(Aynı günün jiminin yaptıkları)
Jiminden
Gözüme giren ışıktan yerimden rahatsızca kalktım.
Yan tarafıma baktığımda jungkookun olmadığını farkettim. Hemen yatağımda doğruldum odadaki banyoya girdim elim yüzümü yıkadım genelde hafif bir makyaj yapardım ama burda parfümlerden başka bir kozmetik ürün yoktu.
Kendi eşyalarımın içinde vardı. hemen banyodan çıkıp jungkookun elbise dolabına gittim. İçinden beyaz bir gömlek altınada bir şort almıştım. Bana gerçekten çok büyük geliyorlardı ama umursamadım sonuçta valizimden alacaktım. kapıya yönelmiştim. Kapıya geldiğimde odadan çıktım merdivenlerden aşağı inerken gözüme güzel kahvaltı masası çarptı.
Masaya ilerlemeden direk odama gidecektimki arkamadaki ses beni durdurmuştu.
"Günaydın efendim"
Arkamı dönüp orta yaşlı adama bakmıştım. Yüzünde küçük bir gülücük vardı. Bende ona aynı şekilde gülümsemiştim.
"Günaydın"
"Kahvaltı yapmanız lazım bay jeonun emri"
"Eşyalarımı alacağım sonra gelirim"
"Üzgünüm ama bay jeon bütün eşyalarınızı çöpe attırdı."
Yerimde donup kalmıştım. Ama jungkook önceden bana o kıyafetlerin eskidiğini ve sana yenisini yarın alacağım demişti.
Yani bugün jungkookla birlikte elbise almaya gideceğiz. Kafamı olumlu anlamda sallamıştım.
Adamla birlikte yemek masasının önüne gelmiştik. Herkes yine tek sırayla dizilmişti. Bu hiç hoşuma gitmiyordu.
Ben oturup yemek yerken herkes beni ayakta izleyecekti. Bunun düşüncesi çok kötü geliyordu.
Adamın kolunu dürtmüştüm adam bana dönmüştü.
"Bur sorununuzmu var"
"Şey ben yemek yerken siz işiniz yapsanız benim başımda boş boşuna durmayın"
Adam kafasını sallamıştı.
"Herkes işinin başına geri dönsün"
Herkes gittiğinde adamda gitmişti.
Bende kahvaltı masasına oturmuş yemeğimi yemeye başladım.Yemeğim bitince hemen masadan kalktım. Elime iki tabak alıp mutfağa yönelecektim ama yaşlı bir kadın beni durdurmuştu.
"Lütfen siz oturun ben hallederim"
"Bende yardım etmek istiyorum. Hem zaman biraz geçer"
Kadın yüzüme gülümsemişti. Kafasını salladı ve birlikte masayı topladık. Odaya geri döndüğümde yaraları yavaş yavaş iyileşmeye başlayan taemini gördüm. Hemen yanına gittim.
"Taemin"
Taemin bana kafasını çevirip bakmıştı. Düz ve soğuk bakışlarla bana bakıyordu. Acaba jungkook la konuştuğum içinmi.
"Neden bana soğuk bakıyorsun"
Bana göz devirmişti. Neydi şimdi bu hareketleri.
"Ne oldu"
"Ne mi oldu? Daha ne olacak arkadaşım beni döven bir adamla koyun koyuna yattı başka ne olacak"
"Sana daha gazla zarar vermemesi için yattım"
"Çok teşekkürler ya."
Önüne geri dönüp toz almaya başlamıştı. Kolundan tutup onu küçük küçük sarstım. Tatlı suratımı yapmayıda unutmadım.
"Taemin~ özür dilerim"
Aniden kolunu çekmesiyle sarsılmıştım.
"Benimle konuşmayı bırak jimin! Bıktım senden herzaman senin gözde olmandan bıktım. Ailemide sen çaldın"
"Nediyiyorsun sen. Eskiden bana 'benim ailem sesinin ailendir' diyiyordun şimdi böylemi oldu. Hem bu konunun aileyle ne alakası var taemin"
"Bu konunun ailemle ilgili değil zaten. Sadece jungkook u ben yıllarca takip ediyordum bütün moda tasarımlarını mafya işlerini hepsini internetten takip ediyordum. Ben ona aşıktım. Elime hizmetçi fırsatı geçti onun yanında olabilecektim. Ama tek başıma utanırım diye senide götürmek istedim. Keşke hiç getirmeseydim. Sen yine parladın ben sönük kaldım senin yüzünden benden nefret ediyor. Benimle bir daha konuşma hatta hiç yüz yüze bile gelmeyelim. Pislik"
Yanımdan ayrıldı. Ben onu çok severken o benden hep nefret etmiş hep kıskançlık yapmış. Şimdide sırf jungkook benk sevdi diye benden ayrıldı. Bide utanmadan bana pislik diyiyor. Bende jiminsem sana gösteririm. Sırf senin için jungkooka yanaşmıyordum ma şimdi yanaşacağım hemde senin gözünün içine baka baka.
Sinirden evin büyük bahçesine çıkmıştım arka tarafa gittim bank gibi bir yer vardı oraya oturdum. Hemen yan tarafımda yerde minik siyah bir kedi vardı. Ona 'pisi pisi' diyip çağırdım kedi hemen gelince bende onu kucağıma aldım başını okşadım hemen mayışmaya başlamıştı bile.