Bölüm 40: Buğra Evin Yanıyor..

532 85 111
                                    

------
Selamlarr bebeklerim..

Bu bölüme sınavdan çıkıp başlıyorum Allah bilir ne zaman bitirir de atarım..

Öyle yorgunum ki, anlatamam. Sınav heyecanından sabah beşte anca uyuyabildim. Ve ölüyorum uykusuzluktan ama bölüm yazasım da var 🤠 Bunları niye anlatıyorum bilmiyorum, dua edersiniz artık benim için wmzmmamwmsms
------
------

Bölüm 40: Buğra Evin Yanıyor..

(Defne'nin ağzından..)

Kulaklarıma dolan telefon sesiyle yerimde kıpırdanıp gözlerimi bile aralamadan komodine uzandığımda Lucio'nun uykulu sesiyle sorduğu soruyu duydum.

"Kim arıyor bu saatte?"

Aslında telefonun sesini kısıp tekrar uykuma dönecektim ama Lucio'yu cevapsız bırakmamak için tek gözümü aralayıp ekranda yazan isime baktım.

Meral Hoca Arıyor..

Mırıldanarak "Meral hoca.." diyip gözümü tekrar kapattığımda aptallığım üstümdeydi biraz. Uyku sersemiydim ve normal bir şeymiş gibi söyleyip geri uyuyacaktım ama neyseki aniden farkına varıp doğruldum yerimden.

Meral hoca beni bu saatte niye arıyordu ki?

Telefon kapanmadan aramayı cevaplandırıp telefonu kulağıma götürdüğümde "Hocam?" dedim meraklı ve uykulu sesimle.

"Defnecim günaydın.. Rahatsız ediyorum bu saatte, kusura bakma."

Elimle hala tam anlamıyla açamadığım gözlerimi ovuştururken "Olur mu öyle şey hocam.." dedim. "Bir şey mi oldu?"

Neler hissettiğini anlayamadığım ses tonuyla "Yani.." dediğinde kaşlarımı çatıp söyleyeceklerini dinlemeye başladım. "Bugün dersimiz var, biliyorsun.. Onunla ilgili bir şey söylemem gerekiyor."

Söylediklerinden bir anlam çıkarmaya çalıştığım sırada cevap vermeyi unuttuğum için devam etti konuşmaya.

"Sanırım bugün seninle son dersimizi işleyeceğiz Defne.."

Anlık bir şokla "Ne?" dediğimde Lucio'nun uykusunu bölüp gözlerini üzerimde gezdirdiğini hissederek ona döndüm. "Ne oldu?" der gibi bakıyordu yüzüme.

Ne olduğunu bende anlamadığım için işaret parmağımı havaya kaldırıp "Bir dakika.." dedim fısıltıyla. Lucio bana kafa salladığında tekrar Meral hocaya döndüm.

"Hocam, son dersimiz derken? Nasıl yani? Kötü bir şey mi oldu?"

Fısıltı gibi çıkan sesiyle "Hayır.." dediğinde gerçekten sesindeki duygunun ne olduğuna asla anlam veremiyordum. "Kötü bir şey değil, merak etme."

Ne diyeceğini bilemiyormuş gibi bir kaç saniye sustuktan sonra "Bazı işlerim var.." dedi yine aynı ses tonuyla.

O an cidden tedirgin olarak "Nasıl bir iş?" dedim haddim olmayarak. "Yani, yanlış anlamayın. Sadece merak ettim."

Kısa bir sessizlikten sonra yutkunup "Defne.." dedi. "Şey, ben evleniyorum biliyor musun?"

İçimdeki tedirginlik yok olup giderken Meral hocanın 29 yaşında bir kadın değilde, benim yaşımda bir çocuk gibi heyecanlı çıkan sesine gülümsedim.

Sesindeki anlam veremediğim duygu utanç mıydı yani? Evet, muhtemelen.. Evleneceğini öğrencisiyle paylaşıyor olduğu için heyecanlıydı ve utanıyordu sanırım..

Gülmemek için dudağımı ısırıp "Ciddi misiniz?" dedim şaşkınlıkla. "Ben.. Yani, benim hiç haberim yoktu!"

Onu göremiyor olsam da yanaklarının kızardığını tahmin ediyordum.

VİŞNE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin