Keyifli okumalar 😊
~~~~~
Maskeli balo bitmişti. Malikaneye dönerken, içten içe Logan'la yakında tekrar karşılaşmayı bekliyordum.
Kütüphanede tekrar buluşma sözümüzün bitmesine daha birkaç gün vardı ama nedense bekleyemedim.
Baloda buluştuğumuzdan dolayı neredeyse 'görüşmeyeli uzun zaman oldu' diyecektim. Şimdi onunla yollarım yeni kesiştiği için, tekrar karşılaşırsak onu nasıl selamlayacağımı hayal edemiyordum.
Son görüşmemizin üzerinden uzun zaman geçmiş gibi davranır mıydı?
Ama birkaç gün sonra. Logan'dan önce karşılaştığım ilk kişi Daisy'den başkası değildi.
"Neler oluyor?"
Daisy haber vermeden gelmiş ve oturma odasında beni bekliyordu.
Zaten bir veya iki kez benimle iletişime geçmeden ziyaret ettiği için önemli değildi.
Ama teni geçen seferki kadar iyi değildi.
Neden böyleydi? Yine de maskeli balodan istediği kadar zevk almış olmalı değil mi? Kont Parker'ın balosuna hiç benzemiyordu sonuçta.
Öyleyse neden bu kadar çaresiz görünüyordu?
Daisy'nin ağzından çıkan kelimeler çok beklenmedikti.
"Bayan Hamilton'ın salonuna davet edilmedim."
Kraliyet şatosunda oturan Markiz Hamilton'ın karısıydı ve Daisy ona yakındı.
Ama neden bu sefer davetli olmadığını söylüyordu? Ve neden buraya gelip bunun hakkında konuşsun ki? Kafam çok karışıktı.
Ona kollarımı kavuşturarak sordum.
"Neden?"
"O son olay yüzünden."
Daisy kızgın görünüyordu. Hâlâ zarif bir şekilde konuşuyordu ama sabrının tükendiğini hissedebiliyordum. Her neyse, Kont Parker'ın balosundan mı bahsediyordu?
Onun sosyal dünyadaki imajını lekelemek istedim ve görünüşe göre tüm çabam boşuna değilmiş. Sonuçlar nihayet çıkıyordu. Fena değil.
"Bayan Hamilton bunun yüzünden olduğunu söyledi mi?"
"Beni her seferinde davet ederdi. Ama şimdi... Beni birdenbire dışarıda bırakmasının başka bir nedeni var mı?"
Daisy'nin yüzünde acı bir ifade vardı. Sanki dünyanın bütün sefaletini kucaklamış gibiydi.
Sessizce onu dinledim ve konuşmaya başladım.
"O zaman her şeyin bittiğini sanıyordum."
"Ben de öyle düşünmüştüm. Ama orada fikrini söylemesi gereken birileri yok muydu ? Sienna, bunu herkesin önünde söylemeseydin bunlar olmayacaktı."
"Yani... Şimdi benim hatam mı?"
Cidden. Bir insan nasıl bu kadar utanmaz olabilir? Karşılık verdiğimde Daisy dudağını ısırdı. Derin bir nefes aldı ve bana baktı.
"Tabii ki yaptığımın doğru olduğunu söylemiyorum ama sen benim duygularımı anlamadın. Çünkü senin için gerçekten endişelendim, Sienna."
"Ah evet? Beni öldürmeye çalışman gibi mi ?"
"Sienna!"
Daisy sonunda sesini yükseltti. Mavi gözleri dalgalarla dolu bir deniz gibi titriyordu.
Daisy incinmiş görünüyordu.
İğrenç. O an tam olarak böyle hissettim. Sadece dinleyerek, Daisy'nin kurban rolünü gerçekten iyi oynayabileceği söylenebilir.
"Böyle bir şeyi nasıl söylersin? Ben senin arkadaşınım! O zaman seni umursamadığımı söylemiştin ama bu doğru değildi. Şimdi benden nefret mi ediyorsun…”
Tabii ki senden nefret ediyorum. Bana söylediklerinden sonra nasıl etmem?
Endişelerimi ve en derin düşüncelerimi paylaştım ama sen bunu kardeşinin işini büyütmek için kullandın! Huzur içinde ölmektense acı çekerken yaşamaya devam etmemi bile istedin. Bu nasıl arkadaşlık? (unutan varsa diye bölüm 2'de belirtilmiştir)
Bir an duygulandım ama hemen bastırdım. Daisy'ye şimdi söylesem bile anlamaz. Bunun yerine farklı bir cevap verdim.
"Benden nefret eden sen değil misin?"
"Ne?"
"Bilmek istiyorum. Neden benden nefret ediyorsun?"
Bir anda, incitici ifadesi kayboldu. Az önce duyduğu kırgınlık da ortalıkta görünmüyordu.
Sakince ona baktım. Oturma odası sessizliğe büründü.
~~~
Logan'la tanışmam gereken gündü.
Sözleştiğimiz gün. Kraliyet Kütüphanesi'ne gittim ve onu bir köşede beni beklerken gördüm.
Logan!
Ah, uzun zaman oldu.
Nasıl bu kadar tesadüf olabilir? Selamlamama tepkisi tam da hayal ettiğim gibi olduğu için küçük bir kahkaha çıktı.
Önceki gün Daisy ile görüşmemizden sonra, o zamandan beri moralim bozuktu ama onu gördüğüm anda kendimi rahatlamış hissettim.
Daisy ile olan görüşmemiz bununla sona erdi.
Doğrudan ona sordum diye Daisy'nin bana cevap vereceğini düşünmemiştim... Sonunda beklendiği gibi duymak istediklerimi duyamadım.
“…”
Daisy bunu ona sorduktan sonra bir daha konuşmadı.
Ne düşünüyordu? Dudağını ısırdı ve gözlerini benden kaçırdı. Sessizlik izledi.
Nihayet o gün görüşmemiz sona erdi. Karşı tarafın konuşmaya niyeti yokken başka ne diyebilirdim ki?
Aklıma geldikçe kalbim yine sızladı...
"Uzun zamandır mı bekliyordun, Logan?"
"Hiç de bile. Şimdi geldim."
Bu çok resmi bir cevaptı.
Bu mesafeli görünüşü beni tekrar baloya götürdü.
Tekrar maske taktığında neden bana gülümsemek zorundaydı? Gülümseyecekse bunu maskesiz yapması güzel olurdu. İfadesiz yüzü zaten yakışıklıydı. Gülümseseydi ne kadar yakışıklı olurdu?
Onunla kütüphanenin girişine doğru yürürken, önce ben konuştum.
"Neler yapıyorsun?"
"Daha fazla malzeme aramak için vakit harcadım."
“Benim için bir baloya gittim. Ama orada yangın çıktı.”
"Ah…. Yaralanmadın, değil mi?”
"Evet. Neyse ki, her şey yolundaydı. Büyük bir şey olmadı. Bu arada…"
Ağzımın köşeleri sinsi bir gülümsemeyle hafifçe kıvrılmadan edemedi.
"Geçenlerde katıldığım başka bir baloda sana çok benzeyen birini gördüm."
~~~~~
Oy vermeyi unutmayıın 😔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Done Being Your Best Friend (Çeviri)
ChickLitSefil bir hayatın ardından ölümle burun buruna gelen Sienna, en yakın arkadaşı Daisy'den şok edici sözler duyar. "Neden gidiyorsun ki? Seni böyle yaşarken daha çok görmek isterdim." "......Ne?" "En iyi arkadaşım olarak harika bir iş çıkardın. Hizmet...