Jungkook
Son pijamadaydım. Tüm pijamalara aynı şeyi yapıyordum. İlk önce arkasındaki dikiş yerinden ikiye katlıyor ve yarım ay şekilde kesiyordum. Daha sonra açtığımda ise bir delik oluyordu ve ben o deliğin etrafını ip kaçmaması ya da dikişlerin sökülmemesi için güzelce dikiyordum.
Sonunda bittiğinde eserime bakmış ve gurur duymuştum kendimle.
O sırada evin içinde titreyen bir sesin "k-kookie?" Dediğini duymuş gibi oldum. Ama aldırmadığımda tekrar bana seslenilmişti ve ben, bu sesin Taehyung'a ait olduğunu sonunda anlamıştım. Oturduğum yerde dikleştiğimde bu sefer de ben ona seslendim.
"Güzelim?"
"K-koo-kie!"
Taehyung koşarak gelmiş ve kucağıma atlamıştı.
"Güzelim dur iğneler var. Hem neden ağlıyorsun sen? Tanrım titriyorsun da.."
"K-kookie. S-sen y-yoktun y-yanımda. B-beni t-terk e-ettin s-sandım. Ç-çok k-korktum."
Dudak büzerek konuştuğunda alt dudağını dudaklarım arasına alarak bir kaç saniye emmiştim pembeliğini.
"Güzelim? Ben seni neden terk edeyim? Çok seviyorum seni. Lütfen ağlama ama bak üzülüyorum."
Yüzünü boynuma gömmüş ve iç çekmeye devam etmişti.
"S-saçımı o-okşar m-mısın?"
"Okşarım bebeğim benim."
Bir elim saçlarını okşuyorken diğeri belinin yan tarafını okşuyordu.
Bir süre böyle devam ettiğinde Taehyung yüzünü gömdüğü boynumdan kaldırmış ve solundaki malzemelere bakmıştı.
"B-bunlar ne?"
"Ah bebeğim. Senin pijamalarını dikmiştim. Lütfen bir dener misin?"
Kucağımdan yavaşça kalkmış ve elini kalpli pijamasının altına atmıştı.
Üzerinde hâlâ benim tişörtüm olduğundan bacaklarını hemencecik geçirmişti.
Kuyruğu, açtığım kıyafetin deliğinden tam tamına girerken, Taehyung gülümsemişti.
"Kookie~ teşekkür ederim~~"
Üzerime eğilmiş ve defalarca dudağımı öpmüştü minik minik.
"Tamam- bebeğim tamam-"
Ben konuşsam da Taehyung hâlâ öpmeye devam ediyordu. Onu belinden tutup kucağıma hızla çektiğimde ne olduğunu şaşırmış ve ellerini omuzlarıma koymuştu.
"Tamam dedim güzelim, değil mi?
"Şey-"
Bu sefer ben kapanmıştım dudaklarına.
Ayrıldığımda elleri dudaklarına gitmişti.
"K-kookie?"
"Hm?"
"Ş-şey oldu"
"Ne oldu güzelim"
"Ş-şey d-dahil oldu."
Dilini çıkartıp gösterdiğinde kıkırdamış ve boynunu derince koklayıp öpmüştüm.
"Hm? Oldu güzelim. Tekrar olsun mu?"
Yüzüne yaklaştığımda beni göğüslerimden itmişti.
"O-olmasın. K-karnımda b-bir şeyler oluyor sonra."
"Ne gibi şeyler güzelim?"
"K-karnım böyle içine giriyor gibi. Her yerim yanıyor sonra."
Gülmüştüm.
"Bebeğim onlar bende de oluyor. Demekki beni çok seviyorsun."
"S-sen de mi beni seviyorsun?"
"Sana bunları sormaman gerektiğini söyledim. Aşığım sana, yani lütfen bir daha sorma Taehyung."
Hemen dudaklarıma atılmış ve bu sefer de o alt dudağımı emip çekilmişti.
"Uyuyalım mı? Güzelim?"
"Olur kook!"
Taehyung hâlâ kucağımdayken odaya gitmiştim. Onu yatağa oturttuğumda bana bakmıştı.
Tanrım.. neden bu kadar masum?
"Taehyung. Güzelim. Kaç gündür üzerinde bu var. Değiştirelim m-"
"I-ıh!"
"Ama neden?"
"Ş-şey-"
Bacaklarında duran ellerine bakmıştı.
Önünde diz çöküp minik ellerini tutmuştum. Bu hareketim ile hemen bana bakmıştı.
Minik ellerini avcumun içine alıp koklayarak öpmüştüm.
Elleri hâlâ ellerim arasındayken konuştum.
"Söyle bebeğim neden değiştirmek istemiyorsun?"
"Ş-şey k-kookie... ş-şey. S-senin gibi k-kokuyor."
Ellerinin her yerine rastgele öpücükler bırakmıştım.
En son avcunun içini de öpüp kalktım.
Dolabıma ilerlediğimde Taehyung hâlâ minicik oturuyordu.
"Bir renk seç bakalım."
"U-um.. sarı."
En küçük sarı tişörtümün üzerinde minik bir kaplan kafası vardı.
Gülümseyip onu alarak tekrar Taehyung'un yanına gittim.
"Bebeğim bunu giymek ister misin?"
"H-hiih! Evet lütfen!"
Saçlarını karıştırıp başının üstünü öpmüştüm.
"Hemencecik giy bakalım. Ben bakmıyorum tamam mı?"
"Tamam~"
Arkamı döndüğümde Taehyung, cidden de hemencecik giymişti.
Ve altındaki pijamasını da çıkartmış, bacaklarının çıplak kalmasını sağlamıştı...
Güzeldi... o çok güzeldi.
"Bebeğim sen gir yatağa. Bekle beni. Ben bunu çamaşır sepetine atıp geleceğim."
"Tamam kookie."
Mutfaktaki çamaşır makinası ve kirli sepetinin bulunduğu dolaba ilerlerken elimdeki tişörtüme bakmıştım.
Sepetin önünde dururken, atmadan önce kendime engel olamayarak tişörtümü burnuma dayayıp derince kokladım..
Ç-çok... ç-çok güzel kokuyordu...
Tıpkı minik boyun girintisi gibi....
Kokusuyla sarhoş olduğumda odama geri gitmiştim.
Yatakta pısmış, tuttuğu çarşafı resmen burnuna kadar çekmiş, minicik bana bakıyordu.
"Güzelim?"
Hemen yana kaymıştı.
Yanına girdiğimde yerleşmemi beklemeden direk kolumun üzerine yatıp ve bana sarılmıştı.
Taehyung'a döndüğümde, yüzümü boynuna gömmüş ve hızlıca öpmüştüm.
Tanıdık olan, aynı koku...
"İyi geceler bebeğim."
"Sana da kookie'm~"
"Kookie'n yer senii."
Kıkırdadığında burnumu saçlarına dayayarak çilek kokusunu içime çekmiş ve öyle kalarak uyumuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANIME CATBOY (CHIBI) |+18|
FanficJeon Jungkook, her okuldan dönüşte evinin bulunduğu sokağın köşesindeki kedinin ayaklarına dolanmasına engel olamaz. Derin bir yalnız içinde bulunan Jungkook, sonunda o kediyi evine almaya karar verir. Fakat bilmediği diğer iki şeyse, o kedinin hem...