aslına bakarsanız mezuniyet sonrası sunoo en yakın arkadaşı ile eskiye döneceklerini tahmin ediyordu, en azından öyle ummuştu. işler ise ona tam tersini söylüyordu. sunoo olmadan yapılan planlar sunoo'nun kulağına gittikçe kendini kemiriyordu. fazla mı ileriye gidiyordu kıskançlık etmekle? bir süredir kendi hâlinde takılıyordu. bu yazı riki ile geçirmek yerine evde oturup yalnızca dizi ve kitaplarıyla geçirecek gibi görünüyordu.ta ki heeseung bu duruma el atana kadar. lee heeseung, sunoo'nun riki'den sonra en çok değer verdiği ikinci kişi. heeseung farklı bir okula gittiğinden her zaman birlikte olma fırsatı yakalayamıyorlardı, riki de heeseung'u sevmezdi ama sunoo bunu genellikle saçma bulurdu çünkü heeseung hyung'u, aralarında yalnızca bir yaş vardı, herkese karşı oldukça cömertti ve iyi bir tavsiye vericiydi. kısacası iyi bir arkadaştan ne beklerseniz heeseung'da hepsi vardı. sunoo'yu evlerinde kalmaya davet etmişti ve itiraz kabul etmediğini de aynen söylemişti. eh, sunoo da biraz eğlenmeye ihtiyacı olduğunun farkındaydı, heeseung da kesinlikle doğru kişiydi bunun için.
saatler birbirlerini kovalarken vaktin nasıl geçtiğini bile anlamamışlardı. birlikte saatlerce top oynamış, arada komik videolar çekip onların editleriyle uğraşmışlardı. biraz da dongshik ile oynamışlardı, dongshik heeseung'un yavru kedisiydi. bir gün arkadaşları sokakta dongshik'i yalnız bulunca sokakta kalsın istememişlerdi ve doğruca heeseung'a getirmişlerdi. başta onu istememişti ama jungwon ve jay kapıdan çıkarken çoktan birbirlerine alışmıştı ikili.
artık iyice enerjileri tükendiğinde ikisi birden kendilerini heeseung'un geniş, oyuncak hikayesinin özel üretim yatak takımının üzerinde kafa kafaya vermiş uzanıyor, tavana bakıyordu. heeseung ve onun oyuncak hikayesi takıntısı kendisini odasının her yerinde belli ediyordu.
''teşekkür ederim hyung, çok iyi geldi.''
''seni öyle görmeye daha fazla katlanamazdım, bana eziyetti resmen. sahi, neyin var?''sunoo daha rahat edebilmek adına kolunu yastık niyetine başının arkasına yaslayıp iç çekti. son zamanlarda neyi olduğunu o da kestiremiyordu. riki'den açık açık bahsetmek istiyordu hyung'una ama bunu yapmamayı tercih etti, şu an eğleniyordu ve bunu bozmayı hiç istemediği için bu soruyu geçiştirdi. tam da ortamı biraz daha eğlenceli hale getirebilmek için hareketleniyordu ki telefonu çaldı.
riki onu arıyordu.
heeseung hyung yabancı değildi, yataktayken telefonu açtı.
''efendi-''
''heeseung'un evinde misin?''
'' evet, neden sordun?''
''en azından söyleseydin boşu boşuna sizin evin önünde dikilmezdim.''sunoo yatakta doğruldu ve vücudunu duvara yasladı, heeseung ise sesini çıkartmadan kendi telefonunda tiktok izliyor gibi yapıyordu, kulağının bu tarafta olduğu aşikardı.
''sana bunu söylemek zorunda değilim. size geldiğimde annenin 'riki dışarıda, birliktesiniz sanıyordum.' diyerek beni tıpış tıpış eve yolladıklarına say. en son beni ne zaman gördün hatırlıyor musun?''
''sunoo yanına geldiğimde de heeseung'un yanında oluyorsun. onu sevmediğimi biliyorsun.''
''ben seviyorum, en azından beni önemsiyor.''
''ben de seni önemsiyorum.''
riki'nin sinirlendiğini sesinden anlamıştı, belki de bunu söylememesi gerekirdi ama sunoo da dolmuştu. içinde tutamıyordu.
''nedense bir süredir beni önemsediğini hissetmiyorum. arama beni. bu hafta heeseung hyung ile takılıyor olacağım.''
''öyle mi?''
''öyle.''
ve telefonu yüzüne kapattı. sinirden gözünün attığını hissediyordu resmen. kafasını geriye duvara yasladı. gözlerini kapatıp iç çekmekten başka bir şey yapmadı, tüm enerjisi tükenmişti. heeseung ise sunoo konuşana kadar bekledi, sakin gözlerle sunoo'yu incelemekle yetindi.
''hyung, biraz sarılsak olur mu?''
neler oluyooooooo?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
never ending story | sunki
Fanfictionsunoo duyduklarını idrak etmekte güçlük çekiyordu. kırk yıl düşünse yine böyle bir şeyle karşılaşacağını hayal etmezdi bu eve adımlarını atarken. o yalnızca aralarını düzeltmek istemişti. o kadar yalnız, o kadar yarım ve hayal kırıklığına uğramış hi...