''Zeynep babanın ilk karısıydı.''
Evimizin salonunda Evren, Dolunay ve ben annemi dinliyorduk. Halamlar evde yoktu. Evren elimi tutup buradayım dercesine sıktı.
''Seni doğururken ölmüş. Baban seni bana getirdiğinde o kadar küçüktün ki... ben o zamanlar senin süt annendim. Bir çocuğumu kaybetmiştim. Seninle yeniden hayata tutundum.''
Annemi dinlerken bunların gerçekliğinden hala şüphe duyuyordum. Sanırım inanmak istemiyordum. Çünkü yıllarca karşımdaki bu kadını anne bildim ben, şimdi ne demekti tüm bunlar? Anlayabiliyor musunuz? Ben anlayamıyorum işte. Hepimizin yüzünde olanlara anlam veremiyor ifadesi vardı. Bana bunları anlatırken gözümü bir an olsun bile kırpmadan onu dinliyordum.
''Bende yanlış bir evlilik yapmış boşanmıştım. Seninle hayata tutunurken babanla birbirimizi sevdik ve sonra da evlendik. Seni nüfusuma almak istedim ve oldu da,'' deyip nefesini koyuverdi. ''Ama eski belgeleri saklamış demek ki, haberim yoktu sakladığından.''
Bana endişeyle bakarken ben devam ettim.
''Neden bana söylemediniz?''
''Kızım,'' dedi elini bana uzattı. ''Sen benim kızımsın Asayra, bu belge ya da hiçbir şey bunu değiştiremez. Ben ve baban bilmeni istemedik. Çünkü aksini düşünmedim bile, bunlar,'' dedi belgeleri aldı. ''Yemin ederim hiçbir şeyi değiştirmedi benim için. Bana geldiğinde beni hayata döndüren sendin kızım. Sen benim elimden tuttun minicik elinle. Senin annen olmayı işte o an çok istedim.''
Elimize düşen damlalarla ağladığımı o zaman anladım. Yavaşça ellerimi çektim. ''Bana anlatmalıydınız,'' dedim mırıldanarak. ''Ben... bütün bunlar bana çok fazla.'' Hemen ayaklanırken annem ve diğerleri de kalktı. ''Kızım,'' diyen annemi geçip giderken peşimden Evren de geliyordu.
''Evren yalnız bırakma n'olur,'' diyen annemin sesiydi. Onlardan uzaklaşmaya çalıştım.
''Merak etmeyin yanından ayrılmayacağım.''
Ayakkabılarımı bağlayamayınca sinirlenip elime aldım ve bahçeden dışarı çıktım. Yalın ayak hızlı hızlı yürürken Evren'in sesini duyuyordum.
''Sayra bekle!''
''Gelme peşimden.''
Sokağı dönünce taksi gördüm. ''Dur dur,'' deyip işaret ederken yaklaşıp durdu ve hızlıca bindim. Taksi uzaklaşırken Evren'i camdan gördüm. Başını sıvazlarken sinirlendiğini tahmin etmek zor değildi. Ama şu an onu da görmek istemiyordum. Şoföre sahildeki kafenin adını verdim ve ayakkabılarımı giydim.
Ben gerçekten de annemin öz kızı değildim.
Cümleyi anlıyordum anlamasına ama cümlenin ne anlam ifade ettiğiyle ilgili sorunlarım vardı. Ben nasıl öz kızı değildim ki? Neden değildim? Bana neden söylemediler? Yirmi yaşındaydım. Yirmi yıldır bir yalanın içinde mi yaşadım? Neden? Bana niye bunu yapıyorlardı?..
&
EVREN'DEN
Yine herkesten kaçan Asayra'nın peşinde buldum kendimi. Bu sefer beni de görmek istemiyordu. Bir bilseydi ben onun her zaman ardından geliyordum. Hiçbir zaman iznini almamıştım. Benden kaçtığını zannediyordu sadece. Ne kadar kaçarsan kaç güzel gözlü kız, peşini bırakmayacağım.
Çünkü sende yalnızsın. Benim gibi.
Ve seni yalnız bırakmayacağım.
Koca bir yalanın içinde büyüdüğünü düşünüyorsun. Şu an sadece bunu düşündüğün için göremiyorsun. O yalanın içinde gerçek sevgiyle büyüdün. Babanın biricik kızı, annenin de umuduydun. Bunları görebildiğinde affedeceksin Sayra, sadece zamana ihtiyacın var. Kaçtığın o insanlara ihtiyacın olduğu gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASAYRA
Dla nastolatkówAsayra babasının ölümünden sonra kendi içine kapanır. Sevdiklerinden ve kendinden uzaklaşan Asayra'yı yeni tanıştığı bir adam bilmediği gerçeklere maruz bıraktığında hayatı artık tehlikeye girmiştir. Ölümün peşini bırakmadığı bu zamanda aşk kalbini...