bekar bir baba olan jeon jungkook, üniversite öğrencisi olan yan komşusunun uçuk yaşam tarzı ile on yaşındaki küçük kızı arin için kötü bir örnek olacağını düşünüyordu. tek sorun ise, arin kesinlikle çok havalı olduğunu düşündüğü yan komşuları lisa'...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
tastes bittersweet each time you say my name
∴
Jungkook, beyaz kupasının ağzına kadar doldurduğu sert kahvesini alıp henüz Arin'i uyandırmadan önce balkona çıkıp, güneş yeni doğmuşken hafif serin ve temiz havayla ciğerlerini doldurup kendini yenilemek istemişti.
Dağınık saçları, dar beyaz tişörtü ve bol siyah eşofmanıyla yataktan kalktığı gibi ilk önce kahve yapmaya koşuşturmuştu. Balkona çıkmadan önce odasına uğrayıp komodinin üstündeki gözlüğünü aldı. Bundan birkaç gün önce görüşünün ne kadar bozulduğunu fark etmiş ve şok olmuştu. Artık gözlük takmaya alışmaya çalışıyordu.
Keyifli keyifli kahvesini içip manzarayı izlemek iyi gelmişti. Jungkook basit keyiflerden tat alan bir adamdı.
Bir süre sonra telefonundan takipçisi olduğu haber sitelerine bakındı, geri kalmaması gereken bir şeyler olup olmadığını kontrol etti. Gerçekten de keyfi yerindeydi.
"Pişşt."
Jungkook telefonundan kafasını kaldırmadan sadece gözleriyle yan tarafına baktı. Yandaki ergen kız duvarın kenarına kadar gelmiş, aradaki küçük ayrımdan kendi balkonuna sarkıyordu. Jungkook bıkkınlıkla nefes aldı, kafasını telefonundan kaldırıp sabır dilercesine arkaya attı, "Ne?"
"Günaydın komşu," dedi kız sevimsiz bir sırıtışla.
Muhtemelen duştan yeni çıkmış olmalıydı çünkü kafasına sadrazam gibi sardığı havlusu düşmesin diye bir eliyle havlusunu tutuyordu. Üzerindekiler ya pijamaydı ya da ev kıyafetiydi, kısa koyu gri bir şort ve koyu lacivert bir tankı vardı. Giydiği ince kumaşlı tank yüzünden göğüs uçları, ve galiba nipple piercingi vardı, belli olduğu için Jungkook kızdan tarafa bakmadı. Ne olursa olsun beyefendi bir adamdı.
"Günaydın," diye mırıldandı Jungkook da isteksiz bir şekilde.
"Alin uyandı mı?" diye sordu Lisa hiç çekinmeden kafasını ince duvardan uzatıp içeriye bakarken. Jungkook'un kaşları çatıldı, "Uyandıysa ne olmuş?"
"Yaklaş."
Jungkook eğer o an bir şeye dönüşebilme yeteneğine sahip olsaydı muhtemelen kocaman bir soru işaretine dönüşürdü. Bu kıza asla güvenmiyordu, durduk yere de yaklaşmayacaktı tabii ki. Kafasını hafifçe kızdan tarafa çevirdi, sadece yüzüne bakıyordu, "Ne var?"
"Yaklaş dedim."
"Hayır?"
Lisa alaylı bakışlarını Jungkook'a dikti, "Korkma ısırmayacağım," dedi gülerek, "En azından şuan."
Jungkook, kızın bakışlarındaki meydan okuyan tondan o kadar rahatsız olmuştu ki sanki o anda korkmadığını kanıtlaması gerekiyormuş gibi hissetmişti. Korkacak ya da korkutacak bir durum da yoktu ortada aslında ama bu meydan okuyan bakışlara kesinlikle karşılık vermesi gerekiyordu, içindeki savunma mekanizması bu şekilde yönlendiriyordu kendisini.
