"Sevgili günlük,
Maalesef ki biraz zor durumdayım. Bugün İngiltere Prensi bir Alman milliyetçisi tarafından öldürüldü ve sanırım Birleşik Krallık, Almanya İmparatorluğu'na savaş açacak. Müttefik olduğum Almanya ile beraber onunla savaşa katılmak zorunda kaldım... Orta güçlükte, ancak milliyetçi isyanlarla beraber gücünü yitirmiş olan Osmanlı İmparatorluğu ile müttefik olduğumuzdan beri birkaç yeni müttefiğimiz var. O zamanlardan beri herkes bizim barış istediğimizi ve Birleşik Krallık ve Fransa gibi devletlerinin ise cimri tavırları ile sadece kendi istediklerini etmek istediklerini düşünüyor. Ama yine de Rus Çarlığı (İmparatorluğu) onların yanında yer almak istiyor. Sırf 'güçlüler' diye. Manevi değerlere hiç dikkat etmiyor..."
Avusturya-Macaristan, bunları günlüğüne yazdıktan sonra iç çekti ve gaz lambasını söndürüp karanlık odasından çıktı. Dışarı çıktı ve Viyana'nın güzel manzarasını gözlerine doldurarak gülümsedi.
Bugün de Bulgaristan İttifak Devletlerine katılmıştı. Amacı belliydi: Balkanların Kraliçesi olmaktı...
Bir kaç saat sonra ise Rus Çarlığı ile bir toplantısı vardı. Nedenini bilmiyordu. Endişeliydi Avusturya-Macaristan... Ancak bunu, Alman İmparatorluğu ile haberi aldıktan sonra endişesini hiç belli etmemişti. Alman İmparatorluğu bir kız olmasına rağmen bir erkek gibi atılgandı. Sesi gür gibi çıkar, refleksi ve kararlılığı ile tam bir İmparatorluktu. Kendisi ise sessiz, içekapanık, fazla saf ve tehlikeye açıktı...
Avusturya-Macaristan hep Alman İmparatorluğu'na hayran kalmıştı...
Alman İmparatorluğu: Hey, AU?
Avusturya-Macaristan, irkilerek arkasına dönerek Alman İmparatorluğu'nu gördü. Hep irkilirdi çünkü hazırlıksız yakalanmaktan korkuyordu...
Avusturya-Macaristan: O-Ohh... GE... H-hoşgeldin...
Alman İmp: Hoşbulduk ta, neden bu kadar korkuttum? Bir şey mi oldu?
Avusturya-Macaristan utançla kızararak başını yere eğdi. Sessiz bir kızdı ve Alman'ın (İmp yazmaktan bıktım:'))yanında hep rezil olduğunu düşünüyordu. Ve Alman'ın arkasında ise Osmanlı dede vardı.
Alman: Hadi amaa, bu kadar utangaç olmana gerek yok!
Alman yaklaşıp elini Avusturya-Macaristan'ın omzuna koydu.
Alman: Düşmanımız olan Rus Çarlığı ile teke tek bir toplantın olduğu için bu kadar endişelisin, değil mi?
Avusturya-Macaristan başını salladı. Bu doğruydu. Alman hep bir şeyleri tahmin etme konusunda ustaydı.
Osmanlı: Vay aq... Ama merak etme, bence ona karşı gelebilirsin! Gerekirse sizi gözetlerim aq
Avusturya-Macaristan onlara gülümsedi. Onlar daima ona destek olurlardı.
Avusturya-Macaristan: T-teşekkür ederim... Keşke bende size hep yardımcı olsam... Bu kadar sorun arasında size bile yardım edemiyorum!
Alman: Sorun değil, sorun değil! Sen de güçlüsün. Senin de iyi şeyler yapacağını düşünebiliyorum!
Osmanlı: Bence de
Avusturya-Macaristan, sadece gülümsemekle yetindi...
2 saat sonra
Avusturya-Macaristan, koşmaya başlıyordu. Çünkü Rusya İmp. ile olan toplantıya geç kalıyordu. Bu, onun için fazla kötüydü...
En sonunda kapıyı hızlıca ve fazla tıklayarak hemen çaldı.
Rusya İmp.: Hey, hey, hey! Sakin ol ve içeriye geç!
Avusturya-Macaristan, korkarak içeri girdi ve hızlıca kapıyı kapattı.
Avuaturya-Macaristan: Çok, çok özür dilerim efendim! A-a şey, Rusya İmparatorluğu..
Rusya İmparatorluğu; şaşırarak düşmanına, yani Avusturya-Macaristan'a baktı. Onu herzaman uzaktan sessiz bir kız olarak izlemişti ama bu kadar itaatkar olmasını beklemiyordu. Aksine, Alman İmp. gibi sert bir kişiliğe sahip olacağınnı düşünüyordu.
Avusturya-Macaristan ise Rusya İmp.'in gösterdiği yere geçip oturdu ve sessizce Rusya İmp.'e bakmaya başladı. Ne söylemek istediğini beklemeye başladı.
Rusya İmp.: Pekala... Hoşgeldin, bayan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu. Bugünkü toplantımızda Dünya Savaşı, müttefiklerimizi vs. gibi konuları konuşacağız. Şimdi...
Bölümü sonlandırmak zorundayım smwldkkdkemdk
Bir dahaki bölümü uzun yaparı sözz
Haa bu arada:
Polonyaaaa adlı müqqo yazarımızı takip etmezseniz akşam size Sovyetler Birliği jumpscare atarrrr
Yanında yok değilim hığaa
Neyse sonraki bölümde görüşmek üzere umarım beğenmişsinizdirr
