-Hey köle!! Git ve bana bir acılı ramyeon al!!
-Git kendin al.
-Hop! HAN JİSUNG!! Bana boyun egmezsen neler olacağını bilmiyorsun sanki
-Almaya gidiyorum...Ben Han Jisung. Okulumdaki çocuklar zengin olmadığım ve içe kapanık olduğum için bana zorbalık yapıyor. Bu hayata mahkûmun.İplere bağlı bir kukla gibiyim o ipler ise o çocukların elinde...
Yürürken dalmış bu boktan hayatımı düşünüyor ve neden doğduğumu düşünüyordum. Önündeki direği görmedim ve çarptım
-AHHH
Gözümü açtığımda karşımda direğe yapıştırılmış bir afiş vardı.Bir bursluluk sınavı afişi. Eğer iyi çalışabilirsem ve bu sınavı kazanabilirsem...YENİ BİR HAYATIM OLABİLİR. Bu benin için harika bir fırsattı.Bunlari düşünürken ramyeon almayı çoktan unutmuştum. Okula geri döndüğümde çocuklar yolumu kesti-Ramyeon nerde???
Cevap vermeden öylece yere baktım
-YAHHH HAN JİSUNG !!!!!
Kafami kaldırdım ve ağır bir tokat yedim. Artık eskisi kadar acitmiyordu. Alışmıştım.Suan odaklanmam gereken tek şey bu bursluluk sınaviydi. Okul bitiminde yarı zamanlı çalıştığım markete gittim. İş çıkışı saatiydi müşteri çok fazla oluyordu.Ders yapmaya pek bir fırsatım olmuyordu ama yinede elimden geleni yapmaya kadar verdim. Bursluluk sınavı 1 hafta sonraydı.1 hafta boyunca aralıksız çalıştım.
Sonunda sınav günü geldi. Çok gergindim. Bu belki benim için yeni bir başlangıç olabilirdi. Sınav iyi geçmişti ama pek bir umudum yoktu.Yapabilecegim tek şey sınav sonucunu beklemekti sonucu bana e-posta olarak atacaklardi.
4 gün sonra bir e-posta aldım.EVET! BU BURSLULUGU KAZANDIĞİMİN EPOSTASİYDİ!!!!
Bu saatten sonra yeni bir başlangıç yapacaktim.Okulun ilk günü...okulun kapısında kendi kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Hayatımda ilk defa özel okula gidiyordum.Beni nasıl karsilayacaklardi yada nasıl insanlardı hiç bir fikrim yoktu.
Bu bilinmezlikle birlikte cesaretimi toplayıp okula girdim. Doğruca müdüre gittim. Bana sınıfımi söyledi ve gereksiz övgüler yağdırdı. Tam çıkacakken, elime bir kağıt tutuşturdu.
-Bu ders programın ezberlemeye çalış.
-Peki efendim.Sınıfa doğru yürürken iyice kendini kaptırmış şekilde elimdeki ders programını incelemeye başladım. O şekilde nereye gittiğini bile görmeden yürüyordum. Ve birine çarptım.
-YAH ONUNE BAKSANA!!
Kafami kaldırıp öylece karşımda duran çocuğun suratına baktım.
- Özür dilemeyecek misin? Ateşle oynamak istiyorsun sanırım?
-Hayir hayır.. sana çarptığım için özür dilerim...Suratini pek inceleyemedigim ama benimle yaşıt olduğunu anladığım çocuk yanından havali bir şekilde geçti. Arkasından ise bir kız topluluğu. Popüler olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SO YOU WANNA PLAY WITH FIRE #Minsung
RomanceOkulun populer ve kaba öğrencisi Lee Minho , eski okulunda zorbalık görmüş okula yeni nakil olan sessiz ve içe dönük Han Jisung...