17

78 11 0
                                    


Dediler ki - Anlarsın

...

Işığı açıp ayakta duran bedene çevirdim gözlerimi. Emir Kutlu gelmişti.

Elindeki silahın kabzasıyla Yiğit'e vurmuş olmalıydı.

"Adi herif!"

Belli etmemeye çalışarak telefonumu çıkarıp Atlas'ı aramak için numaraya bastım.

"Sana gelmeyecek Ayliz."

"Ne saçmalıyorsun sen?! Defol buradan!"

Geri geri gidip kapıyı açmak için bir hamle yaptığımda hızlıca bana yetişip saçlarımdan kavradı.

"Kaçabileceğini mi düşündün?"

"Beyinsiz!"

Yüzüne tükürme isteğiyle dolup taşmışken beni kapıdan uzaklaştırıp salona götürdü.

Ayakta durup oturmama izin vermedi. Debelensem bile bırakmıyordu. Bu adam bana aşık değil miydi?

"Canımı yakıyorsun,bırak beni oturup konuşalım insan gibi."

"Canını mı yakıyorum? Ne güzel bir cümle bu sevgilim."

"Hasta mısın sen bıraksana beni!"

Bırakmayıp üstüne bedenini arkadan tamamen bana yasladı. İğrenç hissediyordum. Bir eli elbisemin altından bacağıma ulaştığında midem ağzıma gelmişti.

Tekme atmaya çalışsam da yapamıyordum. Gözlerimden akan yaşları umursamadan bağırmaya devam ettim. Biri beni duymalıydı!

"Bırak beni yalvarırım bırak!"

Eli bacağımım üzerinden kayarak daha üstlere doğru hareket ederken ağzıma gelen iğrenç tatla yüzüm buruştu. Bacağımı okşarken dirseğimi ne kadar sert vurursam vurayım sadece gülüyordu.

Sonunda bacağımı bıraktığında derin bir nefes alacakken koluma batırdığı iğneyle küçük bir çığlık attım.

"Şşşh sakin ol bebeğim. Çok güzel şeyler olacak."

Bana ne vermişti? Boş şırıngayı kenara fırlatıp kendini bana bastırdı. Ayağımı tüm gücümle dizine geçirdim ama geri çekilmiyordu. Dudaklarını boynumda hissederken biri ağzımı tutmuş gibi konuşamıyordum. Sesim çıkmıyordu. Kimse gelmeyecekti. Ben yine kaybetmiştim.

Bacaklarım titrerken kendimi bırakıp yere düşmeye çalıştım. Ama izin vermedi beni kollarıyla tutup boynumu öpmeye başladı. Vücudum uyuşuyordu. Atlas'ın verdiği anahtar aklıma gelirken elimdeki anahtarları sırasıyla denedim. Bunu yaparken çaktırmamaya çalışıyordum.

Sonunda bıçağı bulduğumda beklemeden arkamdaki adamın göğüs kafesine doğru sapladım. O inleyerek geri çekilince hızla salondan ayrılmak için adım attım.

Saçlarımdan kavrayıp beni çekmesiyle yere düştüm.

"Çok hoşuma gidiyorsun."

Zevk alıyormuş gibi bir ifadesi vardı. Ayağa kalkmak istemiyordum ama zorla yeniden az önceki konumumuza döndürdü bizi.

Az önce onu yaralamak için kullandığım bıçağı vücudundan hiç zorlanmadan çıkardı. Gerçekten çok korkuyordum. Kendi kanıyla boyanmış bıçağı boynumdan aşağıya doğru bastırarak indirdi. Onun kanının vücuduma değmesi midemi bulandırdı.

Köprücük kemiğimin üzerinde durduğunda kesmemesi için dua ettim. Bıçağı derime bastırıp uzun bir şekilde kesti. Kesiği hissetmemle birlikte yeniden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

Ruh Yangını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin