Kendim yapacağım.

6.1K 319 18
                                    



Musab ablasının odasından çıktıktan sonra kendisini hızla yürürken buldu. Bilinç dışı bir şekilde kendisi Zeynep'e yetişmeye çalışıyordu. En dışarıya çıktığında gördü Zeynep'i. Elindeki beyaz sopası ile önünü yokluyordu. Adımlarının hızı da çok yavaş değildi. Kendi kendine yaptığı yorumda ya çok eskiden başına gelmiş bir durum ya da doğuştan olan engel olduğunu tahmin etti. Zeynep gözden uzaklaşmak üzere iken Musab da yürümeye başladı. Arabasını ardında bırakmıştı. Zeynep'in bir an da dönünce Musab'ın eli ayağı dolaştı. Zeynep'in bir an onu gördüğünü düşünmüştü. Ama birbirinden bağımsız bakan ve anlamsız bakan bir çift göz gerçeği hatırlamasını sağladı. Zeynep neredeyse yanındaydı artık. Birazdan Musab, Zeynep'in ardında kalacaktı.

''Zeynep?'' Zeynep çevresinden gelen bu ses ile irkildi. Başta tanıyamasa da kısa süre de hatırladı sesi.

''Musab Bey siz misiniz? içeri de değil miydiniz?'' Musab görme engellilerin hafızalarının kuvvetli olması yanında sese karşı duyarlı olmalarını da anladı. Yoksa çok az duyduğu bir kişinin sesini nasıl böyle hemen hatırlayabilirdi?

''Evet, ama neredeyse şimdi çıktım. Sen gitmiyor muydun?'' Musab da ablası kadar 'Hanımlı ,Beyli' sözleri sevmiyordu. Daha yakın olmadığı bu kıza karşı şimdiden böyle bir telkinde bulunmamaya karar verdi.

''Gidiyordum.. Ama Betül ablanın odasında telefonumu unutmuşum. Yolda aklıma geldi de. Onu almak için döndüm.'' Zeynep sesin gelme seviyesinden az yukarısından geldiğini sanıyordu. Bu da Musab'ın ondan uzun olduğunu gösteriyordu ama aradaki mesafeyi anlaması çok zordu.

''Anladım. Sen bekle burada ben getiririm.''

''Hayır ne gerek var? Rica ediyorum siz işinizi yapın. Galiba gidiyordunuz zaten.'' Zeynep telaşlanmıştı. Böyle bir şeye gerek yoktu. İnsanlar Zeynep'e yardım etmek istiyorlardı. Zeynep çaresiz kaldığında kabul ediyordu yardımları ama şimdi böyle bir yardım onu mahcup ederdi.

''İtiraz istemiyorum Zeynep. Bekle burada. '' Musab bir itiraz cümlesi daha duymadan hareket etti. Zeynep bile hızının oluşturduğu rüzgârı işitmişti. Kendi kendine yine mahcup oluyordu. Betül ablası gibi kardeşinin de gayet yardımsever olduğuna kanaat getirmişti.

Musab kapıyı tıklatıp cevap beklemeden girmişti odaya. Ablası şaşırmıştı. Musab ablasının şaşırmasına aldırmadan telefonu göstererek gerekli açıklamayı yapmıştı. Ya da öyle sanıyordu. Betül Musab'ın göreceği şekilde deftere yazıyorum işareti yapmıştı. Ve çok kızdığı belli oluyordu. Ablası hastalarının mahremiyetine çok önem veriyordu. Şimdi Musab öyle hemen girince kızmıştı doğal olarak. Musab'ın tek avuntusu içeride herhangi hastanın olmamış olmasıydı.

Musab Zeynep'in, bıraktığı yerde durduğunu görünce sevinmişti. Zeynep sakin olmadan çok uzak bir bekleme içerisindeydi ve Musab da bunu anlamıştı. Eğer kızın gördüğünü düşünse kendisini heyecandan beklediğini düşünürdü. Ama bu bekleme heyecandan uzak endişeli bir beklemeydi. Bu Musab'ta merak uyandırmıştı. Bu kadar endişe edecek ne vardı?

''Geldim. '' Musab elindeki telefonu öylece uzatmıştı. Zeynep görememişti. Musab yaptığı şeyden dolayı çok utanmıştı. Ne kadar düşüncesizdi. Elini geri çekmişti ama yaptığı tamamen düşüncesizlikti.

''Zahmet verdim size de.. Kusura bakmayın..'' Musab az önceki ayıbını unutmaya çalışıyordu.

''Tamam Zeynep.. Sorun yok..Hem bir yerlerim incinmedi ya. Aslında biraz da insanlığımı hatırladım. Al bakalım telefonunu..'' şimdi ilk Zeynep'in elini uzatmasını bekledi. Zeynep'in ortalığa öylece uzattığı eline telefonu başarılı bir şekilde koydu Musab.

Suskun Gözler (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin