Bölüm 43: Tanışma

397 80 33
                                    

------
Keyifli okumalar bebeklerimm

------
------

Bölüm 43: Tanışma

                               *****

Üstümdeki tişörtü çıkarıp pijamamı giyerken "Çok heyecanlı değil mi?" dedim Lucio'ya bakıp. "Yarın Buğra'nın sevdiği kızla tanışacağız.."

Lucio üzerinden çıkarttığı tişörtü yatağın kenarına asarken "Sevdiği.." dedi. "Heyecanlı mı bilmiyorum ama oldukça tuhaf. Buğra'nın sevdiği biri var.."

Söylediği şeye kıkırdarken yatağa, onun yanına attım kendimi.

"Evet tuhaf. Ama çok tatlı."

Lucio cevap vermek yerine gözlerime baktığında ona gülümseyip boynunu öptüm.

"Uyuyalım da sabah olsun hemen.. Ölüyorum meraktan!"

Heyecanıma gülerek karşılık verirken o da beni öptü.

"İyi geceler bebeğim.."

Ona sırtımı dönüp iyice yaklaştığımda "İyi geceler sevgilim.." dedim mırıltıyla. Gözlerimi kapattığımda Lucio'nun elini karnımda hissederek onunla konuşmam gereken şeyi hatırladım ve tekrar araladım gözlerimi.

Bunu nasıl söyleyecektim bilmiyordum ama onunla konuşmak zorundaydım.

Fısıltıyla "Sevgilim.." dediğimde "Hm?" dedi sadece. Elimi karnımdaki elinin üstüne koyup "Seni çok seviyorum biliyor musun?" dedim.

Bir şekilde girecektim konuya işte..

Yine mırıldanarak "Hmhm.." dedi. "Bende seni çok seviyorum."

Parmağımla yavaşça elini okşarken derin bir iç çekip "Diğerlerini de çok seviyorum." dedim. "İyi ki tanıştırdın beni onlarla.. Abin, Buğra, Can, Kaan.. Bir de şimdi Buse girdi hayatımıza. Her şey çok güzel.."

Söylediklerime bir anlam veremese de "Evet, öyle.." dediğinde yavaşça ona dönüp "Buse çok tatlı değil mi?" dedim. "Seviyor musun onu?"

Karanlık olmasına rağmen gözlerinin dudaklarımda gezdiğini fark edebiliyordum. Kollarını bana dolarken "Seviyorum.." dedi. "Neden soruyorsun?"

"Bilmem." dedim. "Ben bebekleri çok seviyorum da.."

Nefesi dudaklarıma değerken "Öyle mi?" dedi duyduğu şey onu memnun etmiş gibi. "Bir bebeğin olsun ister misin mesela?"

Sonunda konu benim istediğim yere gelince "Evet.." dedim. "Bir bebeğimiz olmasını çok isterim. Ama hemen değil tabi.."

Elleri pijamamın açıkta bıraktığı belimi okşarken "Hemen değil.." dedi beni tekrar ederek. "Hm.. Ne zaman peki?"

Uzanıyor olmama rağmen omuz silkip "Bilemiyorum." dedim. "Bunu konuşmak için bile çok erken. Bence henüz çok küçüğüz.."

Bir kaç saniye sessiz kaldıktan sonra "Evet." dedi ama sesindeki hayal kırıklığı çok belliydi.

Beni anlamasını umarak "Sınavımız var.." dedim. "Sınav, üniversite, iş bulma, kariye-"

Sözümü kesip "Ama bunlar çok fazla." dediğinde durup onu dinledim. "Yani, tamam şuan küçüğüz, ama bunlar olduğunda da çok büyük olacağız. 'Sınav, üniversite, iş' derdinden hayatımıza odaklanamayacağız ve zaman geçip gidecek.."

Bu sefer sessiz kalan ben oldum. Evet haklıydı ama bende haklıydım. Bir kaç saniye sustuktan sonra "Tamam o zaman.. " dedim. "Hayatımızın öylece geçip gitmesine izin vermeyiz. Ama acele de etmeyiz olur mu? 30 yaşında evlenelim demiyorum ama 18 de olmasın, anlıyor musun?"

VİŞNE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin