YAZILMA TARİHİ: 10.10.2024Gülizar'ın oralarda olaylar ve durumlar yaşanarak akıp giderken o sıralarda Hamza'nın oralarda ise başka durumlar ve olaylar söz konusuydu.
Hamza'nın kız istemesine katılan o meşhur ordu malum tim, askeriyenin bahçesinde bir alanı kaplamış oturup hasbihal ediyorlardı.
Bazen en az iki kişi arasında başlayıp tüm kişilere yayılan bazense tüm kişilerden başlayıp özele bir iki kişiye kalan konular oluyor konuşmalar dönüyordu.
Gökçe, eşi ile olan konuşmasını bitirmiş, sonradan katılmıştı bu topluma. Onun katılması ile de başka ve bir konu başka ve yeni bir konuşma başlamıştı.
"Geldi aşk göğünün çiçeği. "dedi İsmail herkesi güldürerek.
Orta gelirli bir ailenin iki numaralı çocuğu, ikinci oğluydu İsmail. Ailesi köyden kente göçüp iki yerde de hayat süren insanlar.
Yazın orta yaşlılar, ihtiyarlar köye gidip oranın işlerini hallediyordu. Kışınsa herkes kentteki evde toplanıp işlere yardımcı olup birlikte yaşıyorlar.
Kafaları, aile ortamları kente ayak uydurup köye göre işliyordu. Bir yandan özgür ve modern bir topluluk iken bir yandan da elalemi göz önünde bulundurarak hareket ediyorlar.
Mesela İsmail'in anne babası ilk çocukları erkek oldu diye ikincisinin kız olma ihtimaliyle korkmuşlardı.
İkincisine gerek olmadığını bahane ederek uzun süre çocuk sahibi olmadılar. İsmail ile abisi arasında yaklaşık on yaş var.
Allah bir dedirtmesin derler ya onlarınkisi de aynı öyleydi. Ailesi abisine çok değer verir, ilk diye çok özen gösterirlerdi. Abisiyle de imtihan edilmişlerdi.
Abisi kışa hazırlık için köydeki dedesigile yardıma gittiğinde, tarlada tek başına her zamanki işini yaparken, tarla makinesine kendini kaptırıp parçalara ayrılarak can vermişti.
Abisi ölünce ölüye dönen ailesi mahvolmuş, uzun süre iğnelerle ayakta durmuşlardı. Bu defa İsmail'i baş köşeye oturtan aile, bozulan psikolojileriyle İsmail'e yüklenmişti.
İsmail ise o sıralar asker olma derdindeydi. Abisinin boş tarlada tek başına öldüğünü başkasından öğrenmişti. Öğrenince Öleceksem vatan için öleyim demiş, askerliğe niyetlenmişti. Ailesine konuyu açar açmaz da bin pişman olmuştu.
O da gizlice hazırlığını yapıp her şeyi ayarlamıştı. Mecburi askerliğe gidip bir daha dönmemişti. Hâlâ iletişim kuruyordu lakin yalnızca annesi ona anlayışla yaklaşıyordu. Diğerleri kırgın, kızgın, dargın ve yarı yarıya küslerdi.
Böyleydi İsmail çavuşun hikayesi.
"Ne göğü ya? Deniz o deniz. Bizimki de denizin balığı."dedi Samet gülmeyi sürdürerek.
Ortanın bir üstünde gelire sahip bir ailenin en büyük oğluydu Samet. Annesi öz babasıyla görücü usulü evlenmiş.
Annesigil ortanın bir altında gelire sahipmiş, gelen dünürler onlara kıyasla zenginken verivermişler annesini.
Çok eziyet çekmişti annesi. Anneannesi de annesi çok küçükken ölünce, dedesi annesini evlendirir evlendirmez gözden çıkarmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAM-..🖤 [Yeniden Yazılıyor!!]
Chick-LitEY DEĞERLİ OKUR! BU VE DİĞER TÜM KURGULARIMDA SENİ SENİN KIYMETLİ FİKİRLERİNİ VE İSTEĞİNİ BEKLİYORUM! KURGUMU VE İSTEĞİNLE DEVAMI GELEREK OKUYACAĞIN SONU MERAK ETMİYOR MUSUN? BU SADECE BENİM DEĞİL HEPİMİZİN KURGUSU!!! ♡♡♡♧♧♧♡♡♡ Ne çok alıştık değil...