6

29.4K 1K 43
                                    

Gökalp: Sana günaydın bana iyi geceler

Gökalp: Nöbetten çıktım eve gidiyorum

Gökalp: Akşama kadar uyurum büyük ihtimalle (06.15)

Safir'i anasını emmeye bırakıp cebimde titreşen telefonumu elime aldım. Artık sabahları yanıma alıyordum.

Mesaj Gökalp'tendi. Şaşırdık mı? Hayıır.

Siz: İyi uykular sana Yüzbaşı

Siz: Güzelce dinlen

Siz: Bir şeyler yemeyi unutma ama

Telefonu kilitleyip cebime geri koydum. Anasından ayrılan Safir'i kendi yerine götürdüm. Kenara bıraktığım kovayı aldıktan sonra ineğin önüne eğilip kalan sütü sağmaya başladım.

Bugün köy meydanında pazar vardı. Malzemelerimi alıp satışa gitmem lazımdı erkenden.

Elimde yarısı dolu kovayla beraber ahırdan çıktım. Eve girmeden kümesten yumurtaları da topladım.

İki elim de dolu bir şekilde evin merdivenlerini çıkıyordum. Kapıda beni bekleyen babamı görünce gülümsedim. Yine tutturacaktı seninle meydana geleyim diye.

"Feride seni ben bırakayım meydana kızım"

"Gerek yok baba, her hafta böyle yapıyorsun. Ben kendim giderim yahu. Hem annem yalnız kalır evde içim rahat etmez."

Omuzları düşmüş dolu gözleriyle bana bakıyordu. Kovayı yere bırakıp tek koluma sımsıkı sarıldım babama.

"Hep de sana yük olduk kızım. Gençliğini yaşayamadın bizim yüzümüzden"

"O nasıl laf babacım. Siz beni büyütürken yaşadınız mı gençliğinizi."

Uzanıp yanağına sulu bir öpücük bıraktıktan sonra mutfağa doğru ilerledim sekerek. Babam da sanırım oturma odasına geçmiş televizyon izlemeye başlamıştı. Sabah haberlerini asla kaçırmazdı.

Kümesten yeni aldığım yumurtalarla güzel bir kahvaltı hazırladım. Kokuyu duyan babam soluğu mutfakta almıştı bile çoktan.

"Babacım size afiyet olsun. Ben erkenden gideyim meydan yerine. Sonra yerimi kapıyorlar belaya kalıyorum."

"Bir şeyler yeseydin kızım"

"Hazırlarken yedim ben baba. Hadi sen de annemi uyandır. Ben de gideyim"

Beni kafasıyla onayladıktan sonra içim rahat bir şekilde evden ayrıldım. Köy ile meydanın arası çok yoktu. Erzakları koyduğum pazar arabasını yavaş yavaş çekerek yürüdüm taşlı yoldan.

Benim gibi erkenden pazar yerine gitmek isteyenlerle doluydu yol. Yer bulamayan satışını yapamıyor eli boş evine dönmek zorunda kalıyordu.

Öyle bir şansım yoktu. En azından bu haftalık. Babamın şu Kazım denyosundan aldığı parayı ödemem lazımdı.

Babam, annemin ilaçlarını alabilmek için köyümüzün tefecisinden para almıştı. Gencecik yaşımda uğraştığım şeylere bak.

Annem ile babamın yükü değildi beni yoran. Etraftaki insanlardı. Bakışları, söylemleri, çekememezlikleri...

Küçük bir yer olduğu için en ufak bir laf bile hemen yayılıyordu. Doğru olsun olmasın.

Son bir gayretle kendimi taşlı yoldan asfalta çıkardım. Buradan gerisi kolaydı, dümdüz yol yağ gibi kayardım bu kalabalığın arasından.

Çok geçmeden varabileceğim en hızlı şekilde meydana ulaştım. Daha herkes yeni yeni geliyordu. Her hafta tezgahımı kurduğum yere doğru ilerledim. Boştu, kazasız belasız başlayacaktık yani bu hafta.

Köyden Askeriye'yeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin