydi Sadi. Hızlıca arabaya bindi. "Sür Yaver" dedikten sonra telefonunu eline alıp Songül'ü aramaya devam etti.

Yaver nereye gideceğini bilmez bir vaziyette arabayı sürerken Sadi cevapsız kalan aramalarına bir yenisini daha eklemişti.  Telefonunu cebine koyduktan sonra sinirle yumrukladı arabanın torpidosunu. "Aç şu telefonu Songül aç" diye bağırdı yüreğinin acısı dudaklarından dökülürken.

Sadi'nin tepkisi ile irkildi Yaver. Kaçamak bir bakış attı Sadi'ye. Başını tekrar yola çevirdiğinde topladı cesaretini. "Ağam neler oluyor?"

Yaver'in sesini duyunca kapalı olan gözlerini araladı Sadi. Duyduğu soru ile beyninin karıncalandığını hissetti. "Yengen" dedi kesik bir nefesle. "Yengen gitti Yaver."

"Nasıl ağam? Neden?" diye sorduğunda istemsizce sesi titremişti Yaver'in.

"Dün gece ki olay yüzünden" dedi Sadi kısaca. Çünkü şu an olup biteni  anlatabilecek derman yoktu dudaklarında.

Bir küçük sadgül meselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin