Gözlerini ovarak uyandığında saat henüz sekizdi. Sol eli ile destek alarak yatağın üzerinde oturur vaziyet alırken bir yandan etrafında bakıyordu. Güneşli bir cumartesi sabahıydı. Yavaşça kalktı. Eliyle saçını düzeltiyor, bir yandan da aynaya doğru ilerliyordu. Aynanın karşısına geçtiğinde gözlerinin altının şiştiğini görebiliyordu. Masanın üzerinde duran tahta saplı tarağı aldı ve saçlarını düzeltmeye başladı. Saçını taraması henüz bitmişti ki Bilbo'nun havlama seslerini duydu. Tarağı tekrar masaya bıraktığı sırada masanın köşesinde duran defteri gördü. Bakıp bakmamak arasında kaldı. Bütün gece defteri düşündüğü halde şimdi bakmak içinden gelmiyordu. Masanın önünde duran sandalyeyi geri çekti ve oturdu. Defteri eline aldı ve ortasından bir sayfa açtı. Boştu sayfa. Dün gece olanlar aklına geldi. Mürekkep döküldüğü halde kaybolmuş, kağıtta hiçbir iz oluşmamıştı. Bunu tekrar denemek istiyordu. Masanın sol tarafında, içerisinde birden çok kalem bulunan bir kutudan mavi renkli, kalın gövdeli, eski sayılabilecek bir kalem aldı. Kapağını çıkartıp defterin sağ tarafına koydu ve kalemi sayfaya dokundurdu. Nokta şeklinde oluşan mürekkep lekesi saniyeler içinde kayboldu. Bu kez sayfayı kaplayan bir çizgi çekti. Aynı şekilde çizgi de kayboldu. Biraz durdu. Bir şeyler yazmak istedi. Kağıda " benim adım jennifer " yazdı. Yazı beklediği üzere kayboldu. Defterin ne için dolabında olduğunu veya ne işe yaradığını anlayamıyordu. Defteri kapatmak için hamle yaptığı sırada bir şey gözüne çarptı. Boş sayfada bir şeyler beliriyordu. Önce bir kaç damla mürekkep, daha sonra kelimeler ve bir cümle. Sayfada " merhaba Jennifer " yazıyordu. Jennifer şaşkınlık içerisinde tek kelime edemedi. Hareket dahi etmeden yavaşça silinen kelimelere bakıyordu. Sayfada yazan yazı az önce sayfaya yazdıklarına cevap olarak belirmişti. Jennifer anlamsız gözlerle deftere bakıyordu. Yavaşça kalemi sayfanın üzerine yerleştirirken yazacağı şeyi düşünüyordu. " kimsin sen " yazdı ve bekledi.
" ben Lucius L. Marcus. Bu güncenin sahibi, rüya yakalayıcısı " . Jenniferin içini kaplayan heyecan titreyen elinden belli oluyor, sormak istediği sorulara cevap alabileceğini düşünüyordu. " rüya yakalayıcısı nedir? " . Cevabın gelmesini beklemek Jennifer için saatler gibi olsa da sessizce bekledi. " rüya yakalayıcısı rüyaları kontrol edebilir ve olacakları önceden görebilir. Senin olduğun gibi Jennifer " Jennifer etrafına baktı. Bu olanların gerçek olma ihtimali me kadardı? " peki bu defter nasıl dolabıma girdi "
" defter sahibini seçer Jennifer. Yeni sahibi sensin " tüm bu olanlara anlam verememesi bir yana dursun Jennifer oldukça endişeli görünüyordu. Nasıl mümkün olabilirdi bu? Neden o seçilmişti?
" ne yapmam gerekiyor " diye yazdı hızlıca. " defter olması istenilenin zamana ve mekana uygunluğunu ölçer. Başarılı olunursa istenilen şey meydana gelir ancak olunamaz ise sonuçları kötü olabilir. Bilmen gereken şimdilik bu kadar Jennifer... " Jennifer defteri kapatırken annesinin seslenişini duydu. Sandalyeden kalktı ve aşağıya, mutfağa indi. Annesi çoktan kahvaltıyı hazırlayıp oturmuş, gazetesini okuyordu. Karşısındaki sandalyeye oturdu ve sol tarafında bardakta duran sütü eline aldı. Ne yapacağını bilemiyor, aklına hiçbir şey gelmiyordu. Yemek boyunca tek kelime etmedi. Kalktı. Odasına çıktı. Yatağına uzandı ve sağ tarafında duran küçük raftan bir kitap seçti. Uzunca bir süre kitap okudu ancak aklı defterdeydi. Yeterince zorlukla karşılaştığı hayatında daha fazla hareket istemediği kanaatine vardı. Defteri masanın üzerinden aldı ve yatağın arkasındaki camdan dışarı fırlattı. Yatağa tekrar uzanırken yaptığının ne denli doğru bir şey olduğunu düşünse de camı kapattı ve yattı. Bir kaç saat sonra uyandı. Çalışma masasının üzerine baktığında saatler önce dışarı attığı defteri gördü. Kas katı kesikdi. Nasıl geri gelmişti? Kim getiriyordu bu defteri ona?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON RÜYA
FantasíaYa gördüğünüz rüyalar gerçek olsaydı... Jennifer okuldan eve geldiği gün o notu görene kadar sakin, sıkıcı, yalnız bir hayat yaşıyordu. O gece gördüğü rüya hayatını değiştirdi...