03.14
Jisung: Minim
Nasılsın diye sormam ne kadar doğru ya da doğruluğunun sorgulanması gereken tek şey bu mu? Mesela ilk olarak şunu sorgulamalıyım Min..
Beni sadece bir kaç kez yattığı bir fahişe olarak gören belki de yüzümü bile hatırlamayan birine bir ömür adayabilecek olmam. Ama inan umrumda değil Minim. Beni hatırlıyor musun bilmiyorum ama hatırlamazsan sana nasıl kendimi hatırlatacağım onu bile bilmiyorum. Tek bildiğim sen benim için fahişelik yapıp para aldığım piç adamın teki değilsin Minho. Sen benim çocukluğumsun, beni ilk o piçlerin elinden kurtarıp bana değerli bir varlkmışım gibi bakansın, sen benim ilk aşkımsın, ilk aşk acımsın, ilk sigaramsın sen benim için her zaman ilksin.
Minim sen belki de beni o barda tanıdığını düşünüyorsun ama hayır o ne ilk tanışmamız ne de son.
Biz ilk ben parkın köşesinde terk edilmiş bir köpek gibi ağlarken senin yanıma gelip ''Ağlama sebebin yıldızlar mı? Bu gece çok güzeller'' dediğinde bana neden ağladığımı sprduğunda ve ben sana tek bir kelime bile etmeden sadece güzelliğine bakarken bana gülümsediğinde, her gece o parka gelip benimle konuştuğunda ve olan biteni anladığın zaman bana acıyarak değil cesurca bakıp beni koruyacağını söylediğinde tanıştık. Dediğini yaptın beni korudun hem de çok kez ama bir kere bile adımı sormadın Minhom. Belki de en sevdiğim şeyin buydu, bana adımla değil ''yıldız'' diye seslenmendi balım. Sonra bir gece tekrar parka gittim ama bu sefer sen gelmedin Minho. Her şeyi düşündüm hem de her şeyi gelmediğinde sırf senin için endişelendim ben sabaha kadar bekledim ve biri geldi. Gelen sen değildin ki... Gelen o pisliklerdi Minim. Tüm gece beni izlemişler biliyor musun? Seni yanımda göremedikleri zaman ise geldiler, geldiler ve benden bütün hayatımı çaldılar.
Ama çocukluğumu çalamadılar balım. Çünkü çocukluğum sendin ve seni asla çalamazlardı. Ben 15 yaşında ölesiye aşık oldum ve bu kıçı kırık ergen bir orospu çocuğuna değil sanaydı ve bu çok gurur verici.
Aradan yıllar geçti, çok şey oldu çok canım yandı ben seni çok özledim, bakışını gülüşünü, sesini, adım seslerini bile ama en çok adımı bilmeyişini özledim. Burdaki adamların bazıları da adımı sormuyolar ama keşke sorsalar Minho çünkü ben sadece senin adımı bilmemeni istiyorum. Sadece sen.
17 Ağustos gecesini hatırlıyor musun bilmiyorum Min ama ben asla aklımdan silinmeyeceğine yemin edebilirim. Ben sadece adamın tekinden kaçıyordum ve en kuytuda bulunan bir bara girdim. Belki de hayatımın en iyi kararıydı. Seni gördüm Minho. Adım sesini duydum onca yıl sonra. Ve sen yanıma geldin ben o kadar mutluydum ki yıllarca asırlarca anlatabilirim o anı, tekrar tekrar. Sarhoştun ama... Beni sadece kolumdan bir odaya sürükledin, normalde herkese direnen ben sana teslim oldum ve bundan hiç şikayetçi değildim. Sormak istedim neden gittin, neden beni korumadın, neden bana yıldızım demedin? diye ama inan o an sen bütün güzelliğin ve aşık olduğun yıldızları aşık olduğum gözlerinde barındırarak bana bakarken sadece dilim tutuldu. O gece biz sadece cinsellik yaşamadık, en azından benim için öyleydi. Sabaha kadar. Sabah oldu ben uyandığımda seni görmeyi bekledim, gece sokularak uyuduğum bedenin gözümü açtığımda en yakınımda olmasını istedim ama olmadı yoktun. Sadece bir not ve yanında bir yığın para... Minho ben çok ağladım biliyor musun? Ağladım, hem de her şeye ama asla pişmanlık hissetmedim asla. Ama en çok da not kağıdına ''İşinde çok iyisin böyle bir parçanın elimden kaymasını istemem'' yazıp kenarına küçük yıldızlar atmandı. 10 yıl sırf seni bana hatırlattığı için baktığım her yere çizdiğim hatta dövme yaptırdığım yıldızların bana özel olmadığını anlamam beni o kadar yıktı ki ben bana dokunan o piçler beni ilk yanlarına aldıklarında, bana annemin ve babamın benim fahişe olacağımı tahmin edip beni sattıklarını söylediklerinde hatta güya anne ve babamın beraber oturduğumuz parkta başka bir çocukla gülüştüklerini gördüğümde bile böyle yıkılmamıştım.
Ama yine de gururumu siktir edip numaranı ekledim ve tam 2 hafta sonra sen yazdın. Benim elim ayağıma dolaştı mesajı görmeden sadece bildirimi gördüğümde o kadar delirdim ki. Ama sonra mesajı açtım ve bu benim 2. yıkılışım oldu Minho. Her ağladığımda bir gün mesajlaştığımı hayal ettiğim günlerin hiç birinde ilk mesajın böyle olacağını düşünmemiştim. Senin bana ilk mesajın ''Geçen seferki para yetti mi yoksa biraz daha fazla mı vermeliyim?'' oldu. Ben ölmek istedim, hayallerinde teselli bulduğum, 10 yıl sanki dün karşılaşmışız gibi davrandığım adamın bana ilk mesajı bu olunca ölmek istedim. Seni asla suçlamıyorum ama tek bir konu var Minho. Neden sen benim sabahları bile gökyüzünde gördüğüm yıldızım iken ben senin aşık olduğum gözlerindeki ufak bir ışık bile olamadım? Neden parkta 17 yaşındayken kendine aşık edip bir anda yanından siktir olup gittiğin çocuğu hatılamadın?
Ben yine de sana geldim yine de senin oldum, en azından kendimce. Ama sana asla ismimi söylemedim, yoksa zaten özelliği giden yıldızlarımızdan sonra tek özelimiz olan ismimi bilseydin ne anlamı kalırdı ki çocukluğumun, ilklerimin, hatta beni fahişe olarak bile görsen gece bana sarılmanın ve bıraktığın not kağıdının her bir noktasına yazmak istediğim iltifatlarımın.
Ama beni seni gördüm. Yanında o kadınla kol kola, göz göze, dudak dudağa.. Ve sadece yattığın bir fahişe olarak buna üzülme hakkımın bile bulunmaması canımı çok yakıyor. Sen ona yıldızlarınla baktın, kollarına yıldızlar çizdin.. Ve ben artık nefes alamıyoeum, ne gök yüzüne baktogmda yıldızımı gmrebiliyorum, ne yıldız dövmeme baktıoımda senin seisni yüzğnü hayak edebiliyoeum. Sanıtım ölmek bu. Ve ben zaten ölü bie ceserken nedes almak idtemiyorum, çok avitiyor çğnkü Minhom, benim upruna vatlığımu vetdiğim abıların sikinde bşle olmaması, anıları siktir et yıldızımızı bile umursaman nefesimi kesitor.
Ve sana özellikle bu saatlerde yazmak istedim çünkü sen gitmeden önce en iyi harırladığım şeylerden biri de saatşn 3 olmasıydı. Ve ssaat şu an 03.48 . Ben saat 4 okmafan giymeliyim çünkü sen benden gitmrden önce gitmeliyim. Biliyor musun onca gece farkına bile varmedığın dövme tam bilepimde, çünkü sen bir gece dokynsan kanayaj olan o yarata öylr bir dokundubki ben o yarabin o an iyileştiğini düşündüm. Sanki ben çaresi olmayan bir hastalığa kapılmışım da sen beni kurtarmaya gelen bir melekmişsin gibi.
Ama artık bunların ne kadar içimi yaksa da hiçbir anlamı olmadığını anladım. Ama eğer ben bujnlardan vaz geöersem getiye sadece yaralarım kalır ve sen bu yaralatı itiyeltirmek içib orda olmayavsan ben delirim.
Ben anılarımdan, senden, ilklerimden, çocukluğumdan vaz geçmektense kednimden vaz geçmeyi seçtim Minhom.
Şimdi son kez Yıldızm, benim için gök yüzüne bak ce yıldızlarda beni hayal et ben orada olacağın ama eğer değilsem Minhom boşver gitsin. Ben son kez gökyüzünde, bileğimideki yaranın üstünde ve not kağıtlarının köşesinde duran o zarşf yıkdızlara bakıyorum. Ama bileğimdeki kanıyoe Minho, hadi tekrar gel ve iyileştir şu boktan yarayı ki yaşamaua, seni düşğnmeye devsm edeuim..
Artık özel hiçbir şeyimiz kalmadığına göre; Benim adım Jisung, Han Jisung Yıldızım ✭
03.59
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To My Morning Star
Short StoryŞimdi son kez Yıldızım, benim için gök yüzüne bak ve yıldızlarda beni hayal et ben orada olacağım. Ben son kez gökyüzünde, bileğimideki yaranın üstünde ve not kağıtlarının köşesinde duran o zarif yıldızlara bakıyorum. ...