Son 1 haftadır kapalıydı evin perdeleri. Jungwon merkezde olmayan -hatta ormanın içinde sayılabilecek- evin bahçesine üvey babasının cesedini gömmüş, loş ışıkta zihnindeki ablasıyla mücadele ediyordu.
Vay be
Resmen 2 cinayet işledin Jungwon
Bu kadar acımasız olabileceğini tahmin etmezdim.
Kansız bi piç gibi böyle etrafindaki insanların canına mı kıyacaksın?
Ne zamana kadar?
Seni manyak!
Adamın ellerini kopardın!
'Kes sesini'
Ne kadar korkunç birine dönüştüğünün farkında mısın?
'Asıl sen ne kadar korkunç birine dönüştüğünün farkında mısın?'
'Sen böyle biri değildin..'
'Beni her şeyden korumaya ant içen ablam sen olamazsın..'
'Görünüşe bakılırsa şuan beni koruman gereken kişi sensin.'
Korunman gereken kişi ben değilim Jungwon,
Sensin.
(...)
Oh Haewon yaklaşık 2 saattir Jungwon'un kasvetli evinin önünde saklanmış, 6 yıllık platonik aşkının kapıdan çıkışını heyecanla bekliyordu.
Ortaokulun başından beri deliler gibi aşıktı Jungwon'a. Ama hiçbir zaman duygularını açmamıştı. -Jungwon da haberi olduğunu belli etmemişti zaten-
Hep gizli yaşamıştı aşkını. Hiç söyleyemedi Jungwon'a. Hiç ona sarılamamış, hiç kıyafetlerini paylaşamamıştı.
Haewon'un bu 6 yıl boyunca elinden tek gelen filmli fotoğraf makinesiyle uzaktan fotoğraf çekmek olmuştu.
Aşkını istediği gibi yaşayamıyordu. Haewon'a göre de geriye tek bir seçenek kaliyordu: Bunu Jungwon'dan habersizce yapmak.
(...)
Jungwon bu rutubetli ve ıssız eve daha fazla katlanamıyordu. Kafasındaki sesin onda yarattığı olağanüstü baskı da işleri çok zorlaştırıyordu.
Jungwon mutfağa girdi ve buzdolabının kapısını araladı.
'Sanırım alışveriş yapmalıyım.'
(...)
1 saat daha süren bekleyişin ardından Jungwon salaş sweatshirt-eşofman takımıyla yalpalayarak evden çıktı. Jungwon'un cebinden çıkardığı kağıt paraları sayması Haewon'un onun markete gideceğine dair tahminini neredeyse doğrulanmıştı.
Zaten çok da seçenek yoktu. Jungwon ablasının ölümünden sonra gittiği tiyatro kursundan ayrılmıştı -hemen ardından da Haewon ayrılmıştı zaten- Sosyal etkinliklerin hiçbirinde yer almıyordu.
Dikkatli olmalıydı. En yakın market ve ev arası bisikletle yaklaşık 20 dakika sürüyordu. Bu da Haewon'un aceleci davranıp hızla ortadan kaybolması gerektiğine işaretti.
Tabi önce Haewon'un bakışlarını Jungwon'dan çekip odaklanması gerekiyordu.
(...)
Haewon sabuna çıkardığı kalıpla yaptırdığı anahtarı kilidin içine soktu ve 2 kere çevirdiğinde kapı açıldı.
'Çıkarken de 2 kere kilitlemeliyim.' diye kendini tembihledi.
İçeri hızla göz attı. Çok dağınıktı ve tuhaf ekşi bir koku hakimdi ama Haewon bunlara takılmadan merdivenleri çıktı ve daha önce 2 kere daha girmiş olduğu odaya yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
all of them ' enhypen
Tajemnica / ThrillerJungwon hayal görüyor olduğuna inanmak istiyordu. Gördükleri gerçek olamazdı değil mi? Yine zihni ona oyun oynuyordu. Evet, kesinlikle; yine saçma aldatmacaların biriydi bu. Jungwon yavaşça elini ablasının kırmızı alnına dokundurdu. Eline bulaşan k...