08. 01.2023
Ablam ve Tolga'nın nikahı kıyılalı tam bir gün olmuştu. Balayı için lüks bir otelde kalmaya karar vermişlerdi. Daha doğrusu bir otelde balayı yapmalarını annem istemiş ve masrafları karşılamayı kabul etmişti. Tek seferlik bir teklif olduğu için de kimse itiraz etmemişti. Zira Tolga'nın şirketten aldığı bir aylık maaşı ile lüks otelin ücretini ödemesi çok zordu.
Annem kızının mürüvvetini gördüğü için mutlu olurken aynı sıkıntı babamda da var olacak ki onun da canı benimki kadar sıkkındı fakat ikimizde olacaklara engel olamadığımız için ne bir şey yapabiliyorduk ne de bir şey söyleyebiliyorduk.
Babama hava almak için dışarıya çıkacağımı söyledikten sonra evden çıktım. Şoföre yalnız kalacağımı söyleyip evde bıraktıktan sonra şehrin yollarında gezinmeye başladım.
Telefonum çalınca arabayı en uygun yerde sağa çektim. Arayan Tolgaydı. Allah'ın belası bugün bile rahat bırakmıyordu beni. Telefonu açınca onun o lanet sesini duydum.
"Defne, yardım et!" dediğinde bir şeylerin kötü gittiğini anlamıştım.
"Ne oluyor Tolga? Sorun ne? Ablama bir şey mi oldu yoksa?"
"Ablan iyi ama şimdilik. Peşimizde silahlı adamlar var. Sana bir konum atacağım, Yalvarıyorum buraya gel. Polisi aramayı deneme. Bu adamların şakası yok, öldürecekler bizi!" dediğinde durum ciddiydi. Tolga yardım istiyorsa konu gerçekten de mühim olmalıydı.
Daha sonra telefon büyük bir gürültüyle kapandı. Telefonuma gelen konum ile ne yapacağımı şaşırmıştım. Babamı aramayı düşündüm ama babamın yaşını göz önüne alınca kalbine inmesinden korktum. Hem annem öğrenirse feryat figan kopardı. En iyisi Emir'i aramaktı.
Telefon rehberine girdiğimde son konuşulanlardan Emir'i buldum ve hemen aradım. Telefon ikinci çalışında açıldı.
"Emir hiçbir soru sormadan sana attığım konuma gel. Ablam ve Tolga'nın başı belada!" Anlamasa da itiraz etmedi.
"Tamam, sen bana konum at. Geliyorum Defne." dediğinde çoktan konumu atmıştım. Attığım konuma muhtemelen o daha önce giderdi çünkü adres onun şirketine benim evimden daha yakındı.
...
(Yarım saat sonra)
Atılan konuma vardığımda ıssız bir yere varmıştım. Etrafta birkaç kulübe vardı. Arabadan levyeyi yanıma alıp konumun gösterdiği kulübeye doğru ilerledim. Kulübenin kapısını araladığımda elleri ve ayakları bağlı şekilde ablam ve Emir'i gördüm.
"Tuzak." dediğimde iş işten geçmişti. Kafama aldığım darbe ile kendimi yerde bulmuştum.
...
(1 saat sonra)
Gözlerimi hafif hafif araladığımda artık bende aynı ablam ve Emir gibi eli kolu bağlı oturuyordum. İşin kötüsü Tolga karşımızda elinde silahla bizi izliyordu. Birbirimizin ellerini çözmeyelim diye de belirli aralıklarla oturtulmuştuk. Emir en solda, ablam ortada ben ise en sağdaydım. Hepimizin ağzı açıktı. Ablam ağlıyor bir yandan da bir şeyler konuşuyordu. Emir ise tahminimce kurtulmanın yollarını arıyor gibi düşünüyordu.
"Hani çok mutlu olacaktık? Söz vermiştin bana?" Evet bu sözler ablama aitti. Karşımızda eli silahlı bir adam duruyordu ve onun derdi mutluluk muydu gerçekten? Bu adam bizi öldürecek be!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defne
Teen FictionDefne kendi kurduğu reklam şirketinin patronudur. Evinin ikinci ve son çocuğu olan Defne ablasının kıskançlık dolu hislerinin etkisinde büyümüş ve başarılı bir çocuk olduğu için rekabet duygusuna alışık bir kadındır. Defne şirketini geliştirmek içi...