Jeon Jungkook'un bakış açısından
Sabah erkenden kalkıp Taehyung'u almak için onun evine doğru yola çıktım. Taehyung'un evi benim evime çokta uzak değildi. Taehyung küçüklük arkadaşım olduğu için ev alırken ona yakın bir ev seçmiştim böylece ondan uzakta durmayacaktım. Taehyung benim aksime bana çok bağlı biriydi. Küçükken neredeyse her gün benimle beraber oyunlar oynar, beraber vakit geçirirdik. Bütün sırlarını bana söyler benden asla bir şey saklamazdı. Beni çok sevdiğini her fırsattada belli ederdi. Bazen bu sebeplerden dolayı ona soğuk davrandığımı falan düşünürdüm ben de. Yürümeye devam ediyordum. Neredeyse evlerine yaklaşmıştım. Olduğum yerden doğru onların bahçesini görebiliyordum. Biraz daha yürüyüp onların bahçesinden içeri girdim. Daha sabahın erken saatleri olduğu için her tarafta kuşlar ötüşüyordu. Bahçede duran saksılardan birinden bir çiçek alıp kapıyı çaldım. Her zamanki gibi kapıyı Taehyung açmıştı. Elimdeki çiçeği gördüğü anda bana kızgın bakışlar atıp bağırmaya başlamıştı. Bense sadece ona bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
"Sana kim benim yeni diktiğim çiçekleri koparma hakkı verdi!", dedi Taehyung.
Şimdi anlamıştım. Bunlar dün Taehyung'un bana dikerken fotoğraflarını yolladığı çiçeklerdi. O bana bağırmaya devam ederken arkadan annesi gelip Taehyung'u kenara itti. Ona bu hareketinden dolayı kızmıştım. Sonuçta o benim arkadaşımdı kim olursa olsun kimse böyle davranamazdı. Taehyung baktığımda çoktan kendini kenara çekip annesinin benimle konuşmasına izin vermişti. Kolunu tuttuğundan belli, annesi onu ittiğinde kapıya çarpmıştı. Sakince nefes alıp verdim ve tekrar gülümseyip annesine döndüm.
"İçeri geçsene Jungkook, beraber kahvaltı yapalım." Dedi annesi.
Taehyung benim ona baktığımı fark edince sanki içeri geç otur dermiş gibi mimikleriyle işaret etti. İçeri geçip hepimiz oturduk. Taehyung annesinin emirleri üzerine sürekli masadan kalkıp bize hizmet ediyordu. Buna son vermek adına ayağa kalkıp tabağıma bir şeyler almak için mutfağa gittim. Tabağıma bir şeyler koyarkenkoridordan gelen terlik seslerini duyunca anladım bu Taehyung annesiydi. Yine de onu takmayıp tabağımı doldurmaya devam ettim. Arkamdan Taehyung'un annesinin bana dokunduğunu hissetmeye başladım. Elimdeki tabağı bırakıp tezgahın üzerine koydum. Yavaşça arkama döndüm ve onu kucağıma alıp mutfakta olan masaya oturttum.
"Seni özledim sevgilim." dedi ve ellerini benim boynuma dolayıp parmaklarıyla kilitledi. "O çocuk buradayken sana fazla yaklaşamıyorum." diye konuşmasına devam etti. "Ben de seni özledim bebeğim ama arkadaşım ve senin çocuğun hakkında böyle konuşman beni rahatsız ediyor. En iyisi biz kendimize odaklanalım o da kendi başına yemek yemeye devam etsin hm?" dedim.
Yavaşça dudaklarına yaklaştım ve dudağının etrafını öpüp sonunda dudaklarını öpmeye başladım. İlk başta yavaş olan öpücüklerim tahrik oldukça daha da sertleşiyordu. Ellerimi kıyafetlerinin eteğinden içeri sokmuştum. Göğüslerine doğru ilerleyip parmaklarımla meme uçlarına dokundum. Taehyung'un annesi kendini tutamayıp bir inleme çıkarmıştı. Ellerimle ağzını kapatsamda duyulmayacak gibi değildi. Bu sesin üzerine Taehyung buraya doğru geliyordu. Hemen kendimize çekidüzen verdik. Annesi yere oturup sanki ayağını vurmuş ben de onunla ilgileniyormuşum gibi yaptık. Taehyung hızla içeri girdi.
"Bir şey mi oldu? Daha demin annemin bağırdığını duyduğuma yemin edebilirim." Dedi Taehyung. "Bir şey olmadı sadece çekmece kapağını açarken ayağını vurdu." Dedim.
Annesi ayağa kalkıp ona sert bir bakış attı ve yanımızdan uzaklaştı. Taehyung bana yaklaşmaya fırsat bulunca yanıma gelip bana sarıldı. Ne olduğunu anlamamıştım ama ona destek olmak amaçlı ben de ona sarıldım ve saçını okşadım. Taehyung ayrılıp bana baktı.
"Aslında bir anlık sana bir şey oldu sandım sonradan kendime gelince annemin sesi olduğunu anladım." dedi. Kendimi tutmaya çalıştım ama asla engel olamadım. Nasıl olurda kendi annesiyle benim sesimi karıştırdı? İkimiz ayrılıp içeri geçtik. Okul saatine az kalmıştı bu yüzden hızlıca yemek yemeye başladık. Taehyung benden önce bitirip hemen üstünü giyinmeye gitti. Ben ise hemen bitirmeye çalıştım. Bir süre sonra Taehyung içeri girdi. Pantalon ve mavi ileklenmemiş gömleğiyle yanımıza geldi.
"Hadi Jungkookie~" dedi tatlı bir ifadeyle bu halleri ne kadar tatlı olsada bana Jungkookie~ demesi sinirimi bozuyordu. Ben onun gibi tatlı falan değildim. Hemen kalkıp hızlıca kapıya gidip dışarıya çıktım. Onunda gelmesini bekleyip gelince ikimizde yola çıktık. Okul yakındı o yüzden geç kalmazdık. Okula gelmemiz yaklaşık 10 dakika falan sürmüştü. Bu sırada Taehyung'un gömleği ve çantası yana doğru kayarak düşüyordu. Etraftaki bütün erkekler Taehyung'a bakarak bir şeyler söylemeye başlamıştı. Bu sırada yanımıza Bogum yaklaşıp Taehyung'un belinden tutup kendisine çekti ve çantasıyla gömleğini düzeltti. Bu herife gıcık oluyorum ama en azından Taehyung'a çekidüzen vermişti. Taehyung'un arkadaşı olmasa çoktan ona dalmıştım bile. Taehyung'ta bunun neresini bu kadar seviyordu ki? Ben onun kaç yıllık arkadaşı olmama rağmen onla benden daha fazla zaman geçirmeye başlamıştı son zamanlarda. Üçümüz birlikte sınıfa geçmiştik. Bogum, Taehyung'la oturuyordu. Ben ise onların arkasında oturuyordum. Ders boyu ikisi birlikte konuşurlardı. Bu herifin Taehyung'a sırnaşmasını geçtim. Onun dersi dinlememesini sağlayıp kötü not almasına sebep oluyordu. Daha fazla dayanamayıp ayağa kalktım ve Bogum'a kaldırıp sıraya kendim oturdum. Taehyung Bogum'a dönüp bir şey yapmamasını işaret ediyordu. O da onu dinleyip arkaya oturmuştu. Bana yaklaşıp kulağıma fısıldadı.
"Sadece bu derslik Jungkook."
Çok takmayıp oturmaya devam ettim ve iyice yayıldım. Ders zili çalınca hoca gelmişti. Ders dinlemiyor olabilirim ama asla Taehyung'u rahatsız etmezdim. Bu yüzden kafamı koyup derste uyumaya başladım.
İlk bölümü nasıl buldunuz?..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taekook | Forbidden Love
FanfictionKim Taehyung en büyük yenilgisini verdiği savaşta bir kazananın olmadığını, annesi ve kalbinin esiri Jeon Jungkook'un yasak ilişkisi öğrendiği zaman anlar.