Yine aynı kabus,bilincimin altını işgal eden, peşimi bırakmayan geçmişimmiydi? yoksa her gece uyumama izin vermeyen bu kabuslarmı bilemiyordum.
Oysa ki kaçtığımı sanmıştım, bavulumu toplarken, o kadar emindim ki her şeyin geride kaldığına, bavuluma koymadığım anıları zihnime doldurmuşum meğer.
Yine son zamanlarda olduğu gibi, kanter içinde uyandım, ellerim o kadar çok titriyordu ki parmaklarım kopmasın diye birbirine kenetledim ama bir işe yaramadı bu sefer de kalp atışlarım hızlanmaya başladı.
Ne oluyor bana
Transa girmiş gibi bedenim hiç bir hareketime tepki göstermiyor.
Terlemeye başlayan bedenim, tişörtüme akıttı tüm terini.
Havale geçiriyor olmalıyım.
Ağzımın koruluğunu gidermek için baş ucumda ki sürahi' ye uzanmaya çalıştım, ama nafile ben uzanmaya çalıştıkça, aramızda ki mesafe dahada açıldı.
Deliriyormuyum ben.
Dilimle kuruyan ağzımı ıslatıp pürüzsüz olan dudaklarımı yaladım, bu sefer dilimi acıtacak kadar pürüzlüydüler.
Derin bir nefes alıp avazım çıktığı kadar"Annem..." diye bağırdım.
Lanet olsun, sesim inilti gibi çıkmıştı.
Öldüm mü ne.
Birdaha denedim, bu sefer daha gür çıkmasını beklerken, sesim hiç çıkmadı.
Yatağa bağlı hastalardan bir farkım yok tek bir hareket dahi edemiyordum.
Açmakta zorlandığım gözlerimi artık serbest bıraktım. Göz kapaklarımı kirpiklerimle buluşturdum ve büyük bir zevkle kapanmalarını izledim.
Tekrar gözlerimi açtığımda, gördüğüm ilk şey Annemin tedirgin bakışlarıyla röntgen çeker gibi, üzerimde gezdirdiği gözleri oldu.
"Tanrıya şükür hala nefes alıyorsun"deyip beni zorla yataktan çıkardı. "Senin bu ağır uykun beni bir gün öldürecek biliyorsun değilmi?"
Galiba haklı, uykum çok ağırdı.
"Özür dilerim Annem, ben galiba kabus görüyordum."
Ne kadar korktuğu belli olan annem bana sıkıca sarıldı. Kıyamam sana ben."Yavrum birde beni düşün senin hıçkırık ve bağırışlarına uyandım. Odana varana kadar aklımdan nelerin geçtiğini bilemezsin. Üstelik bu uykundan uyanmamanda cabası."
Demek sesim çıkmıştı, sesimi birine duyurmak iyi birşeydi. Rüya da olsa bile.
Bu sefer ben sıkı sıkı sarıldım anneme
"Sen varken bana kimse birşey yapamaz" Tonbiş yanaklarını sıkıp sulu sulu öptüm.
"Sabah olduğuna göre ben artık kahvaltı hazırlayım" kapıdan çıkarken başını uzatı.
"Sakın uyuma"Sabah sabah bu kabustan sonra, beni güldürmeyi başaran tek insan annemdi herhalde. Benimde tekrar uyuyup kabus görmeye niyetim yoktu, hatta mümkünse birdaha uyumak dahi istemiyordum.
"Güne mağlup düşemezsin" dedim aynada ki yansımama bakarak. "Hala güzel bir gün geçirebilirsin."
Kendimi duş kabinine attım. Soğuk suyun bedenime hissettirdidiği ürpertiye aldırış etmeden, ıslanmasına izin verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Çığlıklar
Ficção AdolescenteHayat ini buz tutmuş bir girgaptı ona göre ve ona armağan edilen tek şey nefes almaktı, tıpkı bir saksının içinde büyütülen bitki gibi. Haberi yoktu, etrafı soyut halatlarla çevriliydi.Oyun bitene, yeşil gözlü canavar karşısına çıkana kadarda haberi...