53. Bölüm

337 62 55
                                    

3 Gün Sonra

Loundra Kulesi

Louisin içi soğumuyordu. Ne olursa olsun ne görürse görsün onun için yeterli gelmeyecekti biliyordu. Gömüldüğü sessizlik içerisinde etraftaki insanlara göz süzerken elinde tuttuğu yüzüğü ovalamaktaydı. Ne buraya gelecek ne yürüyecek hali yoktu lakin o piçin alacağı cezayı gözleri ile görmek zorundaydı. Ellerinde bulunan tüm deliller şu dakika elleri bağlı mahkum kıyafetleri içerisinde karşısında duruyordu. Sabah kral karşısına çıkmışlar babası olan biteni Ellie'i ve Hazeli geri planda tutarak anlatmıştı. Kral elbet Ellienin onunla ne için evlendiğini düşünebilecek kadar görmüş geçirmiş bir adamdı lakin Hazelden bahsetmemişlerdi. Düşes Sarah ve Harriet ile de ilgilenilecekti. Zatende Sarahın rütbesi çoktan çekilmiş teyzesi en azından sürülmeyip ailesi yanına dönebilmesi için çenesini kapatacağından bahsetmişti. Bethany kalede gözetim altında kalacaktı. Kadında buradaydı ve uçurulan haberler ile yetişebilen tüm soylularda mahkeme salonunda yerini almıştı. Eathan ve Aodh Ian Sinclair ile birlikte İskoçlara ayrılan kısımda bulunuyordu Louis ve babası ise öndeydi. Genç adam başını kaldırıp kralın tepesindeki locaya yerleşmekte olduğunu gördüğünde herkes gibi başını eğerek onu selamladı. Ardından baş Piskopos ve rahiplerin odaya girişini izledi. Bir Kraliyet mensubu mahkemesi olacağından bir takım eziyet ve konuşturma yöntemleri kullanılmayacaktı kaldı ki bu mahkeme kesinlikle formaliteydi. Piskoposun emri ile Quinton içeri çağırıldığında Louis yutkunarak başını önüne eğdi.

Adelard omuzlarını dikleştirip pelerini kucağına doğru çekerek oturdu ve bacak bacak üzerine attı. Louis perişandı adam oğlunun buraya kadar nasıl geldiğini bile bilemiyordu lakin şu görüntü için şu an sararıp solmuş bedeni kan çanağına dönen gözleri ile oturduğunun bilincindeydi. Herşeyin sorumlusu olarak görüyordu kendini Louis... Vakti zamanında Adelard da öyle görmüş koca İngilterenin yükünü sırtlanmıştı. Kral Edwardın dediğine göre oğlunu buraya getirerek Adelardın götürdüğünü geri getirmesini ummuştu. Umduğunu da bulmuştu. Amcası deliydi. Huylarından tuhaf düşüncelerinden asla vaz geçmeyecekti ki Fazlaya kaçan büyük bir gücü elinde tutan Quintonu elini kolunu kıpırdatmadan kraliyetin, daha doğrusu kendi oğlu olan sonraki Kralın başına bela olmaktan kurtarmanın en güvenilir yolu olduğundan yine hiç ar etmeden bahsetmişti. Bu kez elbet taraflarına zarar gelmemiş hatta yüceltilmiştiler lakin Louis kapanmayacak yaralar almış, bundan sonraki hayatına aldığı dersler ile devam etmek zorunda bırakılmıştı. Kraliyet oyunları asla bitmek bilmeyecekti... Adam göz göze geldiği George a kaşlarını kaldırarak bakarken doğru yada yanlış yolda gitmenin tamamen onun tercihi olduğunu biliyordu. Hırsları George'u ele geçirmişti ve oğluda ne yazıkki hırslarının peşinden koşarak yaptığı hataların acısını çekmekteydi bugün. Adelard'ın yüreği yanıyor olsa da Louisin erken vakitte aldığı bu dersten memnun olması gerektiğinin bilincindeydi. Piskopos sorularını yöneltmeye başladığı vakit o da kaş çatarak George'un sessizlik hakkını koruyarak cevap vermeyişini izledi.

Louis Amcasının ölümü ile ilgili olan sorularda sessizliğin korunması ardından Louis ve Lord Sinclaire ayan beyan düzenlenen suikast girişimlerinde de sessiz kaldı. Lakin Cumbrio dükü o sessizliği bozmaya çoktan niyetliydi.

"Bu adam benim adımı şanımı kullanarak askerlerine benim renklerimi giydirdi! Böyle büyük bir ithamın orta yerine beni sürükledi!"

"Aynı şeyi bana da yapabilirdi çünkü Lanchester dükü ile yaptığımız iş birliğinin de ne kadar gözüne battığının bilincindeyiz değil mi sayın Piskopos?" Alfred Cornwall her zamanki sinir bozuculuğu ile konuştu.

"Tüm bunları kabul ediyor musunuz George Quinton?"

"Hayır..."

Eathan ortaya hayret dolu bir gülüş koyverirken Aodh başını iki yana sallamaktaydı.

ÖLÜM MELEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin