"Gerçekten senin beni değil benim seni korumam gerekiyor, Tinnasit."
ˏˋ°•*⁀➷
Bir barda kafa dağıtan Tinnasit'in masasına bir sigara düşer. Sigarayı incelediğinde bir isim ve numara gören Tinnasit, bu numaranın ünlü şarkıcı Jeff Worakamon Satur'a ait...
"Araba yarışında iyi misindir?" Kollarımı birleştirdim, ona meydan okuduğumu belli etmek isteyerekten munzurca gülümseyerek dişlerimi gösterdim. "Ustasıyımdır ben!"
"İddialısın, sevdim bunu!" İkimiz de yarışa başlamak için hızla yerimizi aldıktan sonra sıkıca direksiyonu tutup Ta'nın arabasını sollayarak öne geçtim, arkasına hiç düşmeden yarışı bitirdim. Hızlıca oturduğum yerden kalktım, saçlarımı karıştırıp gülümsedim.
"Ustasıymışsın gerçekten..."
Çoğu oyunu oynayıp çokça çene çalarken zaman beklediğimden hızlı geçti. Salondan çıktık, temiz havayı içime çektim.
"Sahile geçelim mi, biraz dinleniriz?" dediğinde baktım ona, kafamla onay verdikten sonra zaten bize yakın olan sahile hızla ulaştık. Onunla olmak beklediğim kadar kötü hissettirmiyordu.
Onun oturmasını beklemeden yere çöktüm, bir süre sonda yanıma oturmadığını fark edince gözlerimi onun olduğunu düşündüğüm tarafa çevirdim, gördüğüm şeyse yalnızca bir boşluktu.
"Güzel çıktın." Yanıma geçti, telefonunu elinden bırakıp benim gibi denizi izlemeye başladı. Bir süre ikimizin de ağzından bir şey çıkmadı. "Yorgun görünüyorsun."
"Oyunlar yordu tabii..."
"O yönden değil," dediğinde gözlerim ona döndü, bir şeyler daha söyleyecekmiş gibi duruyordu. "O da var ama bir tek o yönden değil."
"İyiyim, dert etmeyin." dediğimde kıkırdadı. Telefonun ekranını açıp saate baktım, çoktan iki saat geçmişti bile.
Eve gitsem iyi olurdu.
"Bugün için teşekkürler, ben eve gitsem iyi olacak." Ayağa kalktım, teşekkür etme amaçlı hafifçe eğildikten sonra karşımdaki simaya baktım. Bir şey demeden gülümsüyordu yalnızca.
-
/
Saçlarımın kurumasını beklerken bir yandan telefonda geziniyordum, başka türlü zaman geçmiyordu. Önüme çıkan ilk fotoğrafla kaşlarımı çattım, sırtımı yasladığım koltukta doğruldum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Burası pek sahil sayılmaz ama elimdeki en iyi fotoğraf buydu.)
ta_nakunTa: Beautiful view 🌉
Gözlerimi kırpıştırdım, sayfayı tekrar yeniledim ama fotoğrafta veya görüşümde bır sıkıntı yoktu. Fotoğraftaki Tinnasit'ti, paylaşan da Ta denen şerefsizdi.
Evrenin bana okuduğu meydan mıydı yoksa etmeye çalıştığı alay mıydı bu?
Nefesimi tutup geri verdim, telefonu elimden bırakıp evin içinde dolanmaya başladım. "Benim korumamın Ta denen adamla ne işi var?" dedim koridorda dolanan kedime. Ta'yla benimle alakalı olan herhangi bir şeyi, bir kimseyi birlikte görmek sinirlerimi geriyordu.
-
/
Üstümdeki pikeyi bir kenara attım, derin bir nefes alıp lavaboya geçtim. Yüzüme soğuk suyu çarpıp havluya bastırdım, yatak odasına tekrar girip saçlarımı taradım.
Gittikçe yükselen zil sesini duymamla komodinden telefonu alıp kulağıma tuttum. "Buyrun, Bay Jeff?" Bir süre sertçe öksürdü, sabırla bir şeyler demeye başlayacağı zamanı bekledim. "Sen bi' çıksana evin önüne, konuşacak meselemiz var."
Telefonu kulağıma dayayarak salondaki pencerenin önüne geçtim, binanın önünde arabasına yaslanarak duran Bay Jeff'e ilişti gözüm. Siyah eşofmanının üstüne kolsuz bir tişört giymiş, kollarını birbirine bağlamıştı.
Üstümdeki koyu yeşil gömleği düzeltip altımdaki kareli pijamalara aldırmadan terlikleri ayağıma geçirdim, asansöre binip hızlıca binadan çıktım, Bay Jeff'in karşısında durdum. "Sorun ne?"
"Isarapongporn," Ellerimi sıktım, dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım. Başını biraz havaya kaldırdı, diyeceği şeyi merakla beklememle birlikte o çekip gidecekmiş gibi duruyordu.
Ne için geldiğini ve ne diyeceğini bilmiyor gibiydi ama bunun düşüncesi bile saçmaydı, kimse hiçbir şey dememek için sabahın erken saatlerinde birinin kapısının önünde dikilmezdi.
"Evet, Bay Jeff? Dinliyorum sizi." dediğimde gözlerini gözlerime dikti, sinirleri gergin gibiydi. Kaşları çatık, çenesini sıkıyordu, gözlerinde tek bir ışık parlamıyordu. Fakat tüm bunlara rağmen ağzından bir kelime çıkmıyordu.
Bu hâli hakkında ne hissetmem gerekiyordu bilmiyordum.
"Bugün klip çekimi var, menajerle çekim alanında olursun. Onu söylemeye geldim." dedi sesini duyması zor bir düzeyde tutarak.
