Bölüm: 17Uyanır uyanmaz her zaman yanında Taehyung'u hissetmeye alışık olan Jeongguk, uykusunun ağırlığı üstünden kalkınca yanındaki noksanlığı fark etmiş ve kaşları çatılı, dudakları büzülü halde gözlerini açmak zorunda kalmıştı. Sol kolunun üstüne uzanıyordu, sağ eli ise yanındaki boşluktaydı. Normalde Taehyung'un yatağı ve şu an uzanıyor olması gereken yer orasıydı. Yüzüne hafif bir rüzgar estiği sırada gözleri çoktan pencerenin önünde duran ve dışarıyı izleyen Taehyung'u bulmuş, yüzü gevşese bile dudakları büzülü kalmaya devam etmişti. "Neden sabah sabah dışarı bakıyorsun?"diye uykulu bir sesle konuştuğu sırada uzanmaya devam ederken arkası ona dönük olan omegayı izledi.
Tahta pencereler iki yana doğru açılmış, Taehyung ise pencerenin alt çerçevesine ellerini koyarak dışarıyı izliyordu. Üstünde siyah, uzun kolu üst geceliği ve çifti olan uzun, tüm bacaklarını kapatan bol alt geceliği vardı. Kahverengi saçlarının arkası dağınıktı, ensesine kadar geliyordu. Tatlı, diye düşünmeden edemedi Jeongguk. Yanında Taehyung ile uyanmasa bile yine de onu görmek iyi hissettirmişti.
"Kar yağmış."dediğinde Taehyung, Jeongguk anında üstündeki ince örtüyü atıp ayağa kalktı. Tabii aniden kalkınca gözleri kararıp başı dönüyor gibi olsa da kendisini birkaç saniyede toparlayıp Taehyung'un yanına geçmiş, omega ona dışarı bakabilmesi için yanında yer açtığında omeganın soluna geçmişti.
"Kar yok?"diye sordu anlamayarak Jeongguk. Yeni uyanmış gözleri kalenin yeşil çimli bahçesini, boyu en fazla dört metre olan alçak taş surları inlemiş, bir tane bile beyazlığa rastlamamıştı.
"Alev Dağları'na bak."
Jeongguk gözlerini sağa, uzaktan görünen sırayla dizilmiş olan Alev Dağları'na çevirdi. ağaçların ardından tüm ihtişamlarıyla ve kudretleriyle duran dağların en zirve noktalarında görünen beyazlık gözlerinin kocaman açılmasını sağlamış, kalbi şaşkınlıkla hızlanmıştı. "Kış gelmiş!"dedi heyecanla. Kafasını pencereden dışarı çıkarıp gökyüzüne bakmış, Ay'ı görünce yüzünde kocaman bir sırıtış oluşmuştu. "Ay'a bak Tae!"
Taehyung, alfanın heyecanına gülümserken o da pencereden kafasını dışarı çıkardı ve gözlerini gümüş Dolunay'ı bulmuş, etrafındaki sanki onu sarmak isteyen mavi parlaklığı görmek nefesini kesmişti. "Çok güzel."diye mırıldandığında içini tuhaf bir hüzün kaplamıştı. Dudaklarını birbirine bastırıp geri çekildi, heyecanla hala Ay'a bakan Jeongguk'a baktı. Yeni uyanmış olsa bile çok yakışıklıydı ve resmen Ay gibi parlıyordu. Dağınık saçları, kırışmış geceliği ve yüzünde yastığının deseninin olması bile mutluluğunun güzelliğini bastıramıyordu. Jeongguk resmen her zaman gülümsemesi, mutlu olması için yaratılmış gibiydi çünkü hiçbir varlığa mutluluk bu kadar çok yakışmıyordu.
Taehyung'un böyle düşündüğü zamanlar gitgide artıyordu.
Jeongguk, Taehyung'un dışarı bakmayı kestiğini görünce kendisi de geri çekildi, gülümsemeyi sürdürerek onu izleyen omegaya döndü. Taehyung'un onu izlediğini fark edince kalbi hızlansa da bakışlarındaki derinliğin yanı sıra sanki hüzün de görüyor gibiydi. Hızlanan kalbinde bir acı oluştu, omeganın üzgün olduğunu düşünmek bile canını acıtmıştı. "Kutsal Mavi Ay Günü olduğu için üzgün müsün?"diye sordu ses tonunu dikkatli tutmaya gayret göstererek. "Çoğu tecrübeli gözlemciler de savaşa gittiği için hesaplamayı yapanlar yeni gözlemciler zamanı bir hafta eksik hesaplamış olmalılar. Ama merak etme, tarla görüşmelerini sonraya erteleyip yine de meydandaki tapınağa gideceğiz."
Taehyung kafasını iki yana sallarken başını eğdi. "Hesaplamanın yanlış olması önemli değil..."
"O zaman?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
shameless | taekook
FanfictionFantastik bir dünyada, dört krallığın hüküm sürdüğü kıtalarda ve savaşın etraflarını sardığı hayatlarında her şeye rağmen birbirlerinde aşkı bulan Jeongguk ve Taehyung'un hikayesi. * omegaverse royalty au