MUM ATEŞİNDE KÜL OLMAK +18

,

🌬️ Merhaba benim şeytan okuycum.🌪️

🌙Vote ve yorumlarını bekliyorum.✨

❄️Takip edebilirsin
duyuru ve alıntılar için.☀️

🔶🔱🔶

Hazan keskin'den

"Hocam yemin ederim restorasyonunu yapabileceğim çok güzel yerler buldum ya!."

Nihayet yürümeyi kesip bana döndü, ne mendebur hoca çıktı ya, yine tüm gün peşinden koşturdu imansız, yaka silktirdi resmen ben böyle uyuzluk görmedim, sonunda o nur cemalini bana dönüp.

"Aşığım gibi peşimde gezmeyi kes Hazan."

Dedi dedi ve benim bozulmuş devrelerime çakmak çaktı, yeminlen Allah'tan korkmasam kafasını tutup duvara sürter kıvılcım çıkartırdım ama işte Allah'tan korkuyorum.

'hee tabi ondandır'

Tamam birazcıkta puan için kibar davranmak zorunda oluyor olabilirim ama bu Allah'tan korktuğum gerçeğini katiyen değiştirmiyor.

Ata bildiğim en melül bakışlarımı atım yada atığımı sanıyorum muhtemelen dışardan kabız köpek gibi görünüyorum dur.

"Hocam özür mahiyetine tam dört tane restorasyon işi bulup geldim sizde yumuşayın artık."

Bak, bak, bak bide suratına bıkmış bir ifade takınmıyormu tam böyle yüzüne tırnak geçirmelik oluyor.

"Bulduklarının da burnundan getirirsin."

Yine kıymetlisini bana dönüp yürümeye başladı koridorda bana gülen bir kaç suratı umursamayıp yine peşinden koştum eee şirin baba Bülent sendeki keçi inadıysa bendeki de domuz inadı gerçi domuz inadı nasıl oluyor bilmiyorum ama, ölümüne kovalamaya devam.

"Hocam sizin yaptığınızda artık naz yani, tam iki gün geçti üzerinden."

Durdu tekrar döndü bana, aman Yarabbi dönmez olaydı adam resmen şimdi evrim geçirecek ejderha olup suratıma suratıma ateş püskürecek öyle berbat bakıyor, sanki annenizin ırzına geçtim dedim, bakışlarıyla öldürdü resmen.

Aramızda olan mesafeyi yedi sekiz adımla kapatıp dibime kadar geldi aslında aramızdaki mesafe tehminen üç dört adımdı ama onun minik ayakları sekizde zor kapatı kendisi 1.50 boylarında oldukça ufak bir hocamızdır gerçi bir dili var 1.75 boyumu gömer valla.

''Naz. öylemi hazan"

Sadece kafa salladım daha bir karardı bakışları, dövermi beni acaba, içim 'kaç kurtar kendini hazan" diyor ama inadım 'bir adım dahi atsan o çırpı bacaklarını kırarım " diyor ve inadımın tehtidi içimin merhametini yendi.

"Hazan en son gittiğimiz yerde ne oldu
Adam sana restorantımda canlı renkler istiyorum dedi, sen ne dedin? 'Restorantmı açıyorsunuz çoçuklar için oyun alanımı?, sana balık restorantında açık renkler olmaz diyoruz sen takmışsın mübarek iki kulağına kulaklık götünle dinliyorsun beni, lan bu işin okulunu okuyorsak bir bok biliyoruz demeki madden kendi istediğini yapacan ne uğraştırıyorsun bizi!."

Ben gömüldükçe gömüldüm ama bu insafsız susmayıp koridorun ortasında bana bağırmaya devam etti şöyle bir göz gezdirdim etrafa bir kaç zili gülüyordu onları sonra yakalayıp şey ederim ben.

Oh olsun aferin bana ne güzel şeyler demişim öyle gerçi o ay gibi parlayan keçeline bir şaplak geçiremedim diye mezarımda ters dönücem ama söylediklerimde az güzel şeylermiş.
içten içe kendimi tebrik ederken yüzüme mahçubiyet ve pişmanlık maskelerimi takıp karşımdaki ellilerinin sonundaki adama baktım.