Merhaba ben Yağmur kendimi tanıtmakla başlamak istedim. Aslına bakarsanız bu konuda pek iyi sayılmam nedeni ise kendimde ciddi anlamda tanıtmaya değer bir şey bulamamam aynı zamanda kendimi yeteri kadar tanımamam. Evet yanlış okumadınız beni ben bile tanımıyorum... Sadece benim böyle olduğumu söylemeyin lütfen. Her neysee başlıyorum. Ben ailemin tek çocuğuyum ne yazık ki... Böyle dememin sebebi, kardeşim olsaydı ailemin üstümdeki baskısının biraz olsun azalacağını düşünüyor olmam en azından bir kısmını kardeşimle paylaşmış olurdum ablalık bunu gerektirir ama değil mi :) Edebiyata ciddi anlamda ilgim var hatta edebiyat öğretmenliği bile düşünebilirim. Ahhh sahi yaşımı söylemeyi unuttum ben size değil mi on yedi yaşındayım. Eeee evet maalesef on yedi yaş..
En sorunlu yaş olduğunu duymayan yoktur herhalde aslına bakarsanız ben bu" on yedi yaş travmasına" hiçbir şekilde inanmıyordum. "İnsanlar her yaşını sorunlu geçirebilir" diyordum. Mantıklı düşünürsek gerçekten öyle. Ta ki on yedi yaşıma girene kadar. Sanırım bu yaşıma kadar yaşayabileceğim tüm felaketleri toplasak on yedi yaşımda yaşadıklarım kadar etmezlerdi. Ahh evet hem en güzel zamanlarım hem de en lanetli yaşımsın sanırım. Böyle anlatınca haliyle merak ettiniz değil mi ? Çok kısa özet geçmek gerekirse girmemiz gereken bir sınav olduğunu biliyorsunuz "YKS" bu sınav için ailem on ikinci sınıfta geç kalacağımı düşünerek on birinci sınıftan beni dershaneye yazdırdılar yani hem okul hem dershane ikisini bir arada yürüttüm haliyle bu beni fazlasıyla yordu.
İşte buraya kadar sizlere bedenen yaşadığım yorgunluğu çok kısaca anlattım asıl büyük sorun bedenen değil ruhen yaşadığım yorgunluk... Mental açıdan tamamen çökmüş vaziyetteydim psikolog yardımı alıyordum kimseye güvenebileceğimi düşünmüyor, herkesin bana zarar vereceğini düşünüyor, gerçekten sevileceğime inanmıyordum ve ne yazık ki hiçbir şekilde toparlanamıyordum kendime iyi gelecek şeyler bulmaya çalışırken aile baskısı, arkadaş ortamında dışlanan kişi olmak, düzensiz bir hayat ve mental çöküş arasında gerçekten tam anlamıyla kendimi kaybetmiştim. Üstelik yaşadığım tatsız olaylarla insanlara olan güvenimi de ciddi anlamda yitirmiştim, işte en zoru da buydu çünkü tamamen hata ile hayatıma aldığım insanlar resmen benim geleceğime maal olmuştu. Kafamı dağıtmak için bir kaç gün kuzenlerim de kalma kararı almıştım, aslında her şey o zaman başladı diyebiliriz...
Kuzenlerimde kaldığım gece moralimin bozukluğunu onlarda fark etmişlerdi. Biraz onlardan bahsedeyim sizlere. Yaren benimle aynı yaşta çok iyi anlaştığım bir kuzenim Beren ise Yarenin ablası ve bizden üç yaş büyük ama gayet eğlenceli kafalarımız oldukça uyuşuyor yani. Onlarda kaldığım gece kız kıza sabahlayalım dedik evde yalnızca üçümüz vardık kendimize birer kahve aldıktan sonra ne yapsak diye düşünürken Yarenin aklına gelen ve aslında psikoloğumun da bana önerdiği bir şey "yeni insanlar tanımak". Sizlere anksiyete hastalığına sahip olduğumu söylemiş miydim? Bunu da öğrenmiş oldunuz şu an. Bilmeyenler varsa çok kısa açıklayacağım anksiyete yani "kaygı bozukluğu" çok fazla stres, sosyalleşememe sorunlara neden olan hayatımızı etkileyen psikolojik bir rahatsızlık. En azından benim hayatımı oldukça etkiliyor özellikle de hayatıma yeni birilerini alırken. Kuzenimin bu önerisiyle beraber psikoloğumun son seansımızda bana verdiği tavsiye aklıma geldi fikri kuzenim ve bende onayladık ve o an hepimiz yeni insanlar tanıyabileceğimiz bir tanışma uygulaması indirdik.
O gece sabaha kadar birçok kişi ile tanışıp konuştuk. En azından zaman geçirecek bir aktivite bulmuştuk artı olarak da psikoloğumun bana verdiği tavsiyeyi tam anlamıyla olmasa da kısmen uygulamış oldum daha fazla ne olabilirdi ki? Evet, daha fazla ne olabilirdi. Aradan birkaç gün geçti kuzenlerimle sık görüştüğüm bir dönemdi ve beraberken o uygulamaya girip vakit geçiriyorduk. Artık neredeyse rutinim haline gelmişti ayrıca oradan konuştuğum arkadaşlarım bile vardı. Psikoloğumun neden böyle bir tavsiye verdiğini sanırım daha iyi anlıyorum profilimde yalnızca kuzenimin zorla koydurduğu sıradan bir fotoğrafım vardı ve insanlar beni o fotoğraftan ibaret tanıyorlardı hikayemle değil fotoğrafımla. Sadece bir fotoğraf ve yaşım. Nerede yaşadığım nelerden hoşlandığım nasıl bir kişiliğim olduğunu bilmeden benimle konuşuyorlardı keza bende aynı şekilde onlarla, aslında uygulamadaki arkadaşlıklar oldukça kısa sürüyordu birisiyle bittikten sonra yeni biriyle tanışıyorduk yani tam tanışma denilemez aslında.
Beni bir fotoğraftan ibaret bilen kişilerle konuşmak tamamıyla hayatımda olan her şeyimle tanıyan kişilerle konuşmaktan çok daha rahattı. En azından benim için öyleydi. Birilerinin hakkımda bir şeyler biliyor olması hoşuma gitmiyor aynı zamanda beni tedirgin ediyordu. Ne konuştum ama, iyi ki kendime dair anlatmaya değer bir şey bulamıyormuşum birde bulsam daha neler yazardım daha kim bilir.
Tanıştığımıza memnun oldum Yağmur ben :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
491 KİLOMETRE
Non-FictionBu hikaye tamamen gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanmıştır. Bizzat benim hikayem... Şu an yaşamakta olduğum uzak mesafe ilişkimi böyle anı kalması için buraya yazmaya çalışacağım. Eminim ki aranızda uzak mesafe ilişkisi yaşayan ya da yaşamak is...