MÜBTEDİ

BÖLÜM 10

Bir insanın bence bu hayatta en çok istediği şey kendini anlayabilecek, yargılamadan sevecek birine sahip olmak. Bu hayatın kenarından, köşesinden, cam kırıklarıyla dolu uçlarından ellerimiz kanaya kanaya yakaladığımız için bir de kendimizi insanlara anlatmaya çalışmak, bunun için vakit ayırmak ve bazen de buna değmediğini acı bir şekilde tecrübe etmek yorgun halimizin en büyük sebebi. Tereddüt etmeden içini boşaltmak, bağırıp çağırsa da karşındakinin sana değer verdiğini bilmek müthiş bir şey. Benim de yegane dostum Nesrin, sadece şuan değil, hayatımın her anında koşa koşa gidip sığınabileceğim güvenli bir liman benim için. Belki de onun desteğini hissettiğim için hata yapmaktan çekinmiyorum. Lise yıllarımızda olduğu gibi şimdi de beni başımın sıkışacağı her türlü durumdan kurtarabileceğini biliyorum. Kızlar bana zorbalık yaptığı zamanda, aşık olup salya sümük ağladığımda, olur da aklım karışır,derslerimden ödün veririm diye nefes bile almadan odamda ders çalıştığımda onun o huzurverici varlığı hep baş ucumdaydı.
Ne yapsam da, nasıl bir karşılık vermeye çalışsam da onun bana yaptığı iyilikleri ödeyemezdim. Şimdi de canım arkadaşımın ömrünü sevdiğiyle birleştirmesine şahit olacaktım. Mutlu günlerinin başlangıcını bu adımla yapmasını kalbim buruk bir şekilde izleyecektim.

Aynada kendimi son kez kontrol edip aşağı iniyorum. Aylar öncesinden karar verdiğim elbise zayıfladığım için daha iyi oturmuştu üzerime. Son haftalarda iştahım açılsa da, iş temposuyla doğru orantılı kilo alıyordum.

Üzerimde yaz havasına uygun bir elbise var. Önden çok sade, düz bir elbise gibi görünse de asıl esprisi sırtımdaydı. Kremleyip iyice güzel görünmesini sağladığım sırtımda elbisenin ince ipleri çapraz şekilde birleşip belime doğru elbiseyi darlaştırıp birleşiyordu. Oldukça seksi görünüyordum. Saçlarımı da dağınık topuz yapınca iyice sırtımın pürüzsüzlüğü belli oluyordu. Oldukça zarif bir elbiseydi. Ayaklarıma da yine beni gece boyu rahatsız etmeyecek ince bir topuklu geçirmiştim. Makyajımda her zaman yaptığım gibiydi. Deli gibi oynayıp, Nesrinin arkasında oradan oraya sürüneceğim için bu makyajımın bile akacağına emindim.

Salona inince bizimkileri odalarında koştura koştura hazırlanırken buluyorum. Guya genç kız bendim ama, annem de, babam da benden daha özeniyordu bu duruma. Mutfaktan elma yıkayıp doğrarken kapı çalıyor. Ellerimi kurulayıp kapıyı açınca Sünbül teyzeyi karşımda elinde elbisesi ve henüz yapılmamış saçıyla görünce şaşırıyorum. O da benim bu duruma güleceğimi anlayınca hızlı hızlı anlatmaya koyuluyor.

"Şu zıkkıma kalasıca elbiseye giremedim, patlattım. Yavrum, annen anlar şunun dilinden, bir dikse şunu."

"Tabii Sünbül teyze, annem yukarıda. Geç sen halleder o."

Kafasını sallayıp süratli bir şekilde yukarı çıkarken ben de eşyalarımı alıp evden çıkıyorum. Bekirle son konuştuğumuzda evde duş alıyordu. Gidip sevgilimin hazırlanmasına yardım edebilirdim. Boş boş oturacağıma onu azıcık sevip, hayat aşkıyla dolabilirdim.

Bu rahat ayakabıları seçtiğim için kendimle gurur duyarken bahçe kapısını aralayıp içeri giriyorum. Evin kapısının önüne gelince de içeriden Bekirin bağırmalarını duyuyorum.

"Anne! Anne, nereye gittin ya? Gömleğim ütülenmemiş, kravatım da bağlanmadı. Anne!"

Evin aralık kapısını itip içeri geçiyorum.

"Ne bağırıyorsun kadına ya? Kendin niye yapmıyorsun? Kadın da hazırlanmak, güzel görünmek istiyor."

Elleri belinde evin içerisine doğru bağırıp karşılığında beni görünce önce şaşırıyor. Sonra da ağzı kulaklarına kadar çekiliyor. Kolları iki yanına açıp yanıma gelince ben de parmak uçlarına kalkıp kendimi kollarına atıyorum adeta. 3 4 saat önceki öpüşüp koklaşmamız hiç yaşanmamış gibi yine kollarımız bir birimize sarılı huzur dolu iki dakika yaşıyoruz. Ayrılıp açık omzuma öpücük konduruyor. Dudaklarına saldırma isteğimi güç bela bastırıp derin bir nefes alıyorum.