Merhaba her zamanki günler , Merhaba ailemin beni önemsemeden aldığı kararlar ve Merhaba o sıkıcı günler. Benim adım Masal. Ailenin tek kız çocuğuyum. Babam büyük bir mimar şirketinin sahibi. Annem ise babasından kalma Holding'in sahibi. Ama bunların hiçbiri benim umrumda bile değil. Annen, baban zengin olsa nolur, mutluluk, huzur olmadıktan sonra. Bu zamana kadar hayatımla ilgili kararları annem ve babam verirdi ve hep aynı kararları verirlerdi. Ama bu sefer farklı. Ben üniversiteyi kazanmak için etini dişine takan ve sırf ailesinin istekleri doğrultusunda ezilen yine ben. Annem sırf Teyzem Ankara'da yaşıyo diye üniversite için Ankarayı seçmemi, babam ise sırf amcam Karabük'te yaşıyo diye orayı seçmemi istiyo. Ama ben bu 2 seçeneği de tercih etmek istemiyorum. Bilmiyorum aslında bu beynimdeki hastalık yüzünden mi beni bu kadar çok sıkıyorlar yoksa önemsedikleri için mi? Şöyle bir geçmişe dönersek size bunları kanıtlayabilirim. 8. Sınıftayım ve okulda bir kamp gezisi vardı. Arkadaşlarımın hepsi gitmişti ama ben gidememiştim. Sırf onlar , annem ve babam istemedikleri için. Onlara hak veriyorum bi yandan da. Bu beynimdeki hastalık yüzünden bayılıp dağ başında hastaneye yetiştiremezler ve beni kaybederler diye çok korkuyorlardı. Ama beni böyle sıkarak beni bu eve tıkarak beni daha çok öldürüyorlar. Yarın tercih yapma vakti ama ben halen daha karar veremiyorum. Aldım elime bilgisayarı ve puanımın yeteceği üniversitelere baktım. Ankara , İstanbul ve İzmir... Hayır Ankarayı seçemem, zaten İstanbuldayız. Ama İzmir olabilir. Evet! Neden olmasın. Bilgisayarı kaptığım gibi oturma odasına indim. Kapıdan girmeden önce onları gizlice dinledim. Tabi ki yine başka konuşacak konu yokmuş gibi benim hayatımla ilgili kararlar alıyorlardı. Hemen içeri daldım. "Ben kararımı verdim!!" Diye bağırdım. İkiside şaşkınlıkla bana bakıyordu. Bilgisayardan puanımın yettiği okullara baktığımı söyledim. Ama Karabük ve Ankarada birilerinin yanında okumayı değilde izmirde okumaya karar verdiğimi söyledim. Tabi tahmin ettiğim gibi ikiside " Hayır olmaz , izin vermeyiz!!" diye havaya fırladılar. Ben de durur muyum " Bal gibi de olur" dedim. Hayatım boyunca hep sizin çizdiğiniz yollardan gittim. Beni o kadar çok sıkıyosunuz ki artık kendime özgüvenim bile kalmadı. İkiside suspus oldular ve arkalarına bakmadan odalarına çekildiler. Ama ben mutluyum. Artık hayatımla ilgili kararımı tam olmasa da kendim verebilmiştim. Ben de orada boş boş durmayıp odama çekildim. Ve ilk defa rahat bir uyku çekebileceğime inandım...