6 Bölüm 🍊

26 5 155
                                    

---

Nil'den:

"Hâlâ o durduğum yerde kalakalmıştım. O gitti ve ben olduğum yerde kalmıştım. Kendime, fısıltıyı aratmayan bir tonla mırıldandım:

'Neden ona o cümleyi söylediğim andaki buğulu kırgınlığı şu an içimde hissetmiyorum?'

Gitsem... Peşinden gidip, 'Özür dilerim' desem affeder miydi? Beni affetmesini neden bu kadar istiyorum? Bu neden bu kadar umurumda?

Kafamdaki bu sorularla cebelleşirken, kalbimde aniden bir koşma dürtüsü uyandı. O dürtüyü dinleyip hızla koşmaya başladım. Şansıma hastanenin döner kapısından yeni geçmişti. Arkası dönüktü ama onu görebiliyordum.

Döner kapıdan geçerken sonunda yetiştim. Nefes nefese önüne geçince, mecburen durdu. Ellerimi dizlerime koymuş, nefesimi düzenlemeye çalışırken bana baktı. Kollarını göğsünde birleştirmiş, başını hafifçe sola eğmişti. O kendinden emin duruşuyla beni süzüyordu.

Sorusunu sesinden önce, o orta koyu yeşil gözleri sormuştu:

'Ne bu şimdi? Ne yapmaya çalışıyorsun?'

'Özür dilemeye... İstediğim bu değildi.'

'Ya neydi?'

'O an ne istedim, ne düşündüm bilmiyorum. Ama bu değildi. Canını acıtmak istemedim. Özür dilerim.'

'Git başımdan.'

'Dirhan, ne kadar üzgün olduğumu görmüyor olamazsın.'

'Ben karşımda sadece bencil birini görüyorum.'

'Haklısın. Ben sandım ki—'

'Ne sandın? Dalgasına bir savaş açtık, kartları açık oynayacağız dedik diye oyuncağın falan mı oldum? Tamam, yeter artık. Çekil önümden.'

Beni kenara itmeye çalıştı ama geri adım atmadım.

'Çekilmiyorum.'

'Öyle mi? Sabaha kadar burada dikilmeyi mi düşünüyorsun?'

'Gerekirse, evet. Hem, senin beni takip etmen adil değilse, sen bana küsken dalgasına olmayan bir savaşı sürdürmemiz de adil değil.'

'Ben seni takip falan etmedim.'

'Ya ne yaptın?'

'Ben o sokaktan her akşam koşu yaparak geçiyorum. Senin taksiden indiğini görünce, sevgiline geldiğini düşündüm. Merak ettim. Geri geri gelip bekledim. Kapıyı açık bırakmıştınız. İçeri girdim ve "Kim bakalım senin bu sevgilin?" dedim, bu.'

'Ve biz bir kere bile karşılaşmadık, öyle mi? Yemedim.'

'Sen her akşam onun evine gitmediğine, ben de "o sevgilin gibi" insanların evini gözetlemediğime göre?'

'Tamam, doğru.'

'Cevabını aldın. Şimdi çekil, lütfen.'

'Nereye?'

'Evime, müsaade edersen.'

'Olmaz. Şimdi uyursan ölürsün. Mecaz değil, bunu sen de biliyorsun.'

'Ölürsem, bana ne? Sana ne? Niye korkuyorsun ki? Sevgilin için korkman gerekmez mi?'

'Sevgilimin beyin kanaması riski yok, yalnız.'

'Bilemezsin,' dedi imayla.

'Hadi, bize gidelim.'

'Kafayı çarpan, ben üşüten sen. Ne saçmalıyorsun? Faruk amcayla Nergis teyzeye ne diyeceğim? "Kızınızın sevgilisinden dayak yedim" mi? Komik değilsin. Espri çalışmaya devam, portakal saçlı kız.'

Portakal Saçlı Kız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin