Havalimanı

868 45 60
                                    

Keyifli okumalar

Ve beklenen an bundan sonrası hikayenin asıl devamı olacak çok zaman atlaması olmayacak ve burada kitap gerçek aileden biraz çıkıyor ileri bölümlerde asıl karakterimiz kendini belli edecek.

Öldürmeyen acı güçlendirir derler.

Öldürmeyen acı süründürür de derler ama eksikleri var.

Öldürmeyen acı yoktur. Sadece acı bedenini değil ruhunu öldürür. Hemen değil yavaş yavaş önce süründürür sonra öldürür ve insanlar bu ölümü güçlenmek zanneder çünkü artık hissedemezler.

7 yıl sonra.

Buradaki son davam da başarılı bir şekilde sona ermişti. Bavulum arabamda olduğu için eve geçmeden havalimanına gittim. Arabayı daha sonra aldırmak üzere park ettim,arabadan inip arka koltuktaki bavulu aldım ve içeri girdim.

Herkesle önceden vedalaştığım için buraya kimse gelmeyecekti. Önce biz gidecektik arkamızdan ise Ayaz ve Utku Abim.

Etrafa kısa bir bakış attıktan sonra koltuklardan birinde oturan Mete'yi gördüm. Yanına gidip kısa bir sarılmadan sonra bavulumu yanıma koyarak oturdum.

Yamaç abimin Eyfel Kulesi ile çekildiği fotoğrafa bir göz gezdirip telefonu kapattım. Onunla görüşmeyeli uzun zaman oluyordu. Kendini tamamen soyutlamıştı sanki.

Yazar'dan

Rüya ve Mete derin bir sohbete dalmışken yan taraftan gelen sesle Rüya elini kaldırıp Mete'yi susturdu.

Yan taraflarında Atatürk ve askerler hakkında fazlasıyla yanlış konuşan kişilerin muhabbeti onu son derece sinirlendirmişti Mete ne kadar sakin ol dese de dinlemeyip yanlarına gitti.

"Pardon, konuşmanızı kulak misafiri oldum da bu ülkede o ileri geri konuşup aşağıladığınız atamız Atatürk sayesinde yaşadığınızın farkında mısınız?" Ona anlamsız şekilde bakarlarken kadına döndü

" Hele sen sen bir kadın olarak böyle süslenip dışarı çıkabiliyor,çalışabiliyorsan bu Mustafa Kemal Atatürk sayesinde." Dedi üstündeki kıyafetleri süzerek gözleri neredeyse kalçasına kadar çıkan eteğe değince göz bebekleri büyüdü. Mete'ye dönüp kontrol etti başı yerde ama kendisini dinlediği belli bir pozisyonda durduğunu görünce rahatladı."O beğenmediğiniz askerlere gelirsek onlar siz yaşayın diye orada can verirken siz arkalarından nasıl böyle konuşabiliyorsunuz. Bir gün teröristler tarafından kaçırılıp da o sevmediğiniz askerlere muhtaç olup bizi kurtarın diye yalvarınca sizi mutlaka görmek istiyorum."

Tekrar Mete'nin yanına gidip yerine oturdu. O sırada biraz ilerde oturan 6 kişilik grup görüş açısına girdi. Adamlardan biri kocaman gülümserken diğerleri ona bakış atıp güldü sadece bir tanesini gülüşünü saklamak için başını aşağı eğmiş varla yok arası bir tebessüm ettiğini gördü.

Karşıdan gelen abisini görünce ayağa kalktı ve sarıldı.

"Güzelim gecikmedim değil mi?"

"Yok abi gel" tekrar yerine oturdu onun yanına da abisi otururken tebessüm eden adamın ve arkadaşlarının çaktırmadan onları dinlediğini fark etti.

"Büyük bir şov kaçırdın Araf Abi Rüya az kalsın adamları dövecekti." Olayı abartan arkadaşına göz devirdi.

"Konuşmaya devam edersen onları bilmem ama seni kesin döveceğim" kulağına eğildi. "Ya da vururum ne dersin daha kolay olur?" arkadaşının aldığı dövüş,silah derslerini ve asker kuzenimden aldığı askerlerle aynı düzeydeki eğitimi bildiği için ağzına hayali bir fermuar çekti ve arkasına yaslandı Mete.

İncir Ağacı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin