Bölüm azıcık uzun oldu, ama neyse. Biraz geç geldiği için de kısa tutmak istemedim. Bu arada geçen bölüm sınırı geçememişsiniz. Çok kırıldım 🤧
Neyse size iyi okumalar hıhh 😒
Sınır: 25 yorum.
×××××
"Nasıl olmuş mu?" Elimdeki çicek ve çikolatayı tutarken Ozan'ın önünde bir tur döndüm. Ozan kafa sallayarak ellerini ceketimin uç kısmında gezdirerek düzeltti.
"Anlamadığım, bana kız istemeye gidiyoruz, ama sen benden daha şık hazırlanmışsın." Yüzüne yerleştirdiği gülümsemesiyle birlikte imayla dedi. Elimdeki çicek ve çikolatayı ona vererek gözlerimi devirdim.
"Ne yani, kötü mü gitseydim." Çicek ve çikolatayı arka koltuğa yerleştirirken gülerek kafasını iki yana salladı.
"Ne demek istediğimi biliyorsun." Anlasam da anlamamazlıktan geldim. O sürücü koltuğuna otururken ben de yan koltuğa oturdum. Gözümün önünde sürekli Alisa canlanıyordu ve şu anda ne kadar güzel olduğunu tahmin edebiliyordum.
"Sence ben de yakışıklı mıyım?" Diye sordu o da aynadan kendine bakarken. Gözlerimi onun üzerinde gezdirdim. O daha çok klasik giyinmişti. Üzerinde siyah pantolon, beyaz gömlek, siyah kravat ve siyah ceket vardı. Yani olabildiğince klasikti.
Ben ise siyah dört sarı düğmeli bir pantolon, üzerine beyaz ve salaş gömlek, onun da üzerine siyah kısa takım ceketi almıştım. Ikimiz de siyah bir şekilde harika duruyorduk.
"Yakışıklısın elbette." Omzuna vurarak onu poh pohladım. Doğruyu söylemek gerekirse, Ozandan çok ben heyecanlıydım. Sanki bana kız istemeye gidiyorduk. Ona bakıyordum da gayet rahat bir şekilde araba kullanıyordu. Benim ise hem Alisa'dan dolayı hem de ilk kız istemeye katılmamdan dolayı ellerimi heyecandan terlemeye başlamıştı.
"Sen benden daha heyecanlı gözüküyorsun." Gülerek dediğinde arkama yaslanıp ona baktım.
"Hayatımda ilk kez kız istemeye gidiyorum. Tabii ki, heyecanlı olacağım." Arabayı yandan dönderirken kafa salladı.
"Ben hobi olarak kız istemeye gidiyorum, bilmiyor musun?" Dalga geçer bir şekilde dediğinde omzuna vurdum. Bunun bu kadar rahat olması normal miydi ya?
"Sen niye bu kadar rahatsın lan?" Sabahtan beri sormam gereken soruyu şimdi sormam onu güldürmüştü. Araba kırmızı ışıkta durduğunda kafasını geriye atarak kahkaha attı.
"Tamam sen de bir sakin ol ya. Esra'nın babası Haluk ağabey ve annesi Meltem abla beni tanıyor ve seviyorlar. Bir sorun olmayacak." Tamam belki bu rahat olmasını sağlayabilir, ama insan bir heyecan yapar. Kaç senelik sevgilini istemeye gidiyoruz. Bir tepki ver, bir mutlu ol yani, dimi?
Arkada duran çikolata ve çiçeği kontrol ederek tekrar önüme döndüm. Heyecanımı bastırmak için müzik listesinde bir şarkı aramaya başladım. Ingilizce ve türk şarkıları karışık şekilde duruyordu. Ben genelde onları farklı listelere alıyordum.
"Seç artık birini." Omuzu dürterek sitem ettiğini ben de onun omzuna vurdum ve "Karışma len." Dedim.
Sonunda yüzyüzekyen- ölsem yeridir şarkısını açarak arkama yaslandım.
Kendime gelemedim hâlâ dün geceden beri.
Uçtum ardından, ama düşsem yeridir.
Içimde bir his var ki, tanıyamadım inan ki, sanırım yenidir."Eren biliyor mu?" Şarkıya eşlik etmemi kesen şey Ozan'ın sorusu olmuştu. Bu soru bir anda tüm moralimi yeniden yerle bir etmişti.
"Hayır, muhtemelen asla da söylemem." Eren'e bunu söylemeye korkuyorum, ama hâlâ ablasının peşinden koşuyorum. Ne kadar da komik, değil mi?