14

520 52 60
                                    

! satır arası yorum hatırlatıcısı !


-

Kampüsteki hava hep güzel olsa da o gün ekstra canlıydı herkes, güneş öğrencileri besliyordu. Küçük çiçekler bile yeşermişti oturmak için serilen örtülerin altında.

Felix kampüsten çıkıp arkadaşlarının yanına giderken kafeteryada Hyunjin ve tanımadığı bir kızı birlikte görmüştü, anlamadığı şekilde hoşuna gitmese de fazla takılmamıştı, sonuçta Hyunjin ne kadar olgun tatlı biri de olsa okulda gerçekten, gerçekten popülerdi. Hyunjin'e gün içinde selam veren insan sayısı Felixin tanıştığı insanların sayısını geçiyordu.

Aldığı atıştırmalıkları örtüye bırakıp gülümseyerek herkesle selamlaştı. Pembe kemerli saatinden dersine ne kadar olduğunu hesaplayıp biraz rahatladı ve örtüye boylu boyunca uzanıp başını çevirerek insanları izledi.

İnsanları izlemeyi seviyordu. Önünden rastgele geçen birinin hayatında ne olabileceği düşüncesi algılarını açık, heyecanını sürekli tutuyordu. Kendi kafasında ufak senaryolar kurup o kişilere oynatıyordu bile.

Önüne dönmeden önce gözü ufak çiçeklerin arasında dallanıp budaklanan birkaç büyük çiçeğe takıldı, aklına gelen fikirle doğrulup birkaç tanesini koparıp önüne aldı. Bir süre dokunmayıp kafasında kurguladıktan sonra çiçekleri özenle örüp bir peri gibi hissetmesini sağlayacak tacı bitirdi.

"Çok tatlı olmuş Felix, taksana."

Felix Changbin'i dinleyip tacı başına taktı ve gülümseyerek başını yana eğdi. Herkes abartılı bir şekilde etkilenmiş gibi yaparken dayanamayıp güldü, eliyle ağzını kapatıp başını geriye attı. Bu sırada tacın kaydığını hissediyordu, panikle elini atıp tacını tutmaya çalıştı ama nafileydi, taç başka birinin parmakları arasında yerini almıştı.

"Bunu saçlarına tokalamamız gerek."

Felix başını çevirip Hyunjin'in gülümsemesiyle karşı karşıya geldi. Taç elinde hafifçe sallayarak kaşlarını kaldırmıştı. Güneş gözlerine vuruyor,
bir ormanın derinliklerinde bulabileceği dinginlik hissi veriyordu bu hali. Gülümsedi Felix. Hyunjin'in gülümsemesi ona iyi hissettiriyordu. Kendisine gülümsediğini bildiğinde ellerinin üşüdüğünü, kalbinin hızlandığını hissediyordu.

Hyunjin Felix'in güvenli bölgesiydi.

"Hyunjinn!" Yerinden kalkıp Hyunjin'in boynuna sarıldı. Hyunjin de gülerek tacı bırakmadan sarılmış, kendine iyice çekmişti.

Boşta olan eli beline sarılınca Felix nefesini tuttu.

"Bebeğim Felix!"

Bebeğim.

"Kiminle konuşuyordun sen öyle kafeteryada?"

"Hiç, geçen gün tanıştık yorum atıyordu sürekli. Kampüste olunca görüşelim dedim tatlı biriydi."

Felix'in kaşları çatıldı. "Hemen nasıl anladın tatlı olduğunu?"

"İyi biri gibi hissettirdi yani." Güldü Hyunjin. "Ne o kıskandın mı?"

"Ne? Neden kıskanayım şaka yapıyorum, yok artık."

Hyunjin'in gülümsemesi yüzünden silinirken Felixin tepkisini gizli tutmaya çalıştığı bir şaşkınlıkla izledi. Neden böyle panik yaptı diye düşündü.

"Tamam tamam şaka yapmıştım."

"Yapma bir daha fiske vururum burnuna."

Hyunjin kahkahasının arasında konuşmaya çalışırken elleriyle burnunu kapattı. "Yok artık civcivin terör estiresi mi geldi?"

rain / hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin