ortaokulun sonlarına geldiklerinde aralarında ufak tefek kıskançlıklar başlamıştı. her arkadaş arasında olan türden. sene sonu gösterileri olacaktı ve bir de balo. liseye geçmeden önce güzel anılara, öğretmenlere ve arkadaşlara veda tadında. vals yapılacağından eşler belirleniyordu. sunoo'nun şansına sevdiği bir arkadaşı olan chaewon'la eşleşmişti. çok nazik biriydi ve sunoo ile de oldukça iyi anlaşıyorlardı.riki de eşini kendi seçmişti, son zamanlarda peşine takılıp durduğu ve sunoo'nun hiç haz etmediği bir kızdı bu. ismi lazım değil kim jisoo. fazlasıyla güzel bir kız olabilirdi, sunoo bunu inkâr etmiyordu zaten ama kişilik olarak ondan uzak durması gerektiğini iyi biliyordu. ayrıca riki onunla daha fazla vakit geçirmeye başladıkça kıza karşı olan nefreti de artıyordu.
sunoo onu her bilgisayar oynamaya çağırdığında reddediyor "prova yapacağız, evlerine gidiyorum." diyerek resmen ekiyordu. sunoo'nun da vakit geçirecek bir sürü arkadaşı vardı elbette. sadece en yakın arkadaşıyla vakit geçirmeyi özlemişti. karakteri gereği nasıl hissettiğini açıklamak yerine hırçınlaşır ya da trip atardı, içinden gelmezdi konuşmak karşıdaki fark etsin isterdi. riki normalde sunoo'nun bu tavırlarına alışık olduğundan anında fark eder ve aralarındaki sorunlar çözülürdü. şimdi riki o kadar ortalıkta değildi ki bir sorun olduğunu bile anlamıyordu. yalnızca okulda görüyorlardı birbirlerini.
yine bir okul sonrası akşamüstü sunoo eve gelmiş, ödevlerini çoktan bitirmiş bir şekilde kitap okuyordu. çizgi romanını bitirmişti ve haftaya çıkacak sayısı gelene kadar elindeki kitabı bitirmek zorundaydı. annesiyle anlaşmaları böyleydi çünkü. odasının bahçeye açılan bir balkonu vardı ve balkonun camının tıklatılmasıyla yerinde sıçradı. o tarafa baktığında ona gülümseyerek kapıyı açmasını işaret eden bir adet riki'yle karşılaştı. yüzüne bir gülümseme saçılmasına ramak kala kendine engel oldu. onu özlemiş olabilirdi ama yine de kırgındı. bakışlarını tekrar kitabına yönlendirdiğinde riki cama birkaç kere daha vurdu. iç çekerek kapıya doğru kalkmadan önce kitabının içine ayracını yerleştirdi sunoo. tüm hevesi kaçmıştı birden.
"ne o? kitabından ayırdım diye mi bu surat?"
"niye geldin?"
"bilgisayar oynamayacak mıydık?"
"seni iki hafta önce çağırdım riki."
"ve ben de şimdi geldim?"
"bizim evin yolunu hatırlamana şaşırdım."
"hadi ama, abartıyorsun sunoo."
"kitabı bitirmeliyim, sonra gel oynarız."sunoo arkasını dönüp tekrar yatağının başına geçtiğinde en yakın arkadaşı bu hareketlerine bir anlam verememişti. riki aslında buraya biraz da tavsiye almaya gelmişti. jisoo'dan hoşlandığını düşünüyordu ama emin değildi. başka soracak bir arkadaşı da yoktu, kimseyle yakınlaşma gereği duymamıştı çünkü sunoo her zaman onun için oradaydı. aralarında bir sorun yok sanıyordu ama sunoo'nun davranışları ona tam tersini söylüyordu. böyle durumlarda riki konuşmaktan yana değildi. yatağın başında oturup kitabına devam eden arkadaşını bir süre özlem dolu gözlerle izledi, sonra yanına geçip kitabı alıp kapatarak sunoo'nun dikkatini kendinde topladı. en yakın arkadaşının boşta kalan ellerini kavrayıp ayağa biraz zorlama da olsa kaldırdı. sunoo'dan gelen "ne yapıyorsun şu an?" sorularını duymazdan gelerek ellerini arkadaşının vücudunda vals için aldıkları başlangıç pozisyonlarına yerleştirdi.
"sanırım birkaç yerde hata yapıyorum, valse de az kaldı bana yardım etmelisin."
sunoo gözlerini devirerek riki'nin belini kavramasına izin verdi. bir elini kendinden biraz uzun olan siyah ıslak saçları yeni kurumuş olduğundan kabarık görünen arkadaşının omzuna yerleştirdi ve elini de riki'nin avcunun arasına yerleştirdi. ritim tutmayı bildiklerinden müziğin kendisine ihtiyaçları yoktu.
"duruşun yanlış bir kere, jisoo senden kısa değil mi? belini biraz daha sıkı kavramalısın."
"ben de ona aynısını söyledim ama pek sıcak yaklaşmıyor, zorlamıyorum o yüzden."
"neyse sen yine dediğim gibi yap, ayrıca kambur duruyorsun ben şimdiye bırakmıştım seni."
"gömmeye devam edecek misin yoksa doğrusunu gösterecek misin?"
"ikisini de yapıyorum."sonrasında sunoo ritmi yüksek sesle tutarken birlikte dans etmeye başladılar. riki doğruca göz teması kurmayı denerken sunoo asla buna yanaşmıyordu, karnında onu rahatsız eden bir his vardı. işin garibi riki gayet güzel dans ediyordu, çok da düzeltilecek bir şey yoktu. birden göz göze geldiklerinde sunoo ritmi kaçırdı. böylece birbirlerine bakıp gülmeye de başlamış oldular ama dans etmeyi de sürdürdüler.
danslarını bitirdiklerinde ellerini ayırıp pozisyonlarını bozan sunoo olmuştu. yanaklarına hücum eden kanlar sinirlerini bozmuştu. neyseki loş ışıktan belli olmuyordu da riki farkında değildi.
"sanırım jisoo'dan hoşlanıyorum."
sunoo'nun karnındaki o garip his, yerini mide bulantısına bırakmıştı.
her ficimde riki'ye aci cektirmek gibi bir olayim var ama ne yapayim, cok seviyorum. 😫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
never ending story | sunki
Fanfictionsunoo duyduklarını idrak etmekte güçlük çekiyordu. kırk yıl düşünse yine böyle bir şeyle karşılaşacağını hayal etmezdi bu eve adımlarını atarken. o yalnızca aralarını düzeltmek istemişti. o kadar yalnız, o kadar yarım ve hayal kırıklığına uğramış hi...