(Baloya 5 gün kala)
Ink'in bakış açısı
Y/N tarafından uyandırıldım. Hiç istemiyordum oysa. Çok rahat bir yatağım vardı. Beni burdan kaldırmak için cesedimi çiğnemeleri lazım!
"Bayan Ink! Lord Error sizinle görüşmek istiyor!"
Huh? E galiba cesedimi çiğnemeseler de olur. Hemen ayağa kalktım.
"Ne, neden, ne zaman?"
"Sakin olun, birazdan, kahvaltıdan sonra çağırdı. Ayrıca kahvaltınızı odanıza getirdim."
"Teşekkür ederim, ayrıca nerede bekliyordu?"
"Sanırsam dışarıdaki bir çardakta. Güzel bir giysi giyip gitmenizi tavsiye ederim."
"Pekala, her şey için sağol."
Daha sonra Y/N odamdan ayrıldı. Bende kahvaltı yaptım. Yemekler lezizdi. Aslında buradaki her şey çok güzel.
Ayağa kalkıp gardroptan kıyafet seçmeye başladım. Ancak yalnızca kızlara göre giysiler vardı. Çoğu şık giysilerdi. Günlük giyebileceğim bir şey yoktu diyebilirim. Biraz düşününce, sürekli aynı kıyafeti giyiyorum. Dışarıdayken, evdeyken, uyurken. Bu dolapta her durum için ayrı bir kıyafet mevcut. Sanırsam eskilerini yıkamaya atma zamanı geldi.
Bir giysi seçtim. Siyah ve şık.
Tamamm eeh bununla beraber Error beni görünce ne düşünecek çok merak ediyorum. Biraz da korkuyorum. Daha önce hiç bu kadar açık giyinmedim sanırsam. Ama dürüst olmak gerekirse, bana yakıştı.
Kapının yanına kadar gittim. Kapıyı açacaktım ama açmadım. Acaba bu şekilde gitmesem mi? Fazla utangaç olmam şu anda normal mi?? Yani alt tarafı Error'un yanına gideceğim daha önceden de yanındaydım. Ama bu sanki önceki seferlerden farklı. Hem, onu biraz özlemiş gibiyim. Yani sadece 1 gün görmedim onu ama her neyse.
Cesaretimi topladım ve kapıyı açtım. Kimseye odaklanmadan hızlıca koridordan geçtim. Sadece dışarı çıkacak, Error'u bulacak ve her zamanki gibi konuşacaktım. Bu sefer zor olan neydi?
Tam dışarı çıkacaktım ki Sör Killer önümü kesti."Nereye gidiyorsun?"
Kısa süreli panik yaptım. Tam olarak ne diyeceğimi bilmiyordum.
"Lord Error beni dışarıda bekleyeceğini söyledi. Onun yanına gidiyorum."
"Peki o zaman. Bu aralar biraz garipsin söylemek istedim."
Bunu duyunca donakaldım. Garipmiydim? Anlamış olabilir mi? Sanmam ama fazla dikkat çekmemem gerekiyor.
Kafamı sallayıp yanından ayrıldım.
Dışarıdaydım.
Etrafa bakındım. Error ne tarafta olabilirdi? Sonuçta şatonun bahçesi öyle küçük bir yer değildi.
Uzakta siyah bir silüet gördüm. Muhtemelen Error olmalıydı.
O yöne doğru ilerledim. Hala çekinmiyor değilim. Umarım onun yanında fazla garip davranmam. Sadece 1 gün içerisinde ne oldu bana böyle?Tam tahmin ettiğim gibi gördüğüm kişi Error'du. Eski kıyafetleri yerine başka giysiler giyinmiş.
Yalan söylemek istemiyorum. Yakışıklı görünüyor.
Bulunduğu çardağa geçtim ve onun karşısındaki yere oturdum. Hiç sesini çıkarmadı. Bu beni biraz geriyordu.
"Hayrola Ink, bu kıyafetle nereye gidiyordun sen böyle?"
Yüzümün gökkuşağının binbir tonuna boyandığına yemin edebilirim. Fazla mı abartılı giyindim acaba? Yok ya. Ne alaka.
"Çağırmışsın beni. Ne diyecektin?"
Beni baştan aşağı süzdüğünü görebiliyordum. Ve bu daha çok utanmama neden oluyordu.
"Dünleyin, balo hakkında bir şey öğrendim."
"Öyle mi? Nedir?" merakla sordum.
"Bu balo öyle sıradan bir balo değil. Yani sadece eğlence amaçlı değil. Balonun 3. günü seçecek olduğum kişi... nasıl desem... ruh eşim olarak kabul görecek. Ve muhtemelen ilerki yıllarda o kişiyle evleneceğim."
Şaşırdım kaldım. Demek ruh eşini seçecek.
"Ancak bu seçimi sen yaparsan bu evrenin Error'unun başı belaya girebilir."
"Evet öyle. Bu yüzden 3. gün olmadan burdan ayrılmamız gerekiyor. Eğer ayrılamazsak, Lord Error'un kaderini ben belirlemiş olacağım."
Aramızda bir sessizlik oluştu. Buradan ayrılmamız gerektiğini ikimizde biliyorduk.
"Ve bir şey daha öğrendim."
"Yalnızca seni 1 gün görmedim ve sen yeni şeyler mi öğrendin?"
"Ben boş durmuyorum Ink. O günlükte bahsedildiğine göre şatonun gizli bir kütüphane bölümü var. Orada büyüler hakkında bir çok şey yazıyormuş. Eğer orayı bulursak belki geri dönüş anahtarımız da odadadır."
"Kulağa harika geliyor. Ne zaman gidiyoruz?"
"Kapılarda hiç kütüphane diye bir her görmüşmüydün?"
"Hayır sanmıyorum."
"O zaman kütüphaneyi bulmaya odaklanalım. Ama şimdi değil. Daha sonra."
"Neden daha sonra?"
"Bu gün için farklı planlarım var."
"Ne gibi?"
"Rahatlamak Ink. En çok ihtiyacın olacak şey şu anda bu. İstersen öğle yemeği için bir restorana gideriz. Ne dersin? Kıyafetin pek güzelmişte, ondan sordum."
İltifat karşınında tekrardan kızardığımı hissettim. Konuşacak olsam kesinlikle kekeleyecektim. Çünkü şaşkındım. Nasıl cevap versem bilemiyordum. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Çığlık atmak istiyordum sanki.
"Lan götkuşağı, sakin ol! İstemezsen gitmeyiz."
Derin bir nefes aldım ve kendimi toparlayaraktan hızlıca konuştum.
"Yok sorun değil, güzel olabilir yani restoranda yemek yemek fln. Kötü bir fikir değil yani. Hehe. Hatta çok güzel. Yani bilmiyorum. Olmayabilirde ama öyle."
Error bana tip tip baktı. Umarım mahvetmemişimdir.
"Peki o zaman, sen yeni bir şey öğrendin mi?"
"Hayır. Öğrendiysem bile hatırlamıyorum."
"Kusura bakma balık hafızalı olduğunu unutmuşum ufaklık." flörtöz bir şekilde söyledi.
Ufaklık? Beni daha ne kadar utandıracak? Ayrıca ufak değilim!!
"Utandığında çok sevimlisin."
Artık Errorla göz göze gelemiyordum bile. Oracıkta ölmek istedim. Keşke yerin dibine girsem de kaybolsam.
Error'un hafifçe bir kahkaha attığını duydum. Bu durumdan eğlendiği apaçık belliydi.
Ben ise elimle yüzümü saklamaya çalışıyordum.------------
735 kelime! Umarım beğenmişsinizdir.
Mutlu kalın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALO ETKİNLİĞİ - Errorink
FanficMuhteşem bir hikaye. Ön yargısız okumanız tavsiye edilir! . Error ve Ink tesadüfen farklı bir AE'de mahsur kalırlar. Fark edilmemek için rol yaparlar. Çıkışı arıyorlar. Ama bu o kadar kolay değil! (TÜRKÇE ÇEVİRİ)