3

27 3 11
                                    

Belli belirsiz gülümsedikten sonra cevap verdim.

"Ailem vefat ettikten sonra kardeşimle Manarola'daki halamın yanına taşındık."

"Evet, duymuştum bizimkilerden. Başın sağolsun."

"Sağol..."

Bu konuda konuşmak istemiyordum ve sanırım o da sorduğuna pişman olmuş, tek kelime etmiyordu. İkimize de bir sessizlik çöktüğünde kahvelerimiz gelmişti.

"Ben sipariş ettim." deyip rahatlamasını sağlamıştım.

"Teşekkürler..." mırıldanarak parmakları fincanın kulpuna gitmişti. Biliyordum, filtre kahveye asla hayır diyemezdi.

"Sen neler yaptın," gözlerimi gözlerine çıkardım. "liseden sonra?"

Gülümsedi ve gözlerini parmaklarında gezdirdi.

"Ben," dedi ve sustu bir süre. "Hatırlıyor musun? Lisedeyken bana bir şey demiştin." Merakla söyleyeceği şeyi bekliyordum. Bunu anlamış gibi devam etmişti o da.

"Geçmişin istediğin gibi olmaması, geleceğinin hayal ettiğinden daha iyi olmayacağı anlamına gelmez."

...

İki omzuna ellerimle dokunup tam önünde yere çökmüştüm. Kollarını dizlerine, başını da ellerinin arasına almış hıçkırmakla o kadar meşguldü ki benim varlığımı daha yeni farkediyor gibiydi. Bir an 'Sen gerçek misin?' diye soracak zannetmiştim.

"Böyle düşünme lütfen."

"Ya nasıl düşüneyim?!" dedi etraftaki insanlari umursamadan bağırmıştı.

Ellerimi başını tekrar gömdüğü kollarına çıkardım. Ve sakinleştirmek adına hafifçe sıktım.

"Geçmişin istediğin gibi olmaması, geleceğinin hayal ettiğinden daha iyi olmayacağı anlamına gelmez."

Sulu gözlerini bir anlığına gözlerime çıkartmış hemen sonra tekrar ağlamaya başlamıştı.

"Yani!" dedim bastırarak. "Sen hayal etmeye devam edeceksin ki güzel şeyler olacak."

"Hayır hayal etmek istemiyorum artık." demiş, kendine engel olamayarak tekrar hıçkırmıştı.

Derince bir iç çekip banktaki boşluğa oturmuştum. İkimiz de bir süre sessizce onun hıçkırıklarını dinlemiştik. Sonunda sakinleşebildiğinde burnunu çekmiş, hızlıca göz yaşlarını silmişti.

"Tamam..bak şimdi, bu aramızda küçük bir sır olarak kalacak, söz mü?"

O masum bakışları nasıl yaptığı hakkında hiçbir fikrim yoktu ama kesinlikle ikna ediciydi.

"Söz." dedim ve devam ettim. "Ama beni dinlersen."

"Aksini istemeyecek kadar çaresizim şuan."

"Sakin ol, geçecek. Üstesinden gelmene yardımcı olacağım."
...

"O gün eğer seninle konuşmasaydım okulu bırakacak gibi bir halin vardı. Yanlış mıyım yoksa?"

Tek kaşımı kaldırdığımda kontrolsüzce başını iki yana sallamış ve sadece gülmüştü. Neden sonra konuştu.

"Ah Tae! İnsan analizlerine hâlâ hayran olduğumu bilmen gerek. Ayrıca hâlâ nasıl bu kadar karizmatiksin oğlum! Ben bile yaşlandım."

Say Cheese!Where stories live. Discover now