ASİ PRENSES

5

SABAH

DEVİN HANZADE

gece kabus görmeden uyuyabilmiştim

uyandığımda mutfaktan sesler geliyordu

yataktan kalkıp merdivenlerden indim ve mutfağa girdim

"günaydın Devin hanım, kahvaltı bahçede hazır"
kafamı sallayıp mutfaktan çıkıp bahçeye gittim
Ahir,Ufuk,Pera ve benim yaşlarımda bir kız masada oturmuş yemek yiyordu
"günaydın"dedi Ahir
"günaymasaydı da seni görmeseydim"
"laflara bak laflara"dedi Ufuk
"selam"dedi benim yaşlarımdaki kız
"selam"dedim
"Alara ben, birkaç sene sonra ilk defa İstanbul'a geliyorum,o yüzden tanışmamıştık"
"Devin bende"dedim
"Alara,Bodrum'da oturuyor ama uslu durmadığı için artık İstanbul'da bizimle kalacak"
"yoo gayet usluyum,ne var ehliyetime  el koydularsa?"
"tabi canım ne var bunda?"dedi Ufuk
"Ahir abi,Aykan abi nerede?"dedi Pera
"sen ne yapacaksın Aykan'ı?"dedi Alara
"hiiiç"
Alara'nın kötü bakışlarından şunu çıkartmıştım
ya Aykan ile sevgililerdi
ya da Aykan'dan hoşlanıyordu
"abi benim en acilinden alışverişe çıkmam gerek"
"Devin ile çıkabilirsin, onunda ihtiyaçları var"
"korumaların alsın işte"dedim
"onlar da sizinle gelecek"
"hangileri mesela?"diye sordu Alara
"Enes,Ali,Furkan,Aykan ve Ufuk"
"ben gelmesem?"dedi Ufuk
"tamam o zaman ben gidip hazırlanayım"dedi Alara
"Devin'e de kendi kıyafetlerinden verir misin?"
"hani benim burada kıyafetim vardı?"
"bunlar vardı sadece"
"hadi gel odama gidip kıyafet seçelim"
elimle bir dakika beklemesi için işaret yaptım ve ağzıma bir parça simit atıp onunla birlikte odasına gittim

odası pembe ve beyaz renkliydi

"buradan istediğin kıyafeti seçebilirsin"
dolabından sarı bir elbise bulup giyindim

"iyi seçim,bu elbise bana pek yakışmıyor ama sana cuk oturdu"
eline bir elbise alıp üzerine tuttu
"sence bu nasıl?"
"çok güzel"
"bu arada makyaj yapmak istersen şu malzemelerle yapabilirsin"
"bir allık bir rimel bir de ruj yeterli"
"oradan istediklerinle yapabilirsin"
"teşekkür ederim"
"rica ederim ne demek,yengeme her şey serbest"

makyaj masasına oturup malzemelere göz gezdirdim
Dünyaca ünlü markaların ürünleri vardı
Ahir Adalı'nın sevgilisi olmak belki de o kadar kötü bir şey değildir...

makyajım bittikten sonra bahçeye çıkıp kahvaltıma kaldığım yerden devam ettim

"sarı rengini çok seviyorsun galiba?"dedi Ufuk
"evet en sevdiğim renk sarı"
"benimde en sevdiğim renk pembe"dedi Pera
"küçükken benimde pembeydi"dedim
"artık benimde en sevdiğim renk sarı çünkü bende büyüdüm"dedi Pera
"büyükler pembe renk sevemez mi?"dedi Alara bahçeye girerken
"bilmem, hiç büyük biri pembe sevdiğini söylemedi"
"benim en sevdiğim renk pembe"dedi Alara

o sırada Aykan yanımıza doğru geldi

"abi arabayı hazırladım"
"tamamdır"

Pera'ya baktığımda saçlarını parmaklarına dolamış resmen Aykan'a cilve yapıyordu

Alara'ya baktığımda ise kaşları çatık bir şekilde Pera'ya baktığını gördüm

"Aykan abi sende bizimle kahvaltı yapsana"dedi Pera
"ben yaptım abicim"
"ne zaman yaptın?"
"sizden önce"
"bir dahakine beni de çağırır mısın?"
"olur, çağırırım"
"kocaman adamla nasıl konuşuyo bak,daha donundaki boktan haberi yok veledin"dedi Alara kısık sesle kulağıma doğru
"çocuk işte"dedim
"küçük şeytan"
"hadi gidelim doydum ben"
"bende gelmek istiyorum"dedi Pera
"otur çizgi film izle sen"dedi Alara
"hayır bende gelicem"
"biz seninle oyun oynayacaktık ama"dedi Ahir
"ama alışveriş yapmak istiyorum"
"bizim gideceğimiz yere bebekleri almıyorlar"dedi Alara
kendimi tutamayıp gülmeye başladım
"ben bebek değilim!"
"Alara, uğraşma çocukla"dedi Ahir
"ay gidelim hadi ya"dedi Alara
"ya bende gelicem!"
"bebek almıyorlar diyorum anlamıyor musun?"
"ben bebek değilim!"
"iyi gel de sana iğne yapsınlar"
"iğne mi?"
"evet küçük çocuklar gelince iğne yapıyolar"
"Alara!"diye bağırdı Ahir
"hadi gidelim"