BÖLÜM 12

124 8 71
                                    

Ink'in bakış açısı:

Güzel bir kahvaltı yapmıştık. Her zamanki gibi. Sabahki olay hakkında konuşmamaya karar verdim. Onun yerine bu gün kızlarla makyaj yapacaktıkkk.

Blue'nun odasına geçtik. Tüm makyaj malzemelerini yere fırlattık. Yere oturduk ve makyaja başladık.

"Ay kızçelerrr bakın size ne anlatam. Dünleyin Crossy ile bir makyaj yapmışız yani görülmüş şey değil." Dream abartarak söyledi.

"Dust hiç bir şekilde kendisine makyaj yapmama izin vermiyorrr. Sadece siyah oje sürmeme izin veriyor."

"Ay ne güzel siz sizinkilerle vakit geçiriyorsunuz. Benim kimseciğim yok öyle sevebildiğim."

"Sende bulursun Ink tatlım merak etme. Ağabeyim bile kendisine birini buldu."

"Ohaaa çüsssss nee? Kim kim kim kim????"

"Benden duymamış olun ama Sör Killer'dan hoşlanıyor."

"İnanmam. Valla mı?"

"He valla"

"Desene bi ben tek kaldım."

"Seninde Lordun var Inkycim."

"Nasıl yani?"

"Balodan sonra sana Leydi Ink demeye başlayacağızz. Çünkü kesinlikle Lord seni seçecek."

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?"

"Çünkü sen ve o ne zaman yan yana olsanız havada aşk kokusu vaaarrrr."

"Ben hiç bir koku almıyorum."

"Seni görünce Lord'un gözlerinde kalpler çıkıyor Inky."

"Ne? Öyle bir şey mi oluyor? Hiç dikkat etmedim."

"Hayır olmuyor. Ama biz görebiliyoruz."

"Şizofren misin?"

"Ink sen bize sadece şunu söyle. Lord'u seviyor musun sevmiyor musun?"

Seviyorum desem, yalnızca kendimi üzmüş olacağım. Error asla bana ona baktığım gözle bakmaz. Sevmiyorum desem, çok büyük bir yalan söylemiş olurum.

"Sanırsam onu seviyorum."

"İşte bu kızım, yürü! Git ve ona onu sevdiğini söyle. Kabul edecektir."

"Ben onun teklif etmesini istiyorum. Beni sevdiğini onun söylemesi gerek. Muhtemelen bana aşık değil. "

"Henüz." Error söyledi.

Başından beri kapıda bizi izliyormuş. Tüm konuşmalarımızı duydu.
Ve ben onu sevdiğimi itiraf ettim.
.
.
.
Hayatımın en utanç verici anı olabilirdi.

Dream ve Blue çığlık atmaya başlamışlardı. Makyaj yapmayı bırakmış el çırpıyorlardı.

"Hadi şimdi evlenin!!"

"En az 2 çocuk!"

Söyledikleri şeyleri duymamaya çalışıyordum. Beni daha çok utandırıyorlardı.

Blue Dream'in kolundan çekti ve odadan çıkıyorken şöyle dediler:

"Hadi biz sizi yalnız bırakalım da güzel güzel konuşun."

Sonra kapıdan çıkıp gittiler.

İlk Error konuştu.

"Benden hoşlanıyor musun?"

Bu soruyu cevaplamak istemiyordum. Tekrardan itiraf etmek istemiyordum. Evet demek istemiyordum. Ama ondan hoşlanıyordum. Sadece şimdi söylemek istemiyorum.

Ancak o, zaten her şeyi biliyordu.

"Birazcık."

"Biraz mı? Tüh beee. O kadar iyi flört edemiyor muydum?"

"Ne?"

"Ink, sana seni sevdiğimi söylesem, ne derdin?"

"B-ben bilmiyorum. Yani bu güzel olurdu ama-"

"Ink seni seviyorum."

Kıpırdayamadım. Benden hoşlanıyor muydu? Ne zamandan beri?

"Ben de seni se-"

Her şeyi onun kahkahası bozdu. Çok yüksek sesle gülüyordu. Zerre umurunda değilmiş gibi.

"Yüz ifadeni görmeliydin pftt hahahaha."

Kalbimin burkulduğunu hissedebiliyorum.

"Gerçekten bunu söyleyebileceğimi düşündün mü?

Evet. Düşündüm. Düşündüm Error. Değiştiğine inanmak istedim. Beni sevdiğine gerçekten inandım. Tam bir aptal gibi.

"Ink, seni seviyorum. Hahahahaha."

Sinirimi bozuyordu artık. Bu kadarı da fazla. Ağlayacak gibiyim.

Error ise yüzünden sahte göz yaşı silme numarası yapıyor.

Aman ne komik. Aşık olmak neden bu kadar zor?
Bir göz yaşı.
Bunu farketmiş olmalı ki gülmeyi durdurdu.
İkinci göz yaşı.
Error yanıma geliyor.
Üçüncü göz yaşı.

Error şimdi bana sarılıyor. Ve göz yaşlarımı siliyor. Ben ikinci kez ona inanır mıyım? Hayır.

"Ink, ben özür dilerim. Öyle demek istemedim."

"N-ne demek i-istediğini bben çok iiyi anladım."

"Hayır ben, gerçekten. Bunu özel olarak konuşabilir miyiz? Bizi kapıda dinleyenler olmadan."

Kapıda bizi dinleyenler mi?
Dream ve Blue'nun gizlice bize bakmaya çalıştıklarını gördüm. Demek onlar da bizi izliyordu.

"Ink, sadece şaka yapıyordum. Gerçekten seni seviyorum. Güven bana. Nolurrrrrrr. Lütfeennnnn. Küçük bir şakaydı. Eğer seni sevmesem sana iyi davranır mıydım? İnan bana. Hadi inan bana hayallerimin kadını."

"Bana biraz zaman lazım. Yaptığın 'şaka' korkunçtu. Sana inanmak istiyorum ama korkuyorum."

"Inkyy tanrıya yemin ederim senden hoşlanıyorum. Seni üzmek istemedim. Lütfen beni affet."

"Bir şartla."

"Nedir?"

"Beni sevdiğini kanıtla. "

------------
592 kelime!!! Kusura bakmayın yolculuk yapıyor olduğum için pek iyi yazamamış olabilirim.
Bu yüzden bu günlük sadece 1 bölüm.
Umarım beğenmişsinizdir.
Mutlu kalınn :)

BALO ETKİNLİĞİ - ErrorinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin