Sadi öğle arasında ofisten ayrılmış Yaver'e de polis hurdalığına gelmesini söylemişti.
Savcı'dan aldığı özel izini memura gösterip arabanın yanına yürüdüler beraber. "Ağam şimdi neye bakmaya geldik biz?""Her şeye Yaver'im, her şeye."
Sadi pert olan arabanın yolcu kapısını açıp içeri oturdu. Yaver'de sürücü koltuğuna oturdu.
"Tır mı çarpmış bu arabaya bu ne böyle.""Kesin onların işi bu Yaver." Sadi kendi kendine söylenirken arabanın her detayına bakmaya başladı. Torpido gözlerinin her köşesine, koltukların altına...
Yaver arabanın döşemelerine bakarken elini de sürtmeye başladı. Kapının döşeme kısmına gelince çiziklerin olduğunu fark etti. İyice yaklaşıp dikkatle baktı. Kazınmaya çalışılan harfler olduğunu fark edince Sadi'ye seslendi. "Ağam bi bak buraya istersen."
"Bir şey mi buldun lan?" Sadi hemen yerinden kalkıp diğer kapıya doğru yürüdü. Yaver'in gösterdiği yeri inceledi gözlerini kısarak.
"Ne yazmış görünmüyor ki."Sadi bakmaya devam ederken Yaver'e seslendi. "Kağıt kalem var mı Yaver?"
Yaver hemen cebini yokladı. "Kalem varda kağıt yok ağam."
"Para ver o da olur."
Yaver cebinden para destesini çıkardı.
"Kaçlık vereyim ağam, dolarda var hangisini istersin."Sadi başını adama çevirip uzunca baktı. "Yaver oğlum sen iyi misin? 5 lira ver gitsin işte."
Kalemi ve parayı verdi Sadi'ye. "Hasbinallah ya."
Sadi parayı döşemenin üzerine koyup karalamaya başladı. Çıkan üç harfle kaşlarını çattı. "Ser""Ser mi, ser ne ağam ya?"
"Anlamadım ki Yaver."
"Ağam ser derken şimdi ser verip sır vermemekteki ser mi demek istemiş."
Sadi ayağa kalkıp paranın üzerindeki üç harfe bakarak düşünüyordu. "Ser, ser. Lan bu adam bana isim verecekti en son. Onunla alakalı bir şey olabilir mi?"
"Ser ile başlayan kim var ağam?"
"Ser, ser.. Serdar. Lan o müdür puştu Serdar."
Sadi hemen hurdalığın çıkışına doğru koşarken Songül'ü aradı. Yaver'de arkasından bağırarak koşmaya başladı. "Serdar kim ağam?"
"Yolda anlatırım Yaver."Sadi arabasına biner binmez tekrar Songül'ü aradı ama kadının açmamasıyla içine kurt düştü. "Aç artık Songül."
Sadi son gaz arabayı şubeye sürerken yol boyu Songül'ü aramaya devam etti. En son sinirlenerek elini direksiyona vurdu.
"Sakin ol ağam ya. Yengeme olmaz bir şey.""Ne sakini Yaver kurtlar sofrasının içinde benim karım."
•Sadi şubenin otoparkına arabayı bırakıp içeri koşmaya başladı. Songül'ü masasında göremeyince bir memuru durdurup sordu. Memur iki saat önce operasyona gittiklerini söyleyince Sadi bu sefer Onur'u aradı. Onur'un meşgule atmasıyla kesik kesik nefes almaya başladı. "Allah'ım bir şey olmasın."
Dizlerinde güç kalmadığını hissedince elini yan taraftaki duvara yasladı. Biraz soluklandıktan sonra arkasını döndü.
Arkasını döndüğü an Songül'ü görmesi bir oldu.
Derin bir nefes verirken gözlerinde bekleyen yaşları saldı. "Songül."Gözündeki yaşları silip kadına doğru hızlı adınlarla yürüdü. Songül kocasını görünce gülümsedi. Hızlı adımlarla gelen adama kollarını açarken Sadi'nin dağılmış hali gözlerinden kaçmadı. Sadi başını kadının boynuna gömüp fısıldadı. "Burdasın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Bulduğum Şehir | Sadgül
FanficBir Sadgül hikayesidir • Tevâfuk, birbirine denk gelme, latîfâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma anlamına gelmektedir. Tesadüf ise; raslantı demektir. Onların hikayesinde tesadüfe yer yoktu her şey uyum içinde denk gelmeyle başladı. #Sad...