Bölüm 1

289 20 25
                                    

Yağmur  son hız yağarak üstümü ve saçlarımı sırılsıklam ederken ıslak kaldırımdaki adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Yağmuru severdim aslında, ıslanmak ve yağmurdan hemen sonra oluşan toprak kokusu huzur verirdi bana. Ama işe giderken sırılsıklam olmak berbat bir şeydi. Zaten geç kalmıştım ama benim suçum değildi ki. Her zamanki saatimde çıktım evden bu yağmurda taksi veya minibüs bulmak zor olmuştu tabi. Adımlarımı hızlandırdım ve hastaneden içeri girdim. Direk soyunma odasına yöneldim. Kıyafetlerim sırılsıklam olmuştu. Geçte kaldım kesin azar işiteceğim diye düşünürken başhekim geldi.

"Duru hanım sonunda gelebildiniz demek" dedi ve elindeki dosyaları kucağıma fırlattı.

Elimde ki dosyalara şaşkınca bakarken ilk dosyanın kapağını açtım. Kapaktaki ismi okumamla bağırma sesleri duymam bir oldu. Sesler artınca başhekim kolumdan tuttuğu gibi koridorda sürüklemeye başladı. Seslerin yükseldiği odaya girince kriz geçiren genç bir çocuk gördüm. Başhekim hastanın yanına gidip sakinleştirici iğne yaparken bende elimdeki dosyayı tekrar açtım ve okumaya başladım.

 Dosyada 5 yıldır uyuşturucu bağımlısı olduğu ve şuan da 19 yaşında olduğu yazıyordu.

Bir insan 14 yaşında uyuşturucuya başlayacak kadar ne yaşamış olabilirdi ki? diye düşünürken elimde ki dosya hızla çekildi ve başhekimin kızgın gözleriyle karşılaştım.

"Odama gel hemen" diye emir verince başımı olumlu anlamda salladım ve arkasından takip ettim.

Odasına girince koltuğa oturdu ve eliyle karşısında ki koltuğu işaret etti.

"Doruk Savaşer. 19 yaşında ve 5 yıldır uyuşturucu kullanıyor. Tedavi görmek için birkaç kere zorla yatırmışlar hastaneye ama başarılı olamamışlar. Tedavi görmeyi kabul etmiyor. Burada iş bize düşüyor. En çok da sana. Çünkü onu tedavi görmeye sen ikna edeceksin. İşin zor yani. Şimdiden bir şeyler düşünmeye başlasan iyi edersin." dedi ve ben daha bir tepki bile veremeden kapıyı açıp dışarı çıktı.

Ben de masanın üstünde duran dosyayı aldım ve az önceki hastanın odasına doğru yürümeye başladım. Kapıyı açacağım sırada tedirgin oldum. Acaba yanında birisi var mıydı?

Kapıyı hafifçe tıklattım ve yavaşça açtım. İçeride kimse yoktu. Doruk ise halâ sakinleştiricinin etkisinde olduğu için uyuyordu. Elimde dosyayla yanında ki koltuğa oturdum ve yüzünü incelemeye başladım.

Az önce ki hırçın ve öfkeli halinden eser yoktu. Yıllarca uyuşturucu kullanan birinin aksine oldukça masum görünüyordu. Uykuda olmasına rağmen yüzünde rahatsız ve tedirgin bir ifade vardı.

"Yapma." diye sayıklamaya başladı. O kadar çaresiz bir ifade vardı ki yüzünde bir an içim acıdı. "Dur." diye bağırınca elimde ki dosyayı koltuğun üstüne fırlatıp hızla yanına ilerledim.

Yanına geldiğim de ne yapacağımı şaşırdım ve yavaşça sarsmaya başladım. Bir yandan da sadece kabus olduğunu ve uyanmasını söyledim. Birkaç defa daha sarstığımda gözlerini açtı ve bileğimi sıkıca tuttu. Ne olduğunu bile anlamamışken sertçe geriye doğru itekledi.

Şaşkın bir halde yüzüne bakarken "Sakin ol, sana zarar vermeyeceğim. Sadece kabus gördün. Sana yardımcı olmak için buradayım." dedim yumuşak bir sesle.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 04, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ALTIN VURUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin