Chan sabaha kadar gözlerini kırpmamıştı. Belki de yurt odasında olmak yerine evin ücra bir köşesine çekilip laptopuna sarılmasının sebebi buydu. Aklında dün Changbin'in söylediği şeyler gezerken odaklanmak çok zordu. Ama kendisini ağlamamak için zor tutuyor, umutlarının kırılmasını istemediği için bunu kendisine yasaklıyordu.
En sonunda düşünceleri ağır geldiğinde her zaman yapmayı sevdiği şeyi yaptı. Laptopu bir kenara koyu kendisini gökyüzüne doğru konumlandırdı, kulağına kulaklığını geçirip müzik dinlemeye başladı. Kendisini her yalnız hissettiğinde 'Day6 İ Need Somebody' dinlerdi. Yine aynı melodi kulaklarında ahenk içinde oynarken yutkundu.
Bugün izin günleri olduğu için şanslılardı. Yoksa yalandan gülümsemeyi pek becerebileceğini sanmıyordu. Çünkü yorgundu. Vücudu on ton yük kaldırmış gibi davranıyordu ve beyni bunu inkar etmiyordu. Dolu siyah gözleri gökyüzünde dolaşırken derin nefesler almaya başladığının farkında bile değildi. Sadece sıcak damlalarının yanaklarını okşadığını hissedebiliyordu.
Burnunu çektiğinde bulutlarla dolu havaya baktı tekrar. Gökyüzü hafif kapalı olsa da tatlı bir esintiye sahipti. Ama bu unutmasına yardımcı olmuyordu. Sadece daha derine iniyor, daha da batıyordu. Kimseye söyleyemediği bu sırrı başına bela olmaya başlıyor, her geçen saniye daha fazla şişiyordu.
Belinde bir baskı hissettiğinde nefesi kesilmişti. Kulaklığı çıkartıp arkasına baktığında maknaesi ona dolu gözlerle bakıyordu. Güçsüz görünmemeliydi. Bu yüzden elinin tersiyle gözyaşlarını silip ona döndü. "Selam bebek ekmek. Bir şey mi oldu?" Gülümsediğinde kendisini zorlamasına ihtiyacı yoktu. Zaten karşısındaki çocuk sayesinde her zaman gülümseyebilirdi.
"İyi hissediyor musun hyung?" İpeksi ses sorduğunda içinde sadece tek bir ses vardı.
'Hayır, değilim ama öyle görünmek zorundayım.' Bunun yerine kocaman bir gülümseme sundu.
"Tabii ki de iyiyim!" Dönüp Jeongin'e sarıldığında bir temasa ne kadar ihtiyacı olduğunun farkında olmayarak kendisini küçük çocuğun kollarına bıraktı. Jeongin savunmasız hyungunun saçlarını okşarken başını ağır yük taşıyan omuzlarına yerleştirdi. Chan belki de hayattaki en iyi aktör olabilirdi. Ama konu ailesine geldiğinde her zaman en iyisi değildi.
Yine de Jeongin onu bozmadı. Sadece sarılmasına karşılık verdi. "Hyung kimseye söyleyemediğin bir şey mi var? Biliyorsun, seni asla yargılamayız." Kollarındaki adamın kasıldığını hissettiğinde Jeongin duraksadı. Sakladığı bir şeyler olduğunu her zaman anlamıştı. Yine de bu konunun onu bu kadar gereceğini hiç düşünmemişti.
"Neden bunun hakkında konuşmuyoruz? Baş başa emin ol sır olmasını istersen sır olarak saklayacağım."
"Söz mü?" Güçsüz ve titreyen ses kalbinin titremesine sebep olsa da gülümsedi.
"Söz veriyorum Chanie hyung."
Adım sesleri geldiğinde Chan kendisini zayıf omuza gömdü. Kimin geldiğini umursamıyormuş gibi davranmak istese de düşündüğü kişiyse onunla yüzleşmek istemediği kesindi. Bu yüzden her şeyi Jeongin'in halletmesini umarak sustu. "Chan iyi misin?" Evet, bu oydu. Ve yine saygı kelimesi yoktu.
Chan dudaklarını dişleyip kafasını daha derine gömerek kafasını salladı. Kemikli sert eller sırtına konulduğunda istemsizce titredi. Dün söylediklerinde ciddi olup olmadığını bilmiyordu. Belki de herhangi bir kızı düşlüyordu. Ve bunu bilmemek onu çıldırtıyordu. Jeongin gerginliği anladığında Changbin'in eline vurdu.
"Bir daha karıma elini sürmeye cesaret bile etme!"
Chan kafasını gizlediği yerden çıkartıp kızarmış yanaklarıyla Jeongin'in omzuna hafif bir yumruk attı. "Hey! Ben senin karın değilim." Jeongin ona olduğunu söyleyen kısık gözlü bakışlarını attıktan sonra elini tutup ayağa kaldırdı. "Biz dışarıda yiyeceğiz. Felix hyunga söylersin hyungie." Chan odadan dışarıya sürüklenirken Changbin'in bileğini saran eliyle duraksamak zorunda kalmıştı.
"Nereye gidiyorsunuz? Ayrıca neden gidiyorsunuz?"
Şüpheyle karışık koyu siyah gözler bundan hoşlanmamış gibiydi. Chan'ın aksine Jeongin bundan etkilenmediğini belirten bir bakış atmıştı. "Hyungum ile özel konuşacağım. Ayrıca kendisini çok kapattı, dinlenmeyi hak ediyor." Bunu söyledikten sonra Chan'ı sürüklemeye başlamış, arkasında yüzünde mutlu olmadığı belli olan bir ifadeyle Changbin'i bırakmıştı.
🂡
yo atmam bir sene sürmedi asla...
YwsnzQ istedin ama anca yazabildim lütfen kusuruma bakmaa bu bölüm sana ithaf olsun