𝙃𝘼𝙑𝙀 𝙔𝙊𝙐 𝙎𝙀𝙀𝙉 𝙈𝙀? | 𝚆𝚒𝚕𝚕 𝙱𝚢𝚎𝚛𝚜

~1~Flasнваск

Merhabaa, ikinci kitap Steve ile ilgili olacak demiştim ama çoğunluk olarak Will Byers için istendi, o yüzden Will için yazıyorum. Steve'i isteyenler için üzgünüm

Elizabeth

Hikayeye başlamadan önce kendimden bahsedeyim. Adım Elizabeth ama genelde Beth yada Betty derler. Şuanda Hawkins Lisesi ikinci sinif öğrencisiyim. Dört kardeşiz. İkizim Mike, ablam ve küçük bir kız kardeşim var.

Aslına bakılırsa olaylar biraz eskiye dayanıyor. Biz ortaokul birinci sınıftaydık. Mike, Lucas, Dustin, Will ve Ben anasınıfından beri yakın arkadaşız. Hepimiz D&D oynamayı sevdiğimiz ve birbirimizin çok ortak yönü olduğu için hiçbir zaman ayrılmadık. Ta ki iki sene öncesine kadar.

Biz ortaokul birinci sınıftayken Will kayboldu. Ardından Jane sayesinde onu kurtarmayı başardık ama Will'in tepetaklağa gitmesini sağlayan şey, yani zihin hırsızı Will'in peşini hiçbir zaman bırakmadı.

Ablamın arkadaşı ve Max'in üvey abisi öldü. Max Billy'nin ölümünden hep kendini sorumlu tutuyordu. Liseye geçince Lucas ile arası bozuldu ve Max artık eski Max değildi. Çok fazla şey yaşamıştı ve bir an olsun Billy'i düşünmeden edemiyordu. Sürekli kabuslar görüyordu. Onunla sık sık konuşamıyordum tabi.

Zaten Joyce, Will, Jonathan ve Jane California'ya gitmişlerdi. Mike ve Dustin içinde benimde olduğum Hellfire adlı bir D&D grubundalardı, Lucas basketbol takımındaydı ve Max hep tek başınaydı. Kısacası arkadaş grubumuz tamamen ayrılmış, farklı gruplara sapmıştı.

Şimdi Will'in kaybolduğu geceden ve olanlardan bir kaç şeyler anlatacağım.

Flashback

Mike "Acele et Will!"

Lucas "Ateş topu atmalısın yoksa öleceksin!"

Dustin "Saçmalama bu çok riskli! Will, koruma büyüsü yap!"

Mike "Acele et Will!"

Will "Bilmiyorum!"

Lucas "Ateş topu at!"

Dustin "Çok riskli koruma büyüsü yap!"

Will'in atışını heyecanla beklerken kapı açıldı ve annem konuşmaya başladı

Karen "Mike, on oldu. Yarın okul var sonra devam edemez misiniz?"

Mike "Hayır anne! Haftalardır bunu konuşuyoruz, on saat süreceğini nerden bilebilirdik"

Karen "On saattir mi oynuyorsunuz?"

Biz Will'in atışını beklemeye devam ediyorduk. Annem bizim yarım saat daha oynamamıza izin vermeyeceği için son çare babamdı. Koşarak merdivenleri çıktım ve babamı ikna etmeye çalıştım. Ama beni dinlemiyor, 'anneniz ne derse o' demekten başka bir cümle kurmuyordu bile.

O sırada kapıya doğru yürüyen Lucas dikkatimi çekti. Hızlıca yanına gittim, garaja çıktık ve o bisikletini aldıktan sonra onu geçirdim. Lucas'ın arkasından bakarken arkamdan bir ses yükseldi

Arkama döndüğümde Will bisikletini düşürmüştü. Kaldırıp yanıma geldi ve konuşmaya başladı

Will "Mike ve Dustin içerideler, kaybolan diğer zarı arıyorlar"