Yıldönümü

70 5 0
                                    

Geçen yıl 24 Ağustos... 
Çok sıcak bir yaz  günüydü.Yatağımdan kalkmamak için direnmiştim.Kendimle özleşen yatağım.Evin hiçbir odasını kullanmazken bu yataktan hiç çıkmıyordum.Uyumak , tamamen uyumak bir daha gözümü açmamak uzere uyumak , ama olmuyordu.Sabahtan başlayan hazırlıklar benim içindi. Herkes benim için oradan oraya koşturuyordu, bir süre sonra benim için koşturduklarını unutup şadece görevlerini yerine getiriyorlardı.
Her şey planlanmıştı,
kıyafetler , kuaför yüzükler.Tek bir mimiğim bile oynamadan üzerimde yapmaları gerekene izin veriyordum.Hiç çıkmayan sakalımı traş ediyorlardı.Bir yıl öncesinde morarıkların aylarca geçemediği suratımda ve daha sonra içimde iz olarak kalan yumruk darbelerini kremlerle yok edeceklerini sanıyorlardı.Yok olmuyordu.Yumruklar gibi kulağıma gelen sıcak soluklar tenime dokunuyor  ve isteğim  dışı dokunulan yerler  hissizleşiyordu. Aklıma   geldikçe  yaşanılanlar öğürtü tutuyordu, bütün hazırlıkları bölen öğürtüler .Kimsenin neden öğürdüğümü anlamadan   rahatsız oldukları bakışlar. Kapının bir ucunda duran kadının yanındakine fısıltıyla söylediği ses yankılanıyordu kulağımda 'yazık çok hırpalanmış , bir seneden fazladır böyle  '
gözümü kapatıp koltuğa başımı dayamıştım.Daha bir yıl  öncesinde ölmek için gözümü kapamışken şimdi evlenmek için kapıyordum.Aynı hissiyatla artık ne olursa önemi yok gibiydi.Ruhum uzun süredir benimle görüşmüyordu.
Mutluluk , umut ,aşk, sevgi, öfke hepsini benden alıp götürmüştü. Bitmiştim.Babam ölemeyeceğimi anlayınca evlensin bari dedi Psikologların söylediklerine kulaklarını tıkadı .Onun oğlu her türlü acıya antremanlıydı.
Bunalımlar doğal rutiniydi ,atlatır , dedi.Bir panikle beni hazırlamaya çalışan ellerin de hükmü yoktu.İçtiğim sakinleştiricilerin etkisiyle yılana dönüşmüş dokunuşlar tüy  olup uçuyorlardı yukarılara ,
hissetmiyordum.Doktorların tek becerebildikleri bu olmuştu, bolca sakinleştirici dayamak .
Salonda elit insanların davet edildiği elliye yakın insan vardı. Babam , rezilliğimizi bile sultanlara yakışır yapıyordu.
Sanki hiç oğlu eşcinsel değilmiş, kaçırılmamış , eziyet edilmemiş ,intihar etmemiş gibi.Şâşanın dibiydi salon , şanımla evlendiriliyordum!
Nikah anında  ilk defa gördüğüm yüz ile yan yana geldiğimde aynı benim gibi giydirilmiş süslenmiş , bedene bakıp 'Ooo çok yakışmışlar' diyen birkaç densizin önünde bir ömür boyu mutlu yaşayacağımıza söz verdik .Hayatında ilk defa birbirini gören iki yüz ...Daha doğrusu benim ilk defa gördüğüm yüzmüş.Kader dedikleri hikaye bizim içinde geçerli miydi? Kader bizi birleştirmiş miydi? Parmağıma yüzüğü takarken elime dokunan yabancı bir ten ile irkilip kendimden tiksinirken , babamın bilmem hangi çalışanının seçmiş olduğu yüzüğü hayatımda ilk defa görerek  baktım, benim için hiçbir anlamı olmayan gümüşi parlayan yüzüğe.Sadece zorunlu zamanlarda taktığım bu yüzüğü  Dui'nin elinde bir daha görmedim, 24 Ağustos 2023 bugün tam tamına bir yıllık evliyim. O gece Eraz Beylerde onu utandırdıktan sonra yolun ortasında durup sıkıntıyla sigarasını içmişti.
Bana vurduğu için mi yoksa başkalarının bunu anladığı için mi utandı bilinmez ama tabi ikincisi olasılıktı.Yine aynı sesizlikte bizi eve bıraktı, İşyerinden sabaha kadar gelmedi.Sonrasında hayatıma tek devam ettim.Yazın en sıcak olduğu günlerde zevkle  çalıştım , artık işyerinde bir misafir gibiydim ama iş performansım tam tersi  tam gaz gidiyordu.Aynı ortamda çalıştığım insanlara alışmış rahatlamıştım.Beraber öğle yemeklerine çıkıyor, işin kritiğini,  esprilerle eğlenceyle yapıyorduk.Ben Toyan , inanılmaz ama  gülüyordum hem de  insanların gözlerinin içine baka baka.Esprilerine karşılık veriyordum, bundan dokuz ay önce böyle bir şey deseler kimse inanmazdı,  ben de...Kozamdan çıkan bir kelebek misali tırtıldan kelebeğe dönüşüyordum.Oysa göremiyordu beni bu değişimimi .
Mutluluk hep eksik olanla  birlikte yumruya dönüşüyordu boğazımda, bu kadar ilerleme kaydetmişken onun yokluğu  zaferlerimi gölgeliyordu.İşyerinde başarılı olmam , üniversiteyi kazanmam ,arkadaşlarımın olması yetmiyordu, onun hem hayatımın tam ortasında olup hem de yaşadıklarımın dışında kalması , içimde her gün biraz daha içini oyduğum gizli yaraya dönüşüyordu.
Konuşurken aklıma gelip  acıtıyor,  yemek yerken boğazıma dizilip tıkanıyor  gece yarısı uykumdan uyandıracak kadar kanatıyordu.Her şeye rağmen unutamamak bu demekti sanırım. Bu günlerimde  Zonyun Hanım en büyük destekçim olmuştu.Sadece benim farkedebildiğim bir ablalık yapıyordu.İçimdekileri
konuşmadan,  dertleşmeden omzuna yaslanmadan sadece bakış ve tavırlarla başarıyordu bunu o da Zonyun Hanım'ın ayrıcalığıydı.Benim güçlü yanımı oluşturuyordu.'Başını dik tut ve devam et yoluna!' işte böyle diyordu gözleri belki de bu gözler yüzünden yıkılamıyordum.  Yalom ve Nana ise üniversiteden mezun oldu.Mezuniyet törenine gittik , gözlerim kamaştı gecede çok  duygulandım . Kendimi hayal ettim istemeden henüz kapısından içeri okumaya giremediğim üniversiteden mezun olduğumu hayal ettim.Yanımda o gün  kimler olacaktı?  Dui olmayacağı kesindi, tabi ki evlilik diye bir şey de kalmayacaktı. Ve yine lanet olası bu halde  bile bunu düşündüğümde içim sızlıyordu.Geceye Monstro da katıldı .Yalom'a söylemedim ama ona öyle aşkla bakıyordu ki ne kadar kızsam da  gözlerindeki sevgiye saygı duyuyordum.İki sert ve gururlu adam bu kadar mı yakışırdı birbirine  . Oysa Yalom'un gözlerinde ona karşı saygı vardı,  korku vardı , minnet vardı , öfke vardı, hayranlık vardı ama aşk yoktu .Bu kadar yoğun duyguyu bir bakışına sığdırabiliyordu. Sonlarını merak ediyordum.
Haksızlıklarla başlayan bu hikaye bir aşk hikayesine dönüşebilecek miydi? Yoksa Yalom dediğini yapıp bir gün çekip gidecek miydi? Nana'nın Teem ile olan ilişkileri çok hızlı gelişti.Birbirlerini tamamlayan iki yapboz parçaları gibiydiler.Nana Teem'in ailesiyle tanıştı,Teem de Nana'nın ailesiyle . alAilelerinin de onayladıkları bir ilişkiye daha güvenle devam ettiler.Nana sözünde durdu kimseye eşcinsel olduğumu söylemedi Teem'e bile.Aramızdaki arkadaşlık her geçen gün güçlendi.Benim bir bakışımla ne düşündüğümü anlayabiliyordu.Bana Teem'i çekinmeden anlatabiliyordu.
Bir kızla arkadaşlık erkeklerle olan arkadaşlıktan cok farklıydı.Erkeklerin farkedemedikleri ayrıntıları,  bakışları  onlar yakalıyordu.Tek kusurları yapılanları hiç unutmuyor küçücük bir olayı büyütebiliyorlardı. Bense bu iki cinsiyetin tam ortasında gibiydim.Sanki her iki cinsten de kendimi korumam gerekiyordu.Yalom ikincilikle bitirdiği okuldan hiç zorlanmadan sınavları geçip sevdiği öğretmeninden tez alıp yüksek yapmaya hak kazanmıştı.Monstroya gerek bile olmadı.Akıllıydı,
çalışkandı , gelecekte çok başarılı olacağına emindim. Faysal ise  fabrikada gün boyu  deliler gibi çalışıyor evde ailesine bakıyor,  abilik görevini üstlenerek  Yalom ve benim her türlü derdimize çare bulmaya çalışıyordu,
kendi hayatını unutarak . Hiç anlatamadığı geleceğini  belkide yok sayarak kendi dışında herkese yardım ediyordu. Sinta ile yaz boyu buluştuk. Kimle görüşürsem görüşeyim Sinta ile her şey farklı oluyordu.Bir kız olarak   aksimi görüyordum yüzünde. Aynıydık,umutlarımız hasretimiz ,yalnızlığımız birbirine eşti.Yanında olmak rahatlatıyordu beni annesi yukarıdan gülüp teşekkür ediyordu sanki Sinta iyi oldukça sözümü tutmanın huzurunu yaşıyordum.Dui iki haftalık yaz tatiline çıktı .Melindalar  ve ailelerinin en küçük üyesi de katıldı.Bu süre zarfında  annesi evine geçti.Bense  ona her gün mesaj attım bir gün  içinde   nerelere gittiğim,i eve kaçta girdiğimi yazdım.Tatil boyunca böyle yapmamı istedi hiçbir mesaja cevap yazmadan .Ve biraz önce son mesajımı attım.Bugün bütün gün evdeyim diye.Tek farkla Yalom ve Faysal bana geleceklerdi.
24 Ağustos ...
Hatırlıyor muydu , düşünüyor muydu o günü ve yaşadıklarımızı ne düşündüğünü bilemeyecektim öyle uzağındaydım ki ... Bugünü içimde bir yerlere kapattım. Bizim birbirimizle  paylaşacağımız önemli bir günümüz olmayacaktı.

DönüşümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin