On dördüncü bölüm: Yangın

15 1 0
                                    

- Hayır baba olmaz ! Asla kabul etmiyorum böyle bir şeyi.
- Oğlum,bak ! Normalde seni engellemiyordum zaten biliyorsun. Ama şimdi Hafsa da var. Yazık değil mi kıza? Olmaz oğlum,olmaz..
- Baba ne olur.. Ben başkalarına kızarken şimdi aynı şeyi kendim nasıl yaparım! Yapamam.. Vatan böyle korunmaz. Böyle vatan evladı olunmaz baba !
- Haklısın oğlum..bütün dediklerinde haklısın. Bende isterdim senin normal askerlik yapmanı. Ama şu an şartlar buna müsait değil! Hem devletin parayada ihtiyacı var , böyle düşün. Mecbur olmasak ,geride birini bırakıyor olmasan inan sana bu konuda karşı çıkmazdım. Emin ol..
- Baba bilmiyorum.. gerçekten bilmiyorum..
- Hafsa üzülse sende üzülmez misin? Kız her gün televizyon başında öldü mü kaldı mı diye göz yaşı dökerken için rahat edicekmi? Devlet böyle bir imkan sağlamışken iki yoluda seçmek onlara zarar olmayacak, yardım etmiş olucaksın.
- İçimde bir yangın var. Yanlış yaptığımı düşünüyorum. Ama senin dediğin gibi olurda Hafsa üzülürse , işte o zaman dayanamam. İki ateşin ortasında kalıyorum. Bilmiyorum hangisi doğru..inan hiç bilmiyorum..
- Vatanına yakışır bir vatan evladısın sen. İçini ferah tut oğlum. Önemli olan gönlündekidir. Mecburiyetten dolayı istediğini yapamaman gönlündekini değiştirmez. Sen niyet etmiştin zaten. Gerisi önemli değil..
Zar zor da olsa ikna edebilmişti Selim bey oğlunu. Oda istemezdi böyle olmasını ama kader böyle yazılmıştı bir kere. Kimseyi gözü yaşlı bırakmak doğru olmazdı..

Kınalı Parmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin