Bölüm şarkısı : Model - Bize susmak yakışır
Yorgunluğun armağan ettiği deliksiz uyku ile sabahı getirmiştim . Carmen'in söylediklerini , dün annemle olan tartışmamızı ve en önemlisi Marco'yu düşünmeden güneş doğmuştu . Bu yüzden yorgunluk duygusuna minnettardım .
Yataktan çıkmak için ayılmayı beklersem akşam olacak diye düşünerek kendimi toparladım . Banyonun yolunu tutup sıkı bir duş alarak güne başlayacaktım . Şarkılar eşliğinde duş seremonisine son verdim . Saçlarımı taramak için bornozumun ucuyla buharlaşmış aynayı silerek kendime baktım . Babam aynanın en iyi sırdaş olduğunu söylerdi . Öyleydi . Susarak anlaşabildiğin , seni en iyi tanıyan tek yerdi .
"Darmadağın oldun Sara . Bir ego yığınının seni darmadağın etmesine izin verdin.Peki şimdi ne yapacaksın ? İntikam mı ? Hayır . Daha ne için bile savaştığını bilmiyorsun . Peki ya tavırlı hareketler ? Ah saçmalama Sara evcilik yaşını çoktan geçtin ." diyerek umutuzca kendime bakmaya devam ediyordum .
"Görmezden gel ."
Carmen'in sesiyle irkilmiştim .
"Sen ne arıyorsun burada ? Ne zamandan beri oradasın sen ? " diyerek gardımı almıştım .
"Görmezden gel Sara . Susan birini asla yenemezsin." diyerek banyodan çıktı .
Ah tanrım kesinlikle şizofren olduğumu düşünüyordur . Korkudan hala kalbim deli gibi çarpıyordu . Nefesimin düzenli hale gelmesi için iki dakika kadar bekledim .
Carmen'e gerçekten çok sinirlenmiştim . Ama haklıydı . Onu yeneniyordum . Marco'nun en güçlü silahıydı sessizlik . Onu kendi silahıyla vuracaktım .Okula gitmek için hazırlanırken olabilecek en özenli halimi seçtim . Siyah yarım bir elbise , siyah püsküllü bantlı kısa topuklu bir ayakkabı ... Tam her şey tamam hazırım derken şifonyerin üzerinde duran kırmızı ruj bana göz kırptı . Eskiden olsa bu benim için çok fazla derdim ama şimdi seksiliği savunan her duruma aç bir şekilde davranıyordum . Kırmızı ruju elime alarak dudaklarımı renklendirdim . Aynaya bakınca
" Vay fena değilmişsin Sara" deyip kırkırdamaktan kendimi alıkoyamadım .
Kahvaltı masası çoktan kurulmuş olmalıydı . Gidip bir kaç lokma bir şey yemeliyim diye düşündüm aksi halde midem arkama yapışabilirdi . Ağır ağır merdivenlerden inerken topuklu ayakkabıların çıkardığı ses evde yankılanıyordu .
Ev halkı bu durumu tuaf karşılıyor olsa gerek ki bütün gözler bana çevrilmişti ."Sara çok güzel görünüyorsun !"
Annem bana bunu söylerken hayretle bakmıştı . Madam Angel'i bile şaşırttıysam "ne yaptım bn böyle çok mu abarttım acaba ?" diye düşünmeye başlamıştım . Hemen iç çekerek masaya yöneldim . Gerçekten bir şeyler yemem gerekiyordu yoksa ölecektim . Omletin sıcaklığını yüzümde hissediyordum . Peynirin ağzımın içinde eriyişinin tadını çıkarırken annem
"Bu durumu dün gece ki beyefendiye borçlu olduğumuza eminim." diyerek çatalını tabağını kenarına bıraktı .
O an anlamıştım bu hamleyi yapmak için doğru bir zaman değildi . Marco'dan alacağım intikam silahını kendime doğrultmuştum ."Ah anne sakın . Bu konuyu kapadığımızı sanıyordum ."
Daha fazlasını duymak istemiyorum der bir edayla bakmıştım ona . Ben böyle şeyleri annemle konuşmazdım . Herkesin içinde hiç konuşmazdım . Gerçi ben annemle hiç konuşmazdım . Madam Angel kendi yöntemleri ile öğrenirdi ."Eminim yarım saatir dışarıda da Carmen'i bekliyordur."
Annem bunu söylediğinde zeytin çekirdeği nefes boruma kaydı. Nefesimi düzene koymak bir iki dakikamı aldı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REFLEKS
AléatoireDokunamamak duygusunun bu kadar çaresizce hissettirdiği olmamıştır hiç . Annemin "Sara artık fark et baban yok , o öldü!" dediği anda ki hançer saplanıyor sanki her defasında beynimin en düşünmediğim tarafına . Marco'nun ellerinin güzelliği , dudakl...