Kaybetmeyi öğret

101 15 9
                                    

...

Ağrılar baş gösterir. Hayat sancır dünya durur. Her şeyini yitirmiş bir insan nasıl olur sizin nazarınızda?

Benim nazarımda hiçliktir. Yokluktur, görünmezliktir. Her şeyden sonra duygusuzluktur.

Kimsenin görmediği acıları kapsar, kimsenin duymadığı çığlıklara yer olur.

Ve bir kişi yüzünden hayatın boyunca acımasız, cani insan konumunda olmaktır.

Bugün başıma bunun gelmesinin sebebide buydu.

Karşımdaki gözler beni öldürmek ve leşimin pisliğini görmek için can atıyordu.

Ben ise beni öldürmek isteyen adamı inceliyordum.

Sinek kaydı bir tıraş, siyah hareler, iri vücut, ölümü arzuladığına emin olduğum o bakış

Ağır adımlarla sandalyeyi benim karşıma çekti ve sakince oturdu. Kollarını göğüslerinde birleştirdi. Bacaklarınıda yaydı. Sonra döndü ve uzun uzun baktı gözlerime. Ağzını bir milim oynattı.

"Deha Özyurt, değerli milletvekili Ömer Özyurt'un sakladığı biricik oğlu."

Dediğini kendide onaylamayarak kafasını olumsuz salladı. "Hayır hayır bu Yanlış oldu, kendini saklayan oğlu diyecektim." Dedi.

"Suçlanmak istemediğin için saklıyorsun kendini..zavallı"

Duraksadı. Tepkimi ölçüyordu. Ben ise sakince yüzünü inceliyordum.

"Sende biliyorsun babanın aşağılık bir piç olduğunu" diyerek yüzünü ekşitti.

"Ama şaşırtıcı ki ondan daha zeki ve akıllısın"

"Bu operasyonu tahmin edecek kadar hemde"

Yüzünde bir gülüş peydah etti.

"Kolay olmadığını biliyordum. Ama hatalara rağmen elimdesin."

Son dediğiyle bende tebessüm ettim. Benimkisi aşağılar nitelikteydi.
"Bunun senin için bir zafer oluşu ne de komik." Dedim. Bu konuşma biçimim sinirlendirdi onu. Yüz hatları gerildi ve gözleri dahada öfkeli bi halde baktı yüzüme.

Öfkeyle dize geldi bir sürü sözcük. "Bir piyon olduğunu sende biliyorsun. Kartlar açık oynanıyor."

Hep biliyordum. Dünyaya gözümü açtığımdan beri bir piyondum. Babam için, arkadaşlarım için, sevdiğim bir çok insan için.

Ah dedim, ah annem yanımda olsaydı. Her şey farklı olur muydu acaba diyordum hep. Bunu düşünmenin yerimiydi bilmiyorum. Ama sıyrılmam gerekiyordu, bu acımasız bakışlar ve sözlerden.

Her konuştuğunda öfkesine yenilen adam bir kere daha hiddetlendi.

"Hep görmezden geldin. Sen ve senin gibiler hepiniz görmezden geldiniz. Tonla yolsuzluğu, acımasızca öldürülen tecavüze uğrayan çocukları, yaptığınız haksızlıkları ört bas etmek için sessizce katledilip öldürdüğünüz insanları, Hepiniz görmezden geldiniz. Ve bunları görmezden gelerek kendinize refah sağladınız."

Bağırdı. Ayağı kalktı yakama yapıştı. Bir cevap bekledi. Beni öldürebilmek için cevap bekledi.

Uğursuzdum işte, hayal kırıklığıydım. Bomboştum.

Tiksintiyle geri fırlattı oturduğum sandalyeye. Hırsını alamadı tükürürcesine konuştu.

"Kaybetmeyi bilmeyen senin gibilere ve sana kaybetmeyi öğreteceğim. Hezeyana uğrayacaksınız. Yalvaracaksınız. Çaresiz kalışınızı göreceğim."

Son söyledikleriyle gözlerinin en derinine baktım. Meydan okumaktan daha farklıydı benimkisi. İçimdekileri dile döküverdim. "İyi öğret. Kaybetmeyi öyle bir öğret ki unutamayalım. Duydun mu beni kaybetmeyi iyi öğret."

Sözlerimle harelerindeki bakış değişti.

Bir kaç saniye daldığımız gözlerimizi ayıran şey içeriye dalan adamlar oldu.

Üzerinde askeri forma olan adamlar hızla içeri girip kapıyı örtmüştü.

Aralarındaki en kısa saça sahip olan bana bakarak konuştu. " Baran Komutanım, merkezde patlama olmuş." Kafasını adını daha yeni öğrendiğim barana çevirdi ve şüpheli bir şekilde yüzüne baktı.

Hayrete kapılmıştım. Bizim merkeze patlama düzenlenmiş öyle mi?

İşler sandığımdan dahada karışıktı anlaşılan.

"Daha tam 24 saat bile olmadı. Baban gerçekten seni gözden çıkartacak kadar delirmiş." Gülerek konuşan baran tamamen sinirlenmem için oynuyordu bu oyunu.

Bilmiyorduki yıllar önce tamamen gözden çıkarmıştı zaten.

Baran askerlere dönüp "tamam karargaha dönün geleceğim."

Emri alan askerler duruşa geçip "emredersiniz komutanım." diyerek odadan ayrıldılar.

Çıkan askerlerin ardından kafasını bana çevirdi. Değişik bir bakışla "ölü gösterecek seni. Kaçırıldığının bilinmesindense ölü olmanı tercih edecek. Amacı tamamen bu."

Yürüdü. Yürüdü. Sandalyeye bıraktı iri vücudunu. Elini arka cebine attı ve telsizi aldı. İletişim tuşuna bastı ve aktif etti.

"A planı bitti. B planı ile devam edeceğiz. Ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz."

Karşı taraftan büyük bir cızırtı ve tekrar ses. "B planı devrede efendim."

Güldü. Ayağa kalktı ve nefesi yüzüme çarpacak kadar yakınıma girdi. Baktı gözlerime. "Kaybetmeyi öğrenmeye hazır mısın?" dedi derin bi fısıltıyla.

Bütün hayatım boyunca olmadığım kadar hazırım bu ana.

...

Umarım bu bölümüde beğenirsiniz
Çok hevesle ve isteyerek yazıyorum bu beni çok mutlu ediyor gerçekten 🤭

Umarım ki değer gören bi kitap olur 🥺💖
...

Umarım ki değer gören bi kitap olur 🥺💖

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.














DEVRİM | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin